Rus Dünyası 16. Asamblesi’nin açılışında konuşan Lavrov, Batı’nın Rusya’ya karşı başlattığı yeni ‘haçlı seferinin’ başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi.
Batılı ülkelerin çoğunun Rusya’yı savaş alanında stratejik bir yenilgiye uğratmak amacıyla Ukrayna’yı zafere ulaştırmak için bir koalisyonda bir araya geldiklerine vurgu yapan Lavrov, “Ancak bu tarihte birçok kez yaşandı. Napolyon’un ordusunda da çoğu Avrupa ülkesi temsil ediliyordu, Hitler’in ordusunda da çoğu Avrupa ülkesi temsil ediliyordu. Her ikisi de Rusya’yı savaş alanında stratejik bir yenilgiye uğratmak istiyordu. Nasıl sonuçlandığını biz çok iyi biliyoruz” dedi.
Batı’nın Rusya’ya karşı ‘haçlı seferinin’ başarısızlığa mahkum olduğuna belirten Lavrov, “Ülkemize ve halkımıza karşı yürütülen mevcut haçlı seferinin kaderinin de aynı olacağından eminiz” diye konuştu.
‘Kiev anlaşmaları ne kadar uzun süre bozarsa, o kadar az toprağı kalır’
Anlaşmaların bozulmaya devam etmesinin Ukrayna’yı daha fazla toprak kaybıyla karşı karşıya bırakacağını kaydeden Lavrov, “Mevcut Ukrayna yönetimi Batı’nın desteğiyle ne kadar uzun süre anlaşmaları birbiri ardına bozarsa, bu rejimin elinde o kadar az toprak kalır. Ukrayna, Şubat 2014’teki tüm anlaşmaları yerine getirmiş olsaydı Kırım, Şubat 2015’teki anlaşmaları yerine getirmiş olsaydı Donbass onun parçaları olarak kalacaktı” ifadelerini kullandı.
Haziran ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki çatışmanın barışçıl çözümüne yönelik girişimlerde bulunmuş ve Moskova’nın Ukrayna birliklerinin Rusya’nın yeni bölgelerinden çekilmesinin ardından derhal ateşkes ilan edeceğini ve müzakerelere hazır olduğunu duyuracağını belirtmişti. Rus lider ayrıca, Kiev’in NATO’ya katılma niyetinden vazgeçmesi, demilitarizasyon ve denazifikasyon yapması, nötr, blok dışı ve nükleersiz statüyü kabul etmesi gerektiğini kaydederek, Rusya’ya yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğini ifade etmişti.
Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Kursk bölgesine düzenlediği terör saldırısının ardından Putin, sivillere, sivil altyapıya ayrım gözetmeksizin saldıran veya nükleer enerji tesislerine tehdit oluşturmaya çalışanlarla müzakere yapılmasının mümkün olmadığını dile getirmişti.