Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel Direktörü Amy Pope Euronews’e verdiği mülakatta devletlerin, Beşar Esad yönetiminin sonlamasının ardından Suriye’nin geçiş sürecine yatırım yapmaları gerektiğini aksi takdirde gelecekte göç dalgalarıyla karşı karşıya kalabileceklerini açıkladı.
AB dışişleri bakanlarının Suriye için düzenlenen dokuzuncu bağış konferansında Suriyeli mevkidaşlarıyla bir araya geldiği pazartesi günü Euronews’e konuşan IOM Genel Direktörü Amy Pope, “Devletleri bu barışın inşası sürecine gerçekten yatırım yapmaya, Suriye’nin yeniden canlandırılmasına yatırım yapmaya ve insani yardıma yatırım yapmaya teşvik ediyoruz,” dedi.
Avrupa Birliği (AB) bu konferans sırasında Suriyeliler için yaklaşık 2,5 milyar euroluk ek destek açıklamış, AB ve ortak bağışçıların toplam bağışı ile birlikte bu destek 5,8 milyar euroya (yaklaşık 232 milyar TL) ulaşmıştı.
Tekrar yaşanacak olası bir göç dalgalanmasına karşı Pope, “İnsanlar evlerine döndüklerinde şiddete maruz kalırlarsa, kendilerini güvende hissetmezlerse ya da bir gelecekleri olmazsa, tekrar göç edeceklerdir,” yorumunda bulundu.
“Amacımız, devletlerin Suriyelilerin geri dönüşü konusunda yaptıkları konuşmaların izole bir şekilde yapılmadığından emin olmaktır. Yani, şu anda ihtiyaç duyulan yatırım bağlamında, sadece finansal yatırım anlamında değil, aynı zamanda ileriye dönük siyasi yatırım anlamında da yapılmasını sağlamak.”
Esad’ın devrilmesinin ardından aralarında Almanya, Fransa ve İtalya’nın da bulunduğu en az 14 AB üyesi ülke Suriyelilerin sığınma başvurularını askıya almak üzere harekete geçti.
Bu hükümetlerden bazıları da mültecilerin gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırmak için planlar hazırladıklarını belirtmiş, Avusturya İçişleri Bakanı da bakanlığına mültecilerin “düzenli bir şekilde Suriye’ye geri gönderilmeleri ve sınır dışı edilmeleri” için hazırlık yapılması talimatını vermiştir.
Suriye’ye gönüllü geri dönüşlerin arttırılması fikri, Esad yönetimi düşmeden önce de, AB genelinde hükümetler göç politikalarını sertleştirmeye çalıştıkça ilgi çekmeye başlamıştı.
Giderek artan sayıda AB üyesi ülke, Suriyelilerin ev sahibi ülkelerindeki koruma statülerini korurken ülkelerindeki koşulları değerlendirmek üzere geri dönmelerine olanak tanıyacak ‘git ve gör’ ziyaretleri üzerinde kafa yoruyor.
Bu fikir BM tarafından da destekleniyor.
Pope, “İnsanların geri dönüp ne gibi zorluklarla karşılaşabileceklerini ya da sahadaki durumun neye benzediğini görmeleri yararlı olacaktır. Dolayısıyla bunu yapmak isteyen Suriyelileri destekliyoruz, ama aynı zamanda bu yüzden yatırım çok kritik. Eğer insanlar evlerine döndüklerinde kendilerine hiçbir şey kalmadığını, insani yardımın olmadığını ya da toplumlarının yeniden inşasına yatırım yapılmadığını görürlerse, bu haberin Suriye dışındaki Suriyeli topluluklara ulaşması ve insanları evlerine dönmekten vazgeçirecek bir etki yaratması çok muhtemeldir,” değerlendirmesinde bulundu.
Fransa İçişleri Bakanlığı şubat ayında yaptığı açıklamada, Fransa’daki Suriyeli mültecilerin yakında yasal statülerini kaybetmeden ‘keşif ziyaretleri’ için geri dönmek üzere üç aya kadar geçerli özel izinler alabileceklerini belirtti.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriyeli mültecilerin yüzde 80’inin bir gün evlerine dönmek istediklerini, yüzde 27’sinin ise önümüzdeki 12 ay içinde geri dönmek için “acil bir niyetleri” olduğunu ortaya koydu.
Yapılan ankette, Suriyelilerin yaklaşık yüzde 60’ının ise sahadaki durumu değerlendirmek üzere kısa süreli ziyaretlerle ilgilenebileceklerini belirtiliyor.