MEMOŞ DAYI!..
Osman Bedel
Kars’a has yanakları cimdikleyen ayaz hafiften esen rüzgârla beraber akşam diz boyu yağan karı sağa sola savuruyordu…
Şehir sinemasının önünde 30 kadar kişi sabah saat 10 matinesine girmek için dışarıda kapıların açılmasını bekliyorduk.
Aniden içeriden geriye itişmeler başladı birileri bir şeyler bağırıyordular, soğuktan korunmak için giydiğim kulaklı şapkam söylenenleri duymamı engelliyordu ama yanımda sadece boğazlı kazak giyen biri “demir köprü” diye bağırdığını duydum…
45 dakikadan beridir ayazda ayaklarının birini kaldırıp birini indirerek “Malkoçoğlu” filmini izlemek için bekleyenler şimdide “demir köprü” ye doğru koşmaya başladılar…
Üç gün kuru soğuk vardı yerlerde var olan karlarda buz tutmuştu ayaz yürürken nefesleri daraltıyordu…
Herkes “bir kar yağsa havalar kırılır” diyorlardı…
Cuma akşamı başlayan sabırsızlıkla beklenen kar pazar sabahı nihayet dış kapıların yarı bellerini geçmeden de durmamıştı…
Kars’lılar, ellerinde kürek, sabahleyin evden nasıl çıkacaklarını düşünür olmuşlardı…
Atlı kızaklar içinde yaktıkları sobalarda, üstünü yayla arabası gibi kapattıkları ”Huğ” larda, okullara talebe taşıyorlardı. Kızakların bacası, daima tüterdi…
Atların yeleleri, sırım sırım buzlarla kaplı ama astıkları ziller yürüdükçe, koştukça çıngıltılı sesler çıkarıyordu. Atların bıyıkları ile sürücününkiler aynı biçimde sallantılı küpe gibi, şangur şungurdu… Kaşlar, noel babanın ki gibi beyaz sürme çekilmişcesine kapkalındı…
Okullar sabahtan akşama kadardı. sobalar, kömürlüydü, karlı ve soğuk günlerde sınıflar öğleye doğru ancak tamamlanabiliyordu…
Bazı öğrencilerin okul önlüklerinden başka giysileride yoktu. Ayaklarında plastik pilaçlar vardı, üstelik giydikleri çoraplarının burunları veya tabanları yırtıktı…
Kars’ı beyaz zorba teslim aldığında, her taraf don olduğu için, su boruları patlardı. Meydan çeşmelerinin musluğu devamlı akdığından borular patlamazdı…
Memoş dayı uzun bir sopa ucuna zincirlerle tutturduğu yağ tenekeleriyle yaptığı kovalarla evlere su taşırdı…
Kantarı sırtına vurdu mu, suyu dökmeden, teraziliyerek ayağına giydiği halı gibi kalın yün çoraplarıyla cizlavet lastikleri diz boyu kara girip çıkarak sanki sırtında hiç bir şey yokmuş gibi düz ve hızlı yürürdü..
Memoş dayı uzun boylu iri kemikli biriydi, simsiyah düz saçları Ülkücüler gibi aşağı sarkmış pala bıykları vardı papak takmazdı yürüdüğünde başında yangın varmış gibi buhar çıkardı…
Yırtık pırtık mintanının üstüne uzun asker paltosu giyerdi, omuzlarında ve sırtında aynı renkten olmayan yamalar vardı. Beline bağladığı kendire devamlı uzun saplı balta asardı…
Kendinden küçük bile olsa bayanlara “abla” erkeklere de “yegenim” veya “gurban” diye hitap ederdi. Buz gibi havalarda bile yüzünden tebessüm eksik olmazdı…
Demir köprüye geldiğimizde köprünün üstü ve her iki yanıda meraklı insanlarla dolmuştu…
Buz tutmuş Kars çayının üstünde hemen köprünün altı bekçiler, polisler ve itfaiyeciler uçları demir kancalı uzun değneklerle kırdıkları yuvarlak buz deliklerden bir şeyler arıyorlardı…
Köprünün üstünde yanımda duran iki kişiden biri “yazık Memoş dayı” diye mırıldandı adamın gerçekten üzüldüğü yüzünden belli ediyordu…
Memoş dayı millet bahçesinden karşıya geçerken çatlayan buzlarla göçüp gitmiş…
Bata çıka buzların altından akıntıya kapılıp gitmiş… Yanıbaşındaki kızağın ağırlığına dayanamamış buz. Cesedi, gelecek bahara ancak ortaya çıkar deddiler…
Kimbilir nerelerden çıkar…
Rahmetli Memoş dayı o kadar ağırlığı, omuzundaki sopanın ucunda bulunan tenekelerdeki suyu sallana sallan taşırken ne tenekelerden suyu nede yüzünden tebessümü dökerdi…
