Ali Ekber Karagöz: Kim Üretiyor, Kim Kazanıyor?

Ali Ekber Karagöz
aliekberkaragoz@hotmail.com
Kapitalist üretim tarzı, 19. yüzyılda olduğu gibi bugün de ekonomik sistemin temel omurgasını oluşturmaktadır. Ancak bu sistemin en çok tartışılan ve giderek derinleşen sorunu, gelirin ve servetin adil bölüşümü noktasında görülmektedir. Bu bağlamda Karl Marx’ın “artık değer” ve “emek-değer teorisi” gibi temel kavramları, modern ekonomide yeniden ele alınması gereken bir perspektif sunmaktadır. Marx’a göre bir toplumun bölüşüm düzeni, doğrudan üretim tarzıyla belirlenebilir.
Artık değerin kaynağı emektir ve bu artık, kapitalist sınıf tarafından el konulan bir fazlalık olarak tanımlanmaktadır. Bugün ise bu teorik çerçevenin sahadaki karşılığı, emeğin üretim sürecindeki katkısına rağmen refahtan yeterince payına düşeni alamamasından kaynaklanmaktadır. OECD verilerine göre, son 30 yılda emeğin milli gelir içindeki payı düşerken, sermayenin payı istikrarlı biçimde artmıştır.
Teknolojik gelişmelerle birlikte üretkenliğin artması, doğal olarak daha fazla refah üretmektedir. Ancak bu refahın paylaşımı, Marx’ın sınıflar arası bölüşüm yasalarını doğrular şekilde sermaye lehine bir yönelim göstermektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu durum, düşük ücretler, güvencesiz çalışma biçimleri ve kentleşme baskısıyla daha da görünür hale gelmektedir.
Kapitalist sistemin işleyişi içinde bölüşüm sorunu, artık üretim sürecinde değil sadece sonuçta görünür hale gelmektedir. Asgari ücret tartışmalarında sıkça rastladığımız “verimlilik artışı” vurgusu, emeğin katkısının sermayeye göre ikincilleştirildiğini gösteren altı kalınca çizili cümlelere denk gelmektedir. Marx’ın “gerekli emek zamanı” ve “artı emek zamanı” ayrımı bugün, çalışanların ürettiği değerden yalnızca yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadarını alabilmeleriyle yeniden doğrulanmaktadır.
Emperyal üretim tarzında ortaya çıkan bu yapısal dengesizlik yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal ve politik sonuçları da beraberinde getirmektedir. Gelir eşitsizliği, eğitimden sağlığa, konut ediniminden toplumsal güvenliğe kadar birçok alanda fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır. Toplumun alt kesimleri, üretime katıldıkları oranda tüketimden dışlanmakta, bu da yeni bir “modern yoksulluk” biçimini doğurmaktadır.
Bu noktada Marx’ın önerdiği alternatif bölüşüm mekanizmaları özellikle “rantların” kamuya aktarılması, emeğin kolektif örgütlenmesi ve planlamaya dayalı üretim 21. yüzyılda da tartışmaya açıktır. En azından kamu politikalarının bölüşümde adaleti önceleyen biçimde yeniden yapılandırılması her dönemden artık daha elzem gözükmektedir. Aksi takdirde ekonomik büyüme yalnızca istatistiksel bir göstergeden öteye geçemeyecektir.
Kaynakça
- Korkut Boratav. Türkiye İktisat Tarihi: 1908–2002, 2004. Seçkin Yayınları
- Selik, Mehmet. Marksist Değer Teorisi, Efil Yayınevi
- Kale, M., & Nur, İ. (2016). “Karl Marx ve Marksist Teori Açısından Eğitim Ve Toplumsal Cinsiyet”. Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13(1), 40-55.
- Ünlü Dalaylı, F. (2022). Karl Marx, Sigmund Freud ve Walter Benjamin Neden Modern Düşünürler Olarak Adlandırılırlar?. Simetrik İletişim Araştırmaları Dergisi, 2(3), 79-95.
- Akdağ, İ. (2021). Karl Marx’ın Düşüncesinde İradecilik ve Belirlenimcilik Meselesi Üzerine Bir İnceleme. Uluslararası Beşeri Ve Sosyal Bilimler İnceleme Dergisi, 5(2), 125-138.
- Kaymak, M. (2018). Kapital’in Rusça Serüveni: Rusya Aynasında Tarihsel Maddecilik ve Politik Ekonomi Kuramı. Mülkiye Dergisi, 42(1), 3-45.
- Fuchs, C. (2020). Karl Marx, Medya Çalışmaları ve Günümüz Kültürü (O. Şeker, çev.). TRT Akademi, 5(10), 806-845.
-
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)
-
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptı
-
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti
-
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…
-
Putin: İran’ın nükleer silah elde etmek istediğine dair tek bir delil yok
HABER LİSTESİ
-
01
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan savaş, ABD’nin İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarıyla tırmanışa geçti. Peki, bu tesisler ne anlama geliyor ve neden hedef alındı? İşte detaylar: Natanz: İran’ın Uranyum Zenginleştirme Merkezi Tahran’ın 250 kilometre güneyinde bulunan Natanz nükleer kompleksi, İran’ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor. CNN International’ın haberine […] -
02
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptıVoleybol Kadınlar 2025 Milletler Ligi’nin ikinci haftasında Güney Kore ile Türkiye, Sinan Erdem Spor Salonu’nda karşılaştı. Filenin Sultanları rakibini 3-0 mağlup etmeyi başardı ve 7’de 7 yaptı. SON MAÇ BREZİLYA İLE Millilerimiz bu etabın son maçında Brezilya ile karşılaşacak. 22 Haziran Pazar günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanacak mücadele saat 19.30’da başlayacak. -
03
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındıGazeteci Fatih Altaylı’nın bir YouTube yayınında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “hedef alan tehdit içerikli” sözler kullandığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldığı ve gözaltına alındığı bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalındaki 20 Haziran 2025 tarihli yayınında “Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle” hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Soruşturmanın Türk Ceza Kanunu’n 310. Maddesi’ndeki […] -
04
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul ettiCumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde ‘İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ kapsamında İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti. * İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı için Türkiye’de bulunan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmede, İsrail ile İran arasındaki çatışmalar ve bölgesel ile küresel gelişmeler ele alındı. […] -
05
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com YAZI ARŞİVİ Bu bölümde, devr-i Osmanlı’da yürütülen meşrutiyet ve hürriyet mücadelesinin en keskin gazetesi olarak öne çıkan Muhbir gazetesini ele alacağız. Muhbir, Diyarbekirli gayrımüslim Filip Efendi tarafından 1866 yılının son demlerinde kurulmuştu. Filip Efendi, muhalif çizgide yayın yapmasını istediği gazetesine popülaritesi yüksek ve aynı zamanda kalemi kuvvetli bir gazeteci arıyordu. O vakitler, […]