İran ve Avrupalı yetkililer bir araya geliyor

DİPLOMASİ - 29 Kasım 2024 19:08 A A

Görüşmelerde, Donald Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak öncesinde herhangi bir ivme kazanılıp kazanılamayacağı test edilecek.

Avrupalı ve İranlı diplomatlar, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünden önce, Tahran’ın tartışmalı nükleer programı da dahil olmak üzere bölgedeki gerilimi azaltmak için önümüzdeki haftalarda ciddi görüşmeler yapıp yapamayacaklarını görüşmek üzere Cuma günü bir araya geliyor.

Dünya güçleri ve İran’ın 2015’te bir anlaşmaya varmadan önce on yıldan uzun bir süre önce nükleer görüşmelerde ilk atılımı gerçekleştirdiği İsviçre’nin Cenevre kentindeki toplantılar ile ABD seçimlerinden bu yana ilk kez yapılıyor ve Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak öncesinde herhangi bir ivme kazanılıp kazanılamayacağı test edilecek.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve üst düzey nükleer müzakereci Majid Takhteravanchi, Perşembe akşamı AB’nin baş koordinatörüyle görüştükten sonra Cuma günü, Avrupa’daki en büyük nüfus ve ekonomiye sahip üç ülke (E3 ülkeleri) olan İngiltere, Almanya ve Fransa’dan üst düzey diplomatlarla bir araya geldi.

E3 ülkelerinin 21 Kasım’da İran’ın uranyum zenginleştirmeyi durdurma taahhüdüne rağmen Birleşmiş Milletler atom gözlemcisini 2025 baharına kadar İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili “kapsamlı” bir rapor hazırlamakla görevlendiren bir karar tasarısını kabul etmeleri iki taraf arasındaki güvensizlik seviyesine dikkat çekti.

Diplomatlara göre bu durum Cenevre toplantılarını daha çok Trump’ın İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilişkili raporu nasıl ele alacağı konusundaki ortak endişelerine odaklanan bir beyin fırtınası oturumu haline getiriyor.

Avrupalı, İsrailli ve bölgesel diplomatlar, Trump’ın yeni kabinede Dışişleri Bakanı olarak seçtiği Marco Rubio gibi önemli İran şahinlerini de içeren planlı yönetiminin, tıpkı ilk başkanlığı sırasında denediği gibi İran’ı ekonomik olarak dize getirmeyi amaçlayan bir “maksimum baskı” politikası uygulayacağını dile getiriyor.

Ayrıca Trump’ın bölgedeki çok sayıdaki krizi çözmek için bölgesel oyuncuları içeren bir tür büyük pazarlık arayışına girebileceği de ifade ediliyor.

2015 yılında İran, ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile nükleer faaliyetleri kapsamında uranyum zenginleştirme, bunları depolama ve araştırma çalışmalarına kısıtlama getiren bir anlaşma imzalamıştı.

Bu nükleer anlaşma kapsamında, İran’a uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığı, İran bazı hassas nükleer faaliyetlerini sınırlandırmayı kabul etmiş ve uluslararası gözlemcilere denetim izni vermişti.

ABD, 2018’de nükleer anlaşmadan çekilirken, İran 2020 yılında anlaşmanın taahhütlerini uygulamayacağını bildirmişti.

2015 anlaşmasının Avrupalı tarafları olan E3, son aylarda, özellikle de Tahran’ın Ukrayna savaşı için Rusya’ya verdiği askeri desteği arttırmasından bu yana İran’a karşı daha sert bir tutum benimsedi. Ancak her zaman baskı ve diyalog politikasını sürdürme isteğinde de ısrar ettiler.

Üç İranlı yetkili, Tahran’ın öncelikli hedefinin, dönemin Başkanı Trump’ın İran ile altı dünya gücü arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan vazgeçmesinin ardından 2018’den bu yana uygulanan “yaptırımların kaldırılmasını” sağlamanın yollarını bulmak olacağını söyledi.

Üç yetkiliden biri “Kurum nükleer çıkmazı aşmaya karar verdi. Amaç, Cenevre toplantısını ortak bir zemin bulmak için kullanmak ve ilerleme kaydedersek Washington daha sonraki bir aşamada katılabilir” dedi.

İyi niyet görüşmeleri

İran 2018’den bu yana nükleer programını hızlandırırken Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) programı izleme yetkisini de sınırlandırdı.

ABD merkezli etkili silahların kontrolü politikaları üzerine çalışan Arms Control Association (Silah Kontrol Derneği) savunma grubunun nükleer silahların yayılmasını önleme politikası direktörü Kelsey Davenport, “Trump göreve gelene kadar bir anlaşma olmayacak ya da bir anlaşmanın ana hatları hakkında ciddi görüşmeler yapılmayacak” dedi.

Davenport, “Ancak Avrupalılar İran’a nükleer programının hangi yönlerini müzakere etmeye istekli olduğu ve İran’ın nükleer tavizler vermesi için bölgedeki güvenlik koşullarının ne yönde değişmesi gerektiği konusunda baskı yapmalı” ifadelerini kullandı.

Avrupalı bir yetkili, öncelikli amacın iyi niyet görüşmelerini başlatmak için bir takvim ve çerçeve üzerinde anlaşmaya çalışmak olduğunu, böylece Trump gelmeden önce İranlıların somut bir şeyler müzakere etmeye başlayacaklarına dair net bir taahhütte bulunacaklarını aktardı.

Her iki taraftan yetkililer nükleer meselenin görüşmelerin sadece bir yönü olduğunu, İran ve ezeli rakibi İsrail arasındaki gerilimin Gazze ve Lübnan’daki çatışmalar ve iki rakip arasındaki kısasa kısas saldırılar nedeniyle zaten istikrarsız olan topyekûn bir savaşı ateşleyebileceğine dair endişeler artarken Tahran’ın Rusya ile askeri ilişkisinin ve bölgesel rolünün de ele alınacağını söylüyor.

Salı günü Lübnan’da ateşkes tavsiyesi veren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu kararın kısmen İsrail’in dikkatini İran’a çevirmek için alındığını söyledi.

Trump’ın iktidara dönüşü pek çok soruyu açıkta bırakırken, dört Avrupalı diplomat E3 ülkelerinin zaman daraldığı için şimdi devreye girmenin hayati önem taşıdığını düşündüklerini söyledi.

Batılı güçler İran’ın nükleer faaliyetlerine 2015’tekinden daha az kapsamlı da olsa yeni kısıtlamalar getirmek üzere müzakerelere başlamaya karar vermesini ve yaza kadar bir anlaşmaya varılmasını umuyor.

Bunun karşılığında yaptırımlar kaldırılmaya başlanacak, ancak İran ekonomisine en çok zarar veren yaptırımlar ABD yönetimi tarafından uygulanıyor.

İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini anlaşmadaki taahhütlerin çok ötesine taşımış olması nedeniyle, Trump’ın 2015 anlaşmasının gelecek yılın Ekim ayında “fesih gününde” kaldırılmasından önce yeni taahhütlerin belirlenmesine yönelik müzakereleri destekleyip desteklemeyeceği belirsizliğini koruyor.

Bu tarihten önce yeni taahhütler üzerinde anlaşmaya varılamazsa rapor, 2015 anlaşması kapsamında konunun BM Güvenlik Konseyi’ne gönderildiği ve anlaşma kapsamında kaldırılan yaptırımların yeniden uygulanabildiği bir süreç olan “snapback” davasını güçlendirmek için kullanılabilir.

Uzun süredir nükleer programının barışçıl olduğunu savunan İran, yaptırımların geri gelmesi süreci olan “snapback”in gerçekleşmesi halinde nükleer doktrinini gözden geçireceği uyarısında bulundu.

 

Kaynak: tr.euronews.com

DİPLOMASİ - 19:08 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    Cumhurbaşkanı Erdoğan Macaristan Başbakanı Orban ile bir araya geldi
    * Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı kabul etti. Görüşmede bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban‘la bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan, Suriye’de yaşanan son gelişmelerin Türkiye’nin insani ve vicdani dış politikasının ne kadar isabetli olduğunu ortaya koyduğunu, terörle mücadele, Suriye’nin […]
  • 02
    ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ankara’da: Erdoğan ile Suriye’yi görüştü
    Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye’yi ziyaret etti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Perşembe geç saatlerde başkent Ankara’ya iniş yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen Blinken’ın gündeminde Suriye’deki görüşmeler vardı. Cumhurbaşkanı, Blinken’ı Ankara Esenboğa Havalimanı’nda kabul etti. ABD’li bakanı Dışişleri Protokol Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Cemil Miroğlu ve […]
  • 03
    Ölümden Sonraki Hayat (4) (Reenkarnasyon)
    Hasan Kanaatlı h.kanaatli@hotmail.com Bu bölümde ölümden sonraki hayat ile ilgili “reenkarnasyon” konusunu ele alıp incelemeğe çalışacağız! Acaba “reenkarnasyon/tenasüh” diye bir şey var mıdır yok mudur? Yapılan araştırmalarda görüleceği üzere bu inanış (reenkarnasyon), eskiden beri var olan bir inanıştır ve özellikle de doğu ve uzak doğu inanışlarında mevcuttur! Yani Hindu, Buda, Tao ve Konfüçyüs gibi inanışlar […]
  • 04
    İstanbul’daki barajların doluluk oranı açıklandı
    * İstanbul’da son iki haftadaki yağışlar, baraj doluluk oranlarında bir nebze artış sağladı. İSKİ’nin açıkladığı verilere göre, 29 Kasım’da yüzde 28.3 olan doluluk oranı, bugün yüzde 30’a yaklaştı. İstanbul’da uzun süredir yaşanan kuraklık, barajlardaki su seviyelerinin kritik düzeylere düşmesine neden olmuştu. Ancak son iki haftada etkili olan yağışlar, doluluk oranlarında hafif bir artış sağladı. İSKİ tarafından bu […]
  • 05
    Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde birinci reaktörün türbin şaftı başarıyla döndürüldü
    * Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) ilk olarak devreye alınması planlanan birinci reaktörün türbin şaftı başarıyla döndürüldü. Akkuyu NGS 1. Güç Ünitesi Türbin Tesisi montajının tamamlanması nedeniyle bir tören düzenlendi. Akkuyu NGS’de düzenlenen törene Bakan Bayraktar’ın yanı sıra Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom‘un Genel Müdürü Aleksey Lihaçev ile santralde görev yapan çalışanlar katıldı. Törende bir konuşma yapan Bakan Bayraktar, […]