Şehir Sineması / Dr. Beşir Doster
26.05.2023 19:49
489 Kişi Okumuş
1 Yorum

Dr. Beşir Doster
besirdoster@tanyerihaber.com
İSTİKLAL-İ MİLLİ CADDESİ’ne bakan o görkemli yapının taş oymalı büyük kapısından girer, sağ taraftaki gişeden biletimizi alır, kontrolden sonra bekleme salonu olarak kullanılan büyük hole ulaşırdık. Çok sonraları bu boşluğun sağına uzunca bir büfe de yapıldıydı.
Sinema kapısının önünde iri bir tahtada gösterilen filmin parlak kâğıtta fotoğrafları, girişte ve holde ise gösterilecek filmlerin duvarları süsleyen büyük boy afişleri görülürdü. Biraz ileriden, duvar dibinden balkona çıkan merdivenler, balkonun en solunda ise sinema dairesi vardı. Şimdi gözümün önüne VAHİT’in (KARAOĞLU) balkondan sarkan hali geliyor.
Salona iki yan kapıdan girilirdi. Ortada locası vardı sinemanın. Salon aşağıya doğru eğik, adeta amfi tiyatro tarzında idi. Sağında ve solunda Kars’a özgü ısıtma aracı PEÇLER vardı. İleride sahne, perde ve önünde orkestra boşluğu. Bu ideal sinema mimarisini Türkiye’de hiçbir ilimizde görmediğimi acele söylemeliyim. Koca sinema salonu kömürden çok semişka (ayçiçeği, günebakan, şemsamer) kabuğu ile ısıtılırdı. Seyircinin yüzde yüze yakını filmi izlediği sürece semişka çıtlardı. Ben tırnağımı yerdim. O çıtırtının rahatsızlığı ancak bu zırıltıya katılmakla geçiştirilebilirdi. Türkçesi, siz de çıtlayacaktınız.
O yıllarda ÇOCUK mecmuası ve YAVRUTÜRK dergisi ile beraber bir de sinema masrafım vardı haftalık.
1930’lu yılların sonunda gitmeye başladığım KARS ŞEHİR SİNEMASI’nda bütün zamanların en büyük filmlerinden birkaçını gördüğümü hatırlarım. Hep tartışmışımdır: Neydi bu şansı bize veren diye.
O yıllarda adeta yasa gibi, filmler tamamı tamamına 90 dakika sürerdi. Asıl filmin başlamasından önce fragmanların sonunda dünya haberleri vardı. Savaş, su baskını, deprem, yangın, sporla ilgili güncel olayların birkaç saniyelik kısa görüntüleri…
ŞEHİR SİNEMASI’nın tiryaki izleyicileri vardı. Sinemayı bir zevk, eğlence, keyif olayı yanında, oraya gitmeyi kahvehaneye, teravih namazına gider gibi alışkanlık haline getirmişlerdi. Yoksa her gece aynı film bir hafta süreyle nasıl izlenirdi? Sinemani gibi bir şey…
Bir de benim çocukluğumda he hafta karşılaştığım arkadaşlarım vardı. Bir kısmı filmlerde gördüklerini yaşarlardı adeta. Örneğin boks yapar, dans eder, Tarzanlaşırlardı.
KARS ŞEHİR SİNEMASI’na zaman zaman İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU’nun Anadolu Turnesi uğrardı. İHSAN BALKIR, ŞAZİYE MORAL, AVNİ DİLLİGİL, ATIF KAPTAN o yıllarda birebir gördüğüm sanatçılardır. Bir de hiç unutamadığım KAMİL TEKİN adlı bir illüzyonistin akıl almaz gösterisi. O kış gününde sokakta kürkler içinde gördüğüm o ultra lüks alımlı eşini, herifçioğlu sahnede kesip iki parçaya ayırmıştı.
ŞEHİR SİNEMASI sadece geceleri tek bir seans film gösterirdi. Bir de Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri öğlen seansları vardı. O yıllarda Çarşamba günleri öğlenden sonra okullar tatil olurdu. Biz sinemaya o gün giderdik. O gün ayrıca dergilerimizi de alırdık. Beş kuruşluk ÇOCUK, üç kuruşluk YAVRUTÜRK dergilerini…
Şimdi düşünüyorum da HAKKI BEY (AKINVAR) ile başta TURGUT, MUZAFFER, ORHAN ve ÖZTÜRK olmak üzere çocukları sinemaya duyarlı olmasalardı, o mahrumiyet yöresinde o güzel filmleri nasıl görecektik? Saygıyla anıyorum.
KARS ŞEHİR SİNEMASI, KARS HALKEVİ ve KARS LİSESİ benim yaşantımda üç büyük kültür yuvasıdır. Mutluyum.
İlgili Terimler :
YORUMLAR
Fatma Tombul
27 Mayıs 2023 - 19:34
Çok duygulandım bir film gözlerimin önünden geçti güzel anılar. Emeğinize sağlık değerli hocam..Tanrım size sağlık versin.