Memoş dayı su taşımakla kazandığı parayla yedi nüfusa bakıyormuş, şimdi aileyi geçindirme mesuliyeti en büyük oğlu kulağı kesik Marif yüklenmiş…
Marif sanki babası hık demiş burnundan düşmüş iri yarı büyük kemikli ve daha da kuvvetli. Sırtında askeriye parkesi, ayağında asker potini, omuzunda kantar, baltayı ve bir su kovasını da elinde taşıyordu…
Kars’ta Kış Acımasızdı…
Kara kış, bütün haşmetiyle, acımasızlığı ile hüküm sürerken, pancar yüzlü ilkokul talebeleri kara önlükleri ve kara lastik çizmeleri ile kara bata çıka okula gidiyorlardı…
Gelecek hafta bu sinemalarda Malkoçoğlu Camokaya karşı…
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan Macaristan Başbakanı Orban ile bir araya geldi
-
ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ankara’da: Erdoğan ile Suriye’yi görüştü
-
Ölümden Sonraki Hayat (4) (Reenkarnasyon)
-
İstanbul’daki barajların doluluk oranı açıklandı
-
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde birinci reaktörün türbin şaftı başarıyla döndürüldü
-
Orban AB dönem başkanlığını tartışmalı bir ateşkes misyonu ile sonlandırdı
HABER LİSTESİ
-
01
Cumhurbaşkanı Erdoğan Macaristan Başbakanı Orban ile bir araya geldi* Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı kabul etti. Görüşmede bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban‘la bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan, Suriye’de yaşanan son gelişmelerin Türkiye’nin insani ve vicdani dış politikasının ne kadar isabetli olduğunu ortaya koyduğunu, terörle mücadele, Suriye’nin […]
-
02
ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ankara’da: Erdoğan ile Suriye’yi görüştüSuriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye’yi ziyaret etti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Perşembe geç saatlerde başkent Ankara’ya iniş yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen Blinken’ın gündeminde Suriye’deki görüşmeler vardı. Cumhurbaşkanı, Blinken’ı Ankara Esenboğa Havalimanı’nda kabul etti. ABD’li bakanı Dışişleri Protokol Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Cemil Miroğlu ve […]
-
03
Ölümden Sonraki Hayat (4) (Reenkarnasyon)Hasan Kanaatlı h.kanaatli@hotmail.com Bu bölümde ölümden sonraki hayat ile ilgili “reenkarnasyon” konusunu ele alıp incelemeğe çalışacağız! Acaba “reenkarnasyon/tenasüh” diye bir şey var mıdır yok mudur? Yapılan araştırmalarda görüleceği üzere bu inanış (reenkarnasyon), eskiden beri var olan bir inanıştır ve özellikle de doğu ve uzak doğu inanışlarında mevcuttur! Yani Hindu, Buda, Tao ve Konfüçyüs gibi inanışlar […]
-
04
İstanbul’daki barajların doluluk oranı açıklandı* İstanbul’da son iki haftadaki yağışlar, baraj doluluk oranlarında bir nebze artış sağladı. İSKİ’nin açıkladığı verilere göre, 29 Kasım’da yüzde 28.3 olan doluluk oranı, bugün yüzde 30’a yaklaştı. İstanbul’da uzun süredir yaşanan kuraklık, barajlardaki su seviyelerinin kritik düzeylere düşmesine neden olmuştu. Ancak son iki haftada etkili olan yağışlar, doluluk oranlarında hafif bir artış sağladı. İSKİ tarafından bu […]
-
05
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde birinci reaktörün türbin şaftı başarıyla döndürüldü* Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) ilk olarak devreye alınması planlanan birinci reaktörün türbin şaftı başarıyla döndürüldü. Akkuyu NGS 1. Güç Ünitesi Türbin Tesisi montajının tamamlanması nedeniyle bir tören düzenlendi. Akkuyu NGS’de düzenlenen törene Bakan Bayraktar’ın yanı sıra Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom‘un Genel Müdürü Aleksey Lihaçev ile santralde görev yapan çalışanlar katıldı. Törende bir konuşma yapan Bakan Bayraktar, […]