Hariri, Trump’la âbâd olurken Lübnan cephesi

ALINTI YAZILAR - 27 Temmuz 2017 12:12 A A

Fehim Taştekin

Trump, Hizbullah’a karşı Kongre’ye sunulan yeni yaptırım paketi ile ilgili olarak komutanlarla görüşüp 24 saat içinde bir karara varacağını söyledi. Bu sözler, İsrail’in güvenliğini garanti eden tüm Amerikan başkanlarının dediğinden farklı bir şey değil. Ancak bir şey daha söyledi: “Lübnan IŞİD, El Kaide ve Hizbullah terörüne karşı cephe hattıdır.” Yeni bir Trump bombası.
Geçen cumartesi Lübnan’ın kuzeydoğusunda Nusra Cephesi ve IŞİD’e karşı yeni bir cephe açıldı. Arsel merkezli operasyonu Lübnan ordusu ile Hizbullah birlikte yürütüyor. Sınırın diğer tarafında da Suriye ordusu ve yine Hizbullah var. Lübnan kanallarında birinci gündem Arsel olsa da başkent Beyrut’ta bu savaşın yansımalarını hissetmeniz çok zor. Hatta güney Beyrut’ta Hizbullah’ın kalesi Dahiye inanılmaz derecede sakin. Görünür kontroller minimum düzeyde. Bu savaşın gürültüsü 9 bin 350 km. ötedeki Washington’da daha fazla. ABD dünyanın jandarması ya, elbette kaygılanacak!

Lübnan Başbakanı Saad Hariri, ordunun Arsel’de teröre karşı operasyon başlattığını duyurduktan hemen sonra Washington’a gidip Başkan Donald Trump’la görüştü. Trump Amerikalılar kadar koltuğunu Batı-Körfez desteğine borçlu olan Hariri’nin de bir yere kadar başkanı sayılır!

Ortak basın toplantısında Trump, “Hizbullah Lübnan devleti, Lübnan halkı ve bütün bölge için bir tehdittir… İsrail’le yeni bir savaşı başlatma tehdidiyle cephanesini artırıyor… İran’ın desteği ile Suriye’deki insani felaketi körüklüyor” dedi. Hizbullah’a karşı Kongre’ye sunulan yeni yaptırım paketi ile ilgili olarak komutanlarla görüşüp 24 saat içinde bir karara varacağını söyledi. Bu sözler, İsrail’in güvenliğini garanti eden tüm Amerikan başkanlarının dediğinden farklı bir şey değil. Ancak bir şey daha söyledi:

“Lübnan IŞİD, El Kaide ve Hizbullah terörüne karşı cephe hattıdır.”

Yeni bir Trump bombası.

***

Trump’ın hedef tahtasına oturttuğu Hizbullah, iki bakanla Hariri hükümetinin ortağı. Mecliste 12 vekille temsil ediliyor. Koltuk sayısının azlığına bakmayın. Meclis Başkanı Nebih Berri’nin partisi Emel ve Hıristiyan müttefikleriyle birlikte Hizbullah kabineyi kilitleyecek çoğunluğa sahip. Cumhurbaşkanı Mişel Aun, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’la 2006’da Beyrut’ta bir kilisede imzaladığı ittifak anlaşmasından beri omuz omuza.

“Hariri ülkeye dönebilecek mi” diye telaşlanmayın, döner! Trump çattı, Hariri çanak tuttu diye gök kubbe Lübnan’ın üzerine çökecek değil. Burada herkes herkesin arka planını bilir, ona göre davranır.

Hizbullah’ı her fırsatta Suriye’deki savaşa karıştığı ve silahlarını bırakmadığı gerekçesiyle eleştiren Hariri’nin açıkça söyleyemediklerini Trump söylemiş oldu.

Suriye’de yönetime karşı silahlı sürece destek veren Hariri, 2011-2014 arası Lübnan’da yaşayamadı. Lübnan, Hizbullah’ın Hariri’ye yeşil ışık yakmadan bir hükümete kavuşamadığı, başbakanın hasımlarına selam vermeden siyasetin sokaklarında dolaşamadığı, Suud-Amerikan müttefiki ve Suriye-Hizbullah düşmanı kampın Hizbullah ve müttefiklerinin vetosu nedeniyle rakip bir Hıristiyan’ı cumhurbaşkanı yapmak zorunda kaldığı bir ülke.

***

Trump’ın ‘terörist’ dediği Hizbullah bugün cephe hattında Nusra ve IŞİD’e karşı savaşıyor. Sınırın bu tarafında Lübnan ordusu, diğer tarafında Suriye ordusu ile birlikte hareket ediyor. Lübnan’daki birçok aktör de Hizbullah’ın Suriye’deki savaşa katılmasına yönelik eleştirilerini geri çekmiş durumda. Mesela tarihsel olarak da Şiilerle ilişkileri daha iyi olan Hıristiyanlar, Hizbullah’ın silahlarından rahatsız olsalar bile Arsel’deki El Kaide ve benzeri yapılanmalar temizlenmediği takdirde yarın Lübnan’da yaşayamayacaklarının farkında. En büyük Şii partisi Emel de farklı yöntem ve anlayışına rağmen siyaseten Hizbullah’ın arkasında. Sünnilerin görüşleri de yavaş yavaş değişiyor. Bu değişