Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında gümrük tarifeleri konusunda yaşanan sürtüşmelerin gölgesinde, pan-Avrupa (Avrupa kültür ve kimliği ile özdeşleşen) düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından Çarşamba günü yayınlanan bir ankete göre, Avrupalıların çoğunluğu ABD’yi “müttefik” olmaktan ziyade sadece “gerekli bir ortak” olarak görüyor.
Ankete katılanların yarısı ve Danimarka, Almanya ve Polonya gibi geleneksel olarak ABD’ye yakın ülkelerde ise ankete katılanların çoğunluğu tarafından bu görüş paylaşılıyor.
ECFR’nin kıdemli politika uzmanı Pawel Zerka, “Bu, eskiden güçlü bir transatlantik olan bazı ülkeler için büyük bir değişim anlamına geliyor,” dedi. “Ancak bu anlaşılabilir bir durum çünkü eğer Donald Trump transatlantik ittifakı artık gerçek bir ittifak olarak değil de işlemsel olması gereken bir şey olarak sunuyorsa, o zaman biz de bunu kabul ederiz.”
Analiste göre bu durum, Avrupalıların ABD’ye karşı “idealist bir yaklaşım yerine pragmatik bir yaklaşım” oluşturmaya çalışmaları için bir “fırsat” olarak görülmeli.
Anket Almanya, Fransa, İtalya, Polonya, Portekiz, İspanya, Danimarka, Estonya, Romanya, Bulgaristan ve Macaristan’ın yanı sıra Ukrayna, İsviçre ve İngiltere’nin da aralarında bulunduğu 11 AB ülkesinde gerçekleştirildi.
Bununla birlikte, Trump’ın kendisi hakkındaki görüşler de farklılaşıyor: güneydoğu Avrupa’da Trump’ı destekleyenler, kuzey ve batı Avrupa ülkelerinde ise Trump’ı desteklemeyenler daha belirgin.
Ankete katılan Macarların neredeyse yarısı (yüzde 49) Trump’ın yeniden seçilmesinin dünya barışı için olumlu olduğunu düşünürken, Bulgaristan ve Romanya’da benzer düşünenlerin oranı yüzde 45. Buna karşılık Danimarkalıların yüzde 62’si ve Almanların yüzde 55’i Trump’ın dünya barışı için “kötü” olacağı kanaatinde.
Araştırma ayrıca Avrupalıların Avrupa ve Avrupa’nın dünyadaki rolüne ilişkin algılarında da geniş farklılıklar olduğunu ortaya koydu. “Euro-iyimserler” olarak adlandırılan en büyük grup, AB’nin büyük bir güç olduğuna ve önümüzdeki yirmi yıl içinde çökmesinin olası olmadığına inanıyor. Katılımcıların yüzde 30’unu temsil eden bu grup Estonya, Danimarka, Ukrayna, İspanya ve Portekiz’de en büyük grubu oluşturmakta. Buna karşılık, katılımcıların yüzde 22’si AB’nin bir güç olmadığına ve çökmeye mahkum olduğuna inanan “euro-pesimistler.”
“AB’nin Çin ya da ABD gibi ülkelerle eşit şartlarda anlaşabilecek büyük bir güç olduğundan şüphe duyan çok sayıda insan var. AB genelinde de bloğun dayanıklılığını sorgulayan ve önümüzdeki on ya da iki yıl içinde AB’nin dağılabileceğine inanan pek çok kişi var,” diyen Zerka, “grinin çeşitli tonları olduğunu” ve AB’nin dağılacağına ve büyük bir güç olmadığına inananların “aslında azınlık olduğunu” sözlerine ekledi.
Araştırmanın genel örneklemi 18.507 katılımcıyı kapsıyor.