GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİZ GERÇEKLER!..

Edebiyat - 29 Eylül 2017 21:06 A A

Osman Bedel
osmanbedel954@gmail.com

43 yıl Amerika’da yaşamış biri olarak size kendimden bahsetmek isterim.

Lisans eğitimimi Psikoloji alanında tamamladım ve aynı üniversitede 3 dönem eğitim verdim. Üniversiteye ait hastanede Doç. Dr. olarak çalıştım…

Hayatın verdiklerinden memnun kalmayıp içinde bulunduğum ortamdaki insan farklılığını da kendime bir sebep sunarak başka kariyer planları yapmaya koyuldum ve bu planlar beni yıllar evveli başladığım yere getirdi, şimdi de bazen gerilere bakıp acı ve tatlı yaşadıklarımı yâd ediyorum…

Geçenlerde  8 yıl evvel yazdığım bir yazım tesadüfen elime geçti , yazım tamamen aldığım eğitimlerden ve gözlerimle şahit olarak öğrendiklerimden ibarettir…

Var olduğunu unuttuğum bu notu tekrar tekrar okudum, İngilizce olduğu için keşke Türkçe olsaydı da sayfamda sizlerle paylaşabilseydim dedim kendi kendime, sonra da bunu mutlaka tercüme etmeliyim dedim. Zor olacağını da biliyordum çünkü yıllarca ana dilim Türkçe’yi konuşmadığım için dilbilgisi eksikliğim vardı…

Bir anda heyecanımı kayıp ediyordum ki; Google amcanın da yardımıyla 4 uzun günümün bana kazandırdığı özgüveni siz değerli dostlarımla paylaşmak sevinci içerisinde buldum kendimi… Umut ediyorum, hayata bakışlarınız da soru işareti yaratabilirim…

Çoğunluğumuz kendi yarattığımız sebeplerden dolayı hayata karşı olumsuz baktığımız anlar vardır, bu anlarımızda kimseyi istemeyiz!

Sebebini bilmediğimiz halde kafamızı karıştıran soruları sormaya devam ederiz kendimize…

Bazen saçma şeylerle kafamızı yormamız bizi daha iyi eder diye düşünürüz.

Sorunların ne olduğunun aslında hiç önemi yok…

Biz aslında sorunların çözümleriyle ilgilenmiyoruz. Genelde ya bir suçlu ya da kendimizi haklı çıkaracak birkaç cümle, olay, fikir bulmak için çaba sarf ediyoruz.

Genellikle ikili ilişkilerimizde problemler olmasının bir sebebi de bu; sürekli bir suçlu aramaya mahkûm olmamız ve aslında bunun farkına bile varamamamız…

Daha ilk yıl öğrenciyken bir psikoloji kitabında okumuştum, kitabın adı ‘Egoist Olma Sanatı”. İnsanların genelde suçlu aramalarının sebeplerini şöyle açıklıyordu; “Ya kaldıramayacakları bir projeye adım atmış ve sorumluluk almışlar ya da büyük bir sorumsuzluk örneği gösterip proje için çaba harcamamışlardır…”

İkili ilişkilerimizde de aynı olgular yaşanır.

Genelde sağlam bir empati kuramadığımız için

İnsanların bizi terk ettiğini anlayamayız. Eğer biz terk edersek de durum pek farklı değildir, bu sefer de onun empati yeteneğinin zayıf olduğu inancına kapılırız. Oysa; bizim de hoşgörülü olmamız gerektiğini hiçbir zaman düşünemeyiz. Hoşgörü ve karşılıklı güzel seviyeli sohbetler, sorunların konuşarak halledildiği bir yerdir burası…

Yeni gelen nesle öğretemediğimiz bir sohbet türü olduğu kanısındayım. Çünkü onların tek muhabbet ettikleri konu, tamamen zaman öldürmeyle alakalı hiç bir amacı ve hiç bir gerçekle alakası olmayan kendi kendilerine kurdukları bir hayal ortamı…

Şu ana kadar anlatmaya çalıştıklarım ne kadar açıklayıcı oldu bilemiyorum ama bu konudaki benim fikrim “sonun başlangıcı”dır…

Bu aralar haberlere dikkat ederseniz yeni gelen neslin aslında  “iyi insan olmak” gibi bir hedefleri olmadığını çok rahat görürsünüz, çünkü gün geçmiyor ki 10- 12 yaşlarında bir kız veya erkek çocuğu tecavüze uğramasın, insafsızca dövülmesin, yaralanmasın, öldürülmesin. Sebebini öğrenmeye çalıştığınızda ortaya çıkan tablo daha da korkutucu…

Sorunlu olan bizleriz, anneler, babalar. Biz büyükler kendimiz konuşmasını, hoşgörüyü, saygıyı bilmiyoruz ki onlara nasıl öğretelim ?.

Her fırsatta çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyler çok açık ortada, yalan söylemek, iftira atmak, kavga etmek ve hepsinden önemlisi kopuk bir hayat tarzı. Siz de bunları düşünen insanlardansanız şu soruyu sürekli olarak sorarsınız kendinize, Suçlu kim ..?

İşte bizim muhbir doğmamızın bir sebebi de bu, sürekli “suçlu aramamız”

Benim bu konuda tek bir önerim var ; Bu hayatı konuşarak arkadaşça, dostça düşünerek yaşayabilmek…

Tabiatın kanununda büyük her zaman küçüğü yer. Bu; dünya büyüklerine savaş çıkartarak küçükleri ezmelerine sebep olmuştur, iki yanlış hiç bir zaman, dünyanın hiç bir yerinde bir doğru yapmaz ama buna rağmen dünya politikası bu gerçekleri görmezden gelerek kendi menfaatleri için tabiatın kanunlarını uygularlar…

Benim dünyam da ise diyorum ki; Eğer biz güçlüysek zayıfı ezmeyelim… Çünkü bu uçsuz bucaksız dünya hepimizin, güçlülerin olduğu kadar zayıfların da dünyasıdır…

Edebiyat - 21:06 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    İsrail Siyonizmi ve BOP
    Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com ABD, 2003 yılında Irak’ı işgal ettikten sonra Ortadoğu’da akan kan hiç durmadı… Taliban’ın 11 Eylül 2001’de iki Amerikan yolcu uçağını kaçırıp New York’taki İkiz Kuleler’i yerle yeksan etmesinin ardından Washington Yönetimi, bu bahane ile önce Afganistan’ı, sonrasında Irak’ı işgal ederek yüzbinlerce sivilin ölümüne sebep oldu. “Sebep oldu” dedik; ama sözün gelişiydi o… […]
  • 02
    Paşinyan: Rusya ve Ermenistan arasında aktif bir siyasi diyalog var
    Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Erivan ve Moskova arasında son dönemde aktif bir siyasi diyalog bulunduğunu belirtti. Moskova’da düzenlenen Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Liderler Zirvesi marjında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmenin basına açık kısmında konuşan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasındaki siyasi diyaloğa vurgu yaptı. Paşinyan, “Son aylarda oldukça aktif bir siyasi diyalog yürüttüğümüzü belirtmekten büyük mutluluk duyuyorum. Rusya Başbakan […]
  • 03
    Türkiye’de son yedi yılda ‘şüpheli kadın ölümleri’ yüzde 82 arttı
    1.441’i son 7 yılda şüpheli ölüm olmak üzere ve 2010’dan bu yana gerçekleştirilen kadın cinayetleri ile birlikte toplamda 5.696 kadın hayatını kaybetti. “Kadın cinayetleri” ile “kadınların şüpheli ölümlerine” ilişkin raporlar hazırlayan “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” verilerine göre, Türkiye’de 2017 ile 2023 yılları arasında “şüpheli kadın ölümleri” yüzde 82 artış gösterdi. 2010 yılında yaşanan Münevver Karabulut cinayetinin ardından […]
  • 04
    John Hopfield ve Geoffrey Hinton 2024 Nobel Fizik Ödülü’nü kazandılar…
    Fizik ödülü, bu hafta ve önümüzdeki hafta açıklanacak altı Nobel Ödülü’nden ikincisi. 2024 Nobel Fizik Ödülü, yapay sinir ağlarıyla makine öğrenimini mümkün kılan keşifleri dolayısıyla iki biliminsanına verildi. Bu yılki ödülün sahipleri Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Princeton Üniversitesi’nden John Hopfield ve Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nden Geoffrey Hinton oldu. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Genel Sekreteri Hans Ellegren […]
  • 05
    Fikir disiplini…
    Han Ayvaz Adıgüzel hanayvazadiguzel@gmail.com Ülkemizde Türk milliyetçiliği konusu bölünmüş bir disiplin halini aldı fakat kimseden evet veya red onayı gelmiyor. Görüş belirtmeme devam eden tarihi hastalığımız olsa gerek. Bu durum bize yanlış sunulan İslam anlayışından geçmiştir. “Neuzibillah cehenneme giderim” korkusunun getirdiğidir bu. Korku, Türk’ün iliklerine işlemiş ama yaşadığı ezilmişliğe, yoksulluğa ve uğradığı hakarete cehennem diyemiyor, […]