İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 8 Ekim 2023’te düzenlenen İstanbul İl Kongresi hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Başsavcılıktan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızca son dönem CHP İstanbul İl Kongresi seçimlerinde seçime karıştırılan hile ve seçim kanununa muhalefet edildiğine ilişkin iddialarla ilgili olarak soruşturma işlemlerine başlatılmıştır,” denildi.
CHP’nin İstanbul İl Kongresi, 8 Ekim 2023 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenmişti. Kongrede o dönem CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, 342 oy alarak İstanbul İl Başkanı seçilmişti. Bir diğer aday Cemal Canpolat ise 310 oy almıştı.
Bu haber Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te yapılan 38’inci Olağan Kurultayı’nda ‘kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı’ iddialarına ilişkin soruşturma başlatmasının ardından geldi.
Çelik’in bu kongrede eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı CHP lideri Özgür Özel’i desteklediği biliniyor.
Yürüyüş kanununa muhalefetten soruşturma açılmıştı
Dün de Özgür Çelik, kendisi dahil 20 kişiyi kapsayan bir soruşturmanın başlatıldığını açıkladı. Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’nde ifadeye çağrıldığı 31 Ocak Cuma günü yapılan eylemle ilgili olarak ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet’ suçlamasından soruşturma açıldığını söyledi.
Birkaç gün önce ‘ihaleye fesat karıştırma’ soruşturmasında gözaltına alınan CHP Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler de belediye yetkilisi 13 kişi ile birlikte dün tutuklanmıştı.
Son aylarda CHP’li belediyelere yönelik soruşturmaların arttığı görülüyor. Bunda en çok öne çıkan kent ise İstanbul. Daha önce de CHP’li Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanları tutuklanmıştı.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanan İBB Başkanı İmamoğlu da soruşturmaların hedefinde. Eleştirmenler de asıl hedefin İmamoğlu olduğunu belirtiyor.
İmamoğlu hakkındaki soruşturma ve davalar
2019’daki İstanbul seçim zaferi sonrası İmamoğlu, son yıllarda hakkında açılan dava ve soruşturmalarla sık sık gündeme geliyor. Son beş yılda açılan davalarda İBB Başkanı’na arasında ‘kamu görevlisine hakaret’, ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘görevi kötüye kullanma’ gibi suçlamalar yöneltildi. Son dönemde ise özellikle siyasi yasak talebi içeren davaların sayısının artması dikkat çekiyor.
İmamoğlu hakkında açılan davalar arasında şu ana kadar en kritik karar, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret davasında verildi. 2019 yılında ifadeleri nedeniyle açılan davada mahkeme, Aralık 2022’de İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve bu kararın kesinleşmesi halinde siyasi yasak uygulanacağını belirtti. Ancak karar istinaf sürecinde olduğu için henüz kesinleşmiş değil.
İmamoğlu söz konusu ifadeleri kendisine ‘ahmak’ diyen dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt olarak söylemişti: ”31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın.”
Son haftalarda açılan soruşturmalar
İBB Başkanı’na 20 Ocak Pazartesi “Ülke Politikaları Vakfı Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” adlı bir panelde konuştuğu sırada “tehdit ve terörle mücadelede görev olan kişileri hedef göstermek” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.
İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında şu sözleri kullanmıştı: “Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de… Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın, senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın. Senin zihniyetinin içinden geçen yol ve yöntemleri bu memleketin her ortamından söküp atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu.”
Bu sözleri söylemesinden dakikalar sonra panel sırasında İmamoğlu’na soruşturma geldi. Soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede İmamoğlu için siyasi yasak istendi.
Ardından, İmamoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanması üzerine yaptığı “Turpun büyüğü heybede” açıklamalarına referansla 27 Ocak Pazartesi günü sabah saatlerinde “Turpun Büyüğü” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve Satılmış Büyükcanayakın isimli bir bilirkişiden söz etti.
İmamoğlu İBB, Esenyurt ve Beşiktaş belediyeleri ile kendisi hakkında yürütülen bazı soruşturmalarda bilirkişi olan Büyükcanayakın ile ilgili şunu söyledi: “Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu.”
Bu sözlerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’yla ilgili “bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişinin hedef gösterilmek suretiyle yargı görevi yapanın etkilemeye teşebbüs edilmesi” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Bu, İmamoğlu ile ilgili bir hafta içinde açılan ikinci soruşturmaydı.
Devam eden diğer davalar
İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin açılan ‘ihaleye fesat karıştırma’ davası da önemli davalar arasında yer alıyor. 2023’te açılan davada 3 ila 7 yıl hapis cezası talep ediliyor ve son duruşma 11 Nisan 2025’te yapılacak.
2024’te buna ek olarak bir de ‘usulsüz harcama soruşturması’ başlatılmıştı.
Diploma soruşturması: Yeni bir süreç mi başlıyor?
2025 yılında başlatılan bir diğer dikkat çekici soruşturma ise İmamoğlu’nun diplomasına yönelik iddialar. Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan bir rapora dayandırılan soruşturmada, İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahteliğiyle ilgili inceleme başlatıldığı belirtiliyor. Bu süreç henüz erken aşamada olsa da İmamoğlu’nun ifade vermek üzere İstanbul Adliyesi’ne davet edilmesi konunun ciddiyetini ortaya koyuyor.
İmamoğlu partisinin cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde öne çıkan tek isim olmuştu. Türkiye’deki yasalara göre ise cumhurbaşkanı olmak için ise üniversite mezunu olmak gerekiyor.
Hukuki süreçlerin siyasete etkisi
İmamoğlu hakkında yürütülen bu soruşturmalar ve davalar, Türkiye’de siyaset ve yargı ilişkisi açısından geniş bir tartışma alanı yaratıyor. Hakkında açılan her yeni dava ve soruşturma, 2028’e giden süreçte muhalefetin en güçlü isimlerinden biri olarak görülen İmamoğlu’nun siyasi geleceği açısından kritik önem taşıyor.
