Okuma mı izleme mi?

Han Ayvaz Adıgüzel
hanayvazadiguzel@gmail.com
Hangi dinde iman konusu fazla ise orada aldatma fazla olur. İman görünmeyen şeylerdir. İslam’da iman konusu derli topludur ve azdır. “Allah, ahiret ve melek!” Bunlar görünmüyor ama biz iman ediyoruz.
Hristiyanlık bu konuda sınıfta kalmıştır. Hristiyanlıkta açık fikir yoktur. Örtülü din, şair ve sanatçı yetiştirmez. Kur’an’da “oku” ayeti olduğu gibi “izle” ayeti de vardır. Muhammed’i izle!
İslam, rakıyı din olarak değil de akıl olarak yasaklamıştır. Ali, “rakı aklın ziyasını götürür” diyor. Peygamber, “Aklı olmayanın dini de yoktur “diyor. Mesela: İçen adamla felsefe konuşamazsın. Çok rakı içilen bir ülkede düşünce tarihi kaybolmuştur.
Anadolu insanında ilgi ve araştırma yoktur. Ayrıca din anlayışı da insana ruh vermiyor. Verimli topraklarımız kuru bir din anlayışı yüzünden bunaltıcı hale gelmiştir.
Her dinde din ve diyanet ayrıdır. Diyanet, dine kurallar koyma merkezidir. Din, diyanetin eline geçerse boğulur. Aydınlar dini buralardan kurtarmalı.
Mevlâna Konya’ya gelince ilk dediği söz şudur. “Burada bir din anlayışı var ki, problemin ta kendisi!”
Yani bu halkın elinden dini alırsan belki o zaman adam olurlar.
Aslında ülkemizin mevcut halini yüzyıllar önce Mevlâna yapmıştır. Acaba böyle midir? Bu gibi sorular sormak lazım, İstifam böyle uyandırılır. Meşhur Kafka’nın dediği de zaten budur:
“Ben sorularıma dua gibi bakarım!”
Şeyh Galip, Mevlana’ya Anadolu’nun peygamberi diyor. Mükemmel bir buluş. Mevlâna Anadolu’nun sabahıdır. Sanki güneş bütün sırlarını ona söylemiş. Onun söylediği her söz irfan ülkesindendir. Mesneviye “Mağız Kur’an” denilmiştir. Yani Kur’an’ın özü. İstiyorum ki yoksulluk ve bilgisizlik Anadolu insanının yazgısı olmasın.
Yüksek beyitlerin esrarına sahip olmayan insanlar Mevlana’ya hasım kesilir. Aslında bu insanlar birbirlerini taklit ederek Mevlana’ya hasım kesilirler. Yoksa Mevlana’dan bir kelime bile okudukları yoktur.
Mevlâna düşmanlığının sebepleri çoktur. Türkçü kesim neden Türkçe yazmadı diyor. Arap sevdalıları da neden Arapça yazmadı diyor. Aslında bu kesimlerin derdi Arapça veya Türkçe meselesi değil. Mevlana’nın Ali’nin velayetini tanıma meselesidir. Bunlarda mezhepçilik kangrene dönüşmüştür.
Filozof Niçe; “Avrupa’yı İngiltere’den kim karatacak” diyor. Arap ve Türk milletini istisnalar hariç, mezhepçilikten kim kurtaracak? O milletin aydınları! Evet teşhisim budur!
Aydın önce dürüst olmalı, sonra devrimci olmalı, sonra modern olmalı, sonra da cesur olmalı.
Aydın kendi dirayetiyle oynana oyunları görmeli. Kangren olmuş konular tekrar edilmemeli, taklitten kaçınılmalı. Taklit iç dinamiği söndürür.
İslam dünyasında mezhepçilerin çoğu hala saltanata özeniyor. Esasında, saltanatla beraber hilafette İslam’ı değildir. Arap’ın ayak oyunlarından birisidir. Meşhur Gazali’de bu konuya değinmişti. Onun dediği şudur. “Hilafet Arap’ın devlet kurma denemesidir!”
Ali, hilafete “kokuşmuş su” demiştir. Bir başka hutbesinde’ de “Keçi aksırığı” demiştir. Ebu Bekri’n oğlu Muhammet, Halife Osman’ı hançerle öldürünce, halk Ali’ye koştu, onu zorla getirdiler. Ali bir hitabetinde şöyle diyor: “Sırtlanlar gibi boynuma üşüştüler, nerdeyse Hüseyin ayaklar altında kalacaktı!” Neylersin, İslam kendi sistemini bulamadı gitti.
İslam mezheplerinden sistem için Şia imamet diyor, Sünni hilafet. Kötü sunum düşmandan daha kötüdür. Her iki kesimde iddiaları için yüzlerce kitap yazmışlardır. İncelemek lazım.
-
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)
-
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptı
-
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti
-
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…
-
Putin: İran’ın nükleer silah elde etmek istediğine dair tek bir delil yok
HABER LİSTESİ
-
01
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan savaş, ABD’nin İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarıyla tırmanışa geçti. Peki, bu tesisler ne anlama geliyor ve neden hedef alındı? İşte detaylar: Natanz: İran’ın Uranyum Zenginleştirme Merkezi Tahran’ın 250 kilometre güneyinde bulunan Natanz nükleer kompleksi, İran’ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor. CNN International’ın haberine […] -
02
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptıVoleybol Kadınlar 2025 Milletler Ligi’nin ikinci haftasında Güney Kore ile Türkiye, Sinan Erdem Spor Salonu’nda karşılaştı. Filenin Sultanları rakibini 3-0 mağlup etmeyi başardı ve 7’de 7 yaptı. SON MAÇ BREZİLYA İLE Millilerimiz bu etabın son maçında Brezilya ile karşılaşacak. 22 Haziran Pazar günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanacak mücadele saat 19.30’da başlayacak. -
03
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındıGazeteci Fatih Altaylı’nın bir YouTube yayınında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “hedef alan tehdit içerikli” sözler kullandığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldığı ve gözaltına alındığı bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalındaki 20 Haziran 2025 tarihli yayınında “Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle” hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Soruşturmanın Türk Ceza Kanunu’n 310. Maddesi’ndeki […] -
04
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul ettiCumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde ‘İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ kapsamında İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti. * İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı için Türkiye’de bulunan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmede, İsrail ile İran arasındaki çatışmalar ve bölgesel ile küresel gelişmeler ele alındı. […] -
05
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com YAZI ARŞİVİ Bu bölümde, devr-i Osmanlı’da yürütülen meşrutiyet ve hürriyet mücadelesinin en keskin gazetesi olarak öne çıkan Muhbir gazetesini ele alacağız. Muhbir, Diyarbekirli gayrımüslim Filip Efendi tarafından 1866 yılının son demlerinde kurulmuştu. Filip Efendi, muhalif çizgide yayın yapmasını istediği gazetesine popülaritesi yüksek ve aynı zamanda kalemi kuvvetli bir gazeteci arıyordu. O vakitler, […]