Türk Entelijansiyası…
Cahit Kılıç
cahitkilic@tanyerihaber.com
Çok afili bir tanımdır başlıktaki “Türk Entelijansiyası” tanımı…
Ülkemizde kendisini böyle bir tanımın içine dâhil etmek için çok çırpınan, “entelektüel” görüntüsü vermeye can atan çok adam gördüm…
Hatta hazırlayıp sunduğum bir TV programımda “Ben, bir aydın olarak” söze başlayan bir konuğum bile oldu…
Bir konuda uzman olmanın veya birçok şeyi bilmenin “aydın” sıfatını kazanmak için yeterli kriter olduğunu sanan çok insan var bu ülkede…
***
Aslında “Jön Türkler” kadar bilinir ve kullanılır bir tanım değil… Ve hattı zatında “Jön Türkler” seviyesine çıkmış, onların mücadelesine eş değerde bir mücadele vermiş herhangi bir Türk Entelijansiyası da bugüne kadar varlık göstermiş değil…
***
Millet olarak, on dokuzuncu yüzyılın ortasından itibaren başlayan ve yirminci yüzyılın başlarına kadar devam eden bir süreçte; yetiştirdiğimiz aydınlar (Jön Türkler de dâhil) kadar bir aydın topluluğunu bir daha yetiştiremedik…
Özellikle 1925’ten sonra sertleşen Cumhuriyet devri de, 1950’ye kadar geçen süreçte varlık gösteren aydınlarımızın çabalarının bireysel çabalar olmaktan öteye geçmesine izin vermemiştir…
150’liliklerin affı, kısa bir süre için soluk almaya imkân vermiş olsa da, İkinci Dünya Savaşı’nın şartları, yeni baştan aydınların nefeslerini kesmeye devam etmiştir…
***
1950’den sonra ise, daha önceki kötü tecrübelerin tesiri ile olsa gerek; asla bir “Türk Entelijansiyası” diyebileceğimiz aydınlar topluluğu kurulamamış, bireysel çabalar, toplu mücadele verebilecek bir ortamın yaratılması için yeterli olmamıştır.
1950’lilerin başlarında alınan kısa bir soluk da, kısa bir süre sonra boğulmaya mahkûm can kafeslerine dönüşmüştür…
1965-1970 arasında yine bir soluk alma olarak nitelenebilecek kısa süreç ise, 68’liler hareketiyle “aydınlar topluluğu” yaratma yerine “gençlik hareketine” dönüşmüş ve gençliğin heyecanı ve tecrübesizliği ile anarşik ortama alan açmıştır…
***
1980’den günümüze kadar olan sürece bakarsak, hiçbir aydınlanma hareketine şahit olmadığımız görülmektedir…
Son 70 yıldaki başlıca eksikliğin, belki biraz da kamplaşmanın etkisiyle, aydın çabalarının hep bireysel olmaktan öteye gitmediğine şahit oluşumuzdur…
Ve en acı tarafı ise…
Tanzimat öncesi ve sonrası, zıt kutuplarda olan aydınlarımızın bile, iş aydınlanmaya veya hak ve hukuk talebine geldiğinde; fikir birliği oluşturmaktan asla kaçınmadıkları gibi ortak mücadeleye de direkt olarak katkı sağladıkları gerçeğini, son 40 yıldaki aydınlarımız ne gördüler, ne idrak ettiler, ne de denediler…
***
İnandığı yolda ve dâvâda; Cenevre’de tek başına kalsa dahi, taş baskıyla Hürriyet gazetesini çıkaran Ziya Paşa’dan kaç tane var günümüzde?!
Paris – Londra – Cenevre üçgeninde hürriyet mücadelesi veren Ziya Paşa, Namık Kemal ve diğerlerinin o günkü şartlar altındaki azimlerini, gayretlerini ve ortaya koydukları canlarını dikkate aldığımızda: İletişim çağının zirvesini yaşadığımız günümüzde; çok daha fazla maddi ve manevi imkânlara sahip aydınlarımızın, hangi çabalarını onlarla kıyaslayabiliriz?!
Jön Türklerin, 1888-1908 yıllarında “insan hakları” adına verdikleri mücadeleyi, bugün hangi aydınlar veriyorlar Allah aşkınıza…
Kastımız, bireysel aydın mücadelesi değil; “Aydınlar Topluluğu” yani bir “Türk Entelijansiyası” diyebileceğimiz bir hareketin var olmamasıdır…
Eğer biz, bugün gerçek bir istibdat devri yaşıyorsak; ki yaşıyoruz. Bunun belki de en büyük sebebi, son kırk yıldaki aydınlarımızın eksikliklerinden ve gerçek aydın kimliklerini sergilemek yerine yüzlerine çeşitli maskeler takmalarındandır…
***
Her müstebit çok iyi biliyor ki, ülkeyi ele geçirmek arzularında başarılı olabilmelerinin yolu, herkesten önce toplumun aydınlarını ve o aydınların sesi olan hür basını susturmalarından geçer…
Aydını susturulmuş ülkenin yolu, karanlıklar dehlizine gider…
Cemil Meriç merhumun tespit ettiği gibi: Aydınların susturulduğu toplumlar, şarlatanların elinde yok olmaya mahkûm olurlar…
***
Ve aydın olmak, bir ya da birkaç diplomaya sahip olmak, akademik kariyer yapmak, makam ve mevkie malik olmak değildir…
Aydın olmanın birinci şartı, bilgi birikiminin, dünyaya ve insanlığa vakıf olmanın da ötesinde, vicdan sahibi olmaktır…
-
Erdoğan’ı protesto eden 9 genç tahliye edildi
-
Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları Katar’da Suriye konusunu görüşecek
-
Dursun Özbek’ten Hacıosmanoğlu hakkında suç duyurusu
-
AGİT’in başına ilk kez Türkiye’den bir diplomat seçildi
-
Askeri harcamalarda artış: En çok yatırım yapan AB ülkeleri hangileri?
-
Romanya Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığı seçimini iptal etti
HABER LİSTESİ
-
01
Erdoğan’ı protesto eden 9 genç tahliye edildiErdoğan’ı ‘Gemiler Gazze’ye bomba taşıyor’ sloganıyla protesto eden dokuz gencin tahliye edildiği öğrenildi. TRT World Forum’daki konuşması sırasında Recep Tayyip Erdoğan’ı “Gemiler Gazze’ye bomba taşıyor” sloganıyla protesto eden ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan dokuz gençle ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Edinilen bilgiye göre avukatların itirazı üzerine gençlerin tamamı Marmara Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi. NE […]
-
02
Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları Katar’da Suriye konusunu görüşecekDiplomatik kaynaklara göre Bakan Fidan’ın Doha’da Rusya ve İranlı mevkidaşları ile Astana toplantıları benzerinde bir görüşme yapması bekleniyor. Türkiye, İran ve Rusya dışişleri bakanlarının Cumartesi günü Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleşecek 22. Doha Forumu vesilesiyle bir araya gelerek Suriye’de muhalif güçlerin hızlı ilerleyişi konusunda görüşeceği öğrenildi. Reuters’a konuşan bir Türk yetkili, üç bakanın katılacağı forumda Astana süreci […]
-
03
Dursun Özbek’ten Hacıosmanoğlu hakkında suç duyurusuGalatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kendisine yönelik açıklamalarının ardından Çağlayan Adliyesi’ne giderek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tehdit edildiğini belirten Özbek “Bildiğiniz gibi TFF başkanı, dün katıldığı yayında şahsım hakkında tehditkar ifadeler kullanmıştır. Galatasaray başkanına yapılan […]
-
04
AGİT’in başına ilk kez Türkiye’den bir diplomat seçildiTürkiye’nin önde gelen diplomatlarından Feridun Sinirlioğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri olarak seçildi. Sinirlioğlu’nun seçilmesini sağlayan en önemli unsur, Türk diplomatın Türkiye-Yunanistan tarafından ortak aday olarak gösterilmesi oldu. İki komşu ülke arasında yapılan uzlaşı kapsamında Yunanistan Dışişleri Bakanlığı hukuk danışmanı Maria Telalian da AGİT’in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi’nin başına seçildi. […]
-
05
Askeri harcamalarda artış: En çok yatırım yapan AB ülkeleri hangileri?Büyük ölçüde Ukrayna’daki savaşın etkisiyle AB üye ülkelerinin askeri harcamaları 2023 yılında 279 milyar euro ile zirve yaptı. 2024 yılında ise bu rakamın 326 milyar euro’ya ulaşması bekleniyor. AB ülkelerindeki askeri harcamalar son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. Sadece 2023 yılında AB ülkeleri 279 milyar euro yatırım yaparak Avrupa Savunma Ajansı (EDA) tarafından kaydedilen en […]