Aile hekimlikleri pandemi sürecinden nasıl etkileniyor?
Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına göre, pandemi koşullarında sağlık hizmetlerinin aksamaması için, toplumun sağlık başvurularının büyük bir kısmını karşılayan aile hekimlikleriyle ilgili yeni düzenlemeler şart.
Türkiye’de milyonlarca yurttaşın bağlı olduğu aile hekimlikleri, Covid-19 salgını ile mücadelenin en önemli halkalarından biri.
Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite sürecini yürüten aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları, pandemi döneminde hastaların takibi ve yönlendirmesinde önemli bir rol üstleniyor.
Türkiye’de Covid-19 vaka sayılarının giderek arttığı son dönemde aile sağlığı merkezlerinin (ASM) yükü de arttı. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) 9-15 Kasım tarihleri arasında 73 ilden bin 270 aile hekimiyle yaptığı ankete göre Türkiye genelinde evde takip edilen 500 bin koronavirüs hastası var. 1,5 milyon kişinin de karantinada olduğu tahmin ediliyor. Aynı ankete göre aile hekimi başına düşen hasta sayısı ise yaklaşık 20 ile Ekim ayına göre üç kat artış gösterdi.
Peki pandemi sürecinde artan sağlık hizmeti ihtiyacı, aile hekimliklerinin işleyişini nasıl etkiliyor?
‘Strateji değişikliği şart‘
DW Türkçe’ye konuşan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Aksaray Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Şenol Atakan’a göre, birinci basamak sağlık hizmetlerinin devamlılığı ve bulaş riskinin azaltılması için strateji değişikliği şart. Atakan, “Aksi halde yorulmuş, yıpranmış ve enfekte olmuş sağlık çalışanları yanında doluluk nedeniyle kilitlenmiş hastaneler, ihtiyaç duyduğu halde hizmete ulaşamayan bireyler kaçınılmaz olacaktır” diyor.
Koronavirüs Bilim Kurulu’nda bir aile hekimi temsiliyeti bulunmadığına işaret eden Atakan, bu durumun, hizmetler arası koordinasyon konusunda eksikliklere neden olduğu görüşünde. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre pandeminin başından bu yana yaklaşık 500 bin Covid-19 hastasının kayıtlara geçtiğini, birinci basamak sağlık hizmeti veren filyasyon ekipleri ve aile hekimlerinin bu hastaların 481 bini ile ilgilendiğini söyleyen Atakan, 19 bin hastanın ise hastaneye yatırılarak tedavi edildiğini belirtiyor. Atakan’a göre bu oranlar, Bilim Kurulu’nun oluşumundaki oranla uyuşmuyor.
“ASM’lerin iş yükü arttı”
Şenol Atakan “Bilim Kurulu’nda birinci basamak yaklaşımını yetersiz görmekteyiz. Çünkü Bilim Kurulu’nda aile hekimi temsiliyeti yok. Alınan kararlara bu yansıyor. İkinci ve üçüncü basamağa yönelik kararlar alınıyor. Halbuki bu dönemde genel sağlık hizmetleri durma noktasına geldi. Hastaneler daha çok Covid hastalarına yöneldi. Bu anlamda vatandaşın daha temiz gördüğü aile sağlığı merkezlerine daha fazla talep oldu ve bizim iş yükümüz de bu manada çok arttı” şeklinde konuşuyor.
Aile sağlığı merkezlerinin ulusal pandemi planlarında yer almadığını söyleyen Atakan, bu alanda hizmetin aksamadan sürdürülebilmesi için planlama yapılması gerektiğini vurguluyor. Atakan, “Aile hekimliği hizmetlerinde pandemi plan ve programı çerçevesinde hareket edilmeliydi. Test merkezleri arttırılmalıydı. Buz dağının görünmeyen kısmı olan enfekte insanlarımız tespit edilmeli, ona göre erken karantinalar ve izolasyonlar uygulanmalıydı. Bunların hepsi bir bütün içerisinde yapılmalıydı” diyor. Atakan, ASM’lerin de koronavirüs negatif ve koronavirüs pozitif şeklinde ayrılması gerektiğini, pozitif vakalara bakacak olanların da triyaj veya temaslı, şüpheli ve hafif enfekte hasta kontrolü yapmasının daha makul olacağını düşünüyor.
“Esnek çalışma uygulanmalı”
DW Türkçe’ye konuşan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu İkinci Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan ise sağlık çalışanları için esnek çalışma modelinin uygulanmasının önemine dikkat çekiyor. Eryazğan’a göre mevcut çalışma koşulları aile sağlığı çalışanlarını virüs tehdidine açık hale getiriyor.
Türk Tabipleri Birliği’nin kasım ayı anketine göre aile sağlığı merkezlerinde Covid-19 geçiren sağlık çalışanı oranı yüzde 49’a yükseldi.
Türkiye’de salgının başından beri aile hekimlerinin sıkıntılar yaşadıklarını belirten Eryazğan, “Cumhurbaşkanlığı genelgesinde tüm kurumlarda esnek çalışma modeli uygulanırken sağlık çalışanlarına bu uygulamamakta. Özellikle aile hekimi, aile sağlığı çalışanlarında bunun uygulanmaması virüs yükünün artmasına ve sağlık çalışanlarının bir çoğunun enfekte olup kısa dönemde tekrar işe başlamalarına, geride kalanların çok iş yükü altında ve virüs yükü altında yorulmasına neden oldu. Esnek çalışma modeli getirilip her yerde uygulanmadan sağlık çalışanlarının virüs yükü önlenemez” diye konuşuyor.
Aile hekimliklerinde normal poliklinik, aşı, izlem, okul aşısı, rapor işlemlerinin yanı sıra artarak devam eden telefon görüşmeleri tükenmişliği de artırıyor.
Hemşirelerin durumu
DW Türkçe’ye konuşan bir aile sağlığı hemşiresi, bir çağrı merkezi haline geldiklerini ve rutin işlerini yapamadıklarını belirtiyor. İsmini vermek istemeyen hemşire, “Marttan beri resmen sekreterlik yapıyoruz. Her gün pozitifleri, vaka temaslıları arıyoruz. Günde 80-100 hasta aradığımız oluyor. Bu yüzden aylık izlememiz gereken gebe, bebek ve çocuklara, aşılara yetişemiyoruz. Okulda yapılan aşıları da artık biz yapıyoruz. Bunlar da performansımızı etkiliyor” diyor.
Pandemi döneminde performans uygulamasının devam etmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan aynı hemşire, ek ödemeler konusunda verilen sözlerin de tutulmadığını belirterek şöyle devam ediyor: “Zaten marttan beri arama yapıyoruz, para talep etmiyoruz. İnsanların en kolay ulaştıkları telefon, ASM’ler ya da kişisel cep telefonlarımız. İlaç kullanacak olan hastalar arayıp bize soruyor. Filyasyon ekiplerinin yeterli bilgiyi vermediklerini söylüyorlar. İlçe Sağlık Müdürlükleri’ne ulaşamıyorlar. Ve bizi saat kaç olursa olsun arıyorlar. Beni sabah 5.00’te arayan hastam bile oldu. Bu iş, oluşturulacak bir çağrı merkezi ile çok rahat yapılabilir.”
Aile sağlığı çalışanı açığı
Pandemi nedeniyle iş yükü artan aile hekimliklerinde, kronik sorunlardan biri olan aile sağlığı çalışanı açığı ise gün geçtikçe artıyor.
Yusuf Eryazğan, aile hekimliklerinde sağlık çalışanı eksikliğinin yedi yıldan beri artarak devam ettiğini vurguluyor. Şu anda 10 aile hekimliğinden ikisinde aile sağlığı çalışanı olmadığını ifade eden Eryazğan, görev yaptığı Şanlıurfa’da ise aile hekiminin yanında çalışan bir aile sağlığı çalışanı bulunmayan 100 birim olduğunu söylüyor. Eryazğan, “Bunu Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü bunu kendi sitesinde ilan etmesine rağmen bizim bu konudaki açıklamamıza soruşturma açtı. Soruşturma konusunda vatandaşları kargaşaya sürüklemek, yanlış bilgiler vermek ve kurumların itibarını zedelemekten bahsediliyor. Aslında burada kurumların itibarını zedeleyen yedi, sekiz yıldır aile sağlığı çalışanı eksikliğinin giderilmemesi” diyor.
Aile sağlığı çalışanları, pandemi koşullarında sağlık hizmetlerinin aksamaması için toplumun sağlık başvurularının büyük bir kısmını karşılayan aile hekimliklerini çalışır halde tutmanın önemine dikkat çekiyor. Bunun için sağlık hizmetleri arasında koordinasyonu sağlayacak düzenlemeler yapılması ve aile sağlığı merkezlerinde fiziki şartların düzeltilmesini talep ediyor.
Pelin Ünker
© Deutsche Welle Türkçe
-
İsrail’in merkezine patlayıcı yüklü İHA ile saldırı: Yaralı sayısı artıyor
-
Türkiye’nin Eurofighter savaş uçağı alımına yeşil ışık
-
İsrail tankları BM üssüne girdi
-
61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu
-
Rusya Dışişleri Bakanlığı: BRICS askeri bir ittifak değil ve olmayacak
-
Nikaragua, İsrail ile arasındaki diplomatik ilişkiyi kesti
HABER LİSTESİ
-
01
İsrail’in merkezine patlayıcı yüklü İHA ile saldırı: Yaralı sayısı artıyorİsrail’in merkezindeki bir noktaya patlayıcı yüklü insansız hava aracıyla saldırı düzenlendi. Saldırıda ilk başta 39 olarak açıklanan yaralı sayısı 67’ye yükseldi. İsrail ordusu İHA’ların Lübnan’dan ateşlendiğini ve saldırı alarmlarının çalmadığını iddia etti. İsrail’in Hayfa bölgesinin güneyindeki bir askeri üsse gerçekleşen İHA saldırısında yaralananların sayısı 67’e yükseldi. Hizbullah’tan “İsrail’in perşembe günü Beyrut’a gerçekleştirdiği saldırıya yanıt verdik” […]
-
02
Türkiye’nin Eurofighter savaş uçağı alımına yeşil ışıkUzun süredir Türkiye’ye silah ve savunma ekipmanları satışını engelleyen Almanya’nın, son günlerde bu tavrını yumuşattığına dönük işaretler gelmeye başlamıştı. Türk Hava Kuvvetleri’ne 40 adet Eurofighter Typoon savaş uçağı alımında kritik bir eşik aşıldı. Uzun süredir satışı engelleyen Almanya’nın, teknik görüşmelerin başlamasına onay verdiği bildirildi. NTV’de yer alan habere göre, Eurofighter konsorsiyumunu oluşturan İngiltere, İtalya, İspanya ve Almanya’dan […]
-
03
İsrail tankları BM üssüne girdiİsrail ordusu, 3 gündür Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü’nü (UNIFIL) hedef almasının ardından bugün Birleşmiş Milletler üssüne tanklarla girdi. BM’den yapılan açıklamaya göre, üssün ana kapısı yıkıldı, 15 asker yaralandı. İsrail ordusu, Lübnan’da bulunan Birleşmiş Milletler üssüne tanklarla girdi. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan açıklamada, “İsrail tankları bugün zorla BM üssüne girdi. Bu şok edici […]
-
04
61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller sahiplerini bulduUluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Film Ödülü’nü, Nadim Güç’ün yönettiği ‘Mukadderat’ kazandı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen festivalin kapanış ve ödül töreni, Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. Sunuculuğunu Şebnem Dönmez‘in yaptığı gece, oyuncu, müzisyen Taner Ölmez‘in konseriyle başladı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yaptığı konuşmada, […]
-
05
Rusya Dışişleri Bakanlığı: BRICS askeri bir ittifak değil ve olmayacakRusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada BRICS’in hiç bir zaman askeri bir ittifak olmadığı ve bundan sonra da olmayacağı belirtildi. Bakanlığın internet sitesinde yer alan açıklamada, “BRICS hiçbir zaman askeri bir ittifak olmadı ve olmayacak. Üstelik BRICS, uluslararası bir örgüt veya entegrasyon yapısı bile değil, eşit katılımcılardan oluşan devletlerarası bir birliktir” ifadelerine yer verildi. BRICS’in ‘siyaset ve güvenlik’, ‘ekonomi […]