Suriye ordusu ve Hizbullah’tan tekfirci katil gruplara operasyon
Suriye ordusu ve Hizbullah örgütü, Suriye-Lübnan sınırında yer alan Arsal kentinde ve Kalamun bölgesinde cihatçı gruplara karşı bir operasyon başlattı.
Hizbullah’a ait TV kanalı Al-Manar ve örgüte yakın sosyal medya hesapları, operasyonun ‘Arsal ve Kalamun’daki silahlı teröristleri tasfiye etmeyi amaçladığını’ belirtti.
Haberlerde, Suriye ordu güçlerinin Suriye’deki Flita kasabasından, Hizbullah militanlarının ise Lübnan’daki Arsal’ın güneyinde ilerlemeye başladığı aktarıldı.
Lübnan ordusu operasyona katılıyor mu?
Operasyona, geçen haftalarda, Arsal’daki Suriyeli mülteci kamplarına militan ve silah aramak için baskın düzenleyen Lübnan askerlerine düzenlenen saldırı ardından karar verildiği bildiriliyor.
Askerlerin baskınında onlarca kişi gözaltına alınmıştı.
Ajanslar, militanlarla bölgeden ayrılmaları için son günlerde yürütülen müzakerelerin sonuç kaldığını bildiriyor.
Lübnan Başbakanı Saad Hariri Salı günü yaptığı açıklamada, “Lübnan ordusu Arsal’da bir operasyon düzenleyecek ve hükümet bunu yapması için orduya izin verdi” demişti.
Halihazırdaki operasyona Lübnan askerlerinin katılıp katılmadığı bilinmiyor.
Reuters haber ajansı ise bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, Lübnan ordusunun operasyon ardından kaçan militanları hedef aldığını bildirdi.
Nusra Cephesi bölgedeki en etkin cihatçı örgüt
Arsal, iki ülke arasındaki sınırın Lübnan tarafından yer alıyor ve cihatçı gruplar burada etkin bir şekilde hareket ediyor.
Arsal’ın hem kent merkezinde hem de çevresindeki kamplarda on binlerce Suriyeli mülteci yaşıyor.
Sınırın diğer tarafında ise Kalamun bölgesi bulunuyor. Bu bölge, büyük ölçüde Suriye ordusunun denetiminde yer alsa da bazı cihatçı gruplar burada faaliyet göstermeye devam ediyor.
Bölgedeki farklı gruplar arasında en etkin olanının, adını Şam’ın Fethi Cephesi olarak değiştiren Nusra Cephesi olduğu bildiriliyor.
BBC Türkçe
HABER LİSTESİ
-
01
İsrail Siyonizmi ve BOPHakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com ABD, 2003 yılında Irak’ı işgal ettikten sonra Ortadoğu’da akan kan hiç durmadı… Taliban’ın 11 Eylül 2001’de iki Amerikan yolcu uçağını kaçırıp New York’taki İkiz Kuleler’i yerle yeksan etmesinin ardından Washington Yönetimi, bu bahane ile önce Afganistan’ı, sonrasında Irak’ı işgal ederek yüzbinlerce sivilin ölümüne sebep oldu. “Sebep oldu” dedik; ama sözün gelişiydi o… […]
-
02
Paşinyan: Rusya ve Ermenistan arasında aktif bir siyasi diyalog varErmenistan Başbakanı Paşinyan, Erivan ve Moskova arasında son dönemde aktif bir siyasi diyalog bulunduğunu belirtti. Moskova’da düzenlenen Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Liderler Zirvesi marjında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmenin basına açık kısmında konuşan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasındaki siyasi diyaloğa vurgu yaptı. Paşinyan, “Son aylarda oldukça aktif bir siyasi diyalog yürüttüğümüzü belirtmekten büyük mutluluk duyuyorum. Rusya Başbakan […]
-
03
Türkiye’de son yedi yılda ‘şüpheli kadın ölümleri’ yüzde 82 arttı1.441’i son 7 yılda şüpheli ölüm olmak üzere ve 2010’dan bu yana gerçekleştirilen kadın cinayetleri ile birlikte toplamda 5.696 kadın hayatını kaybetti. “Kadın cinayetleri” ile “kadınların şüpheli ölümlerine” ilişkin raporlar hazırlayan “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” verilerine göre, Türkiye’de 2017 ile 2023 yılları arasında “şüpheli kadın ölümleri” yüzde 82 artış gösterdi. 2010 yılında yaşanan Münevver Karabulut cinayetinin ardından […]
-
04
John Hopfield ve Geoffrey Hinton 2024 Nobel Fizik Ödülü’nü kazandılar…Fizik ödülü, bu hafta ve önümüzdeki hafta açıklanacak altı Nobel Ödülü’nden ikincisi. 2024 Nobel Fizik Ödülü, yapay sinir ağlarıyla makine öğrenimini mümkün kılan keşifleri dolayısıyla iki biliminsanına verildi. Bu yılki ödülün sahipleri Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Princeton Üniversitesi’nden John Hopfield ve Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nden Geoffrey Hinton oldu. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Genel Sekreteri Hans Ellegren […]
-
05
Fikir disiplini…Han Ayvaz Adıgüzel hanayvazadiguzel@gmail.com Ülkemizde Türk milliyetçiliği konusu bölünmüş bir disiplin halini aldı fakat kimseden evet veya red onayı gelmiyor. Görüş belirtmeme devam eden tarihi hastalığımız olsa gerek. Bu durum bize yanlış sunulan İslam anlayışından geçmiştir. “Neuzibillah cehenneme giderim” korkusunun getirdiğidir bu. Korku, Türk’ün iliklerine işlemiş ama yaşadığı ezilmişliğe, yoksulluğa ve uğradığı hakarete cehennem diyemiyor, […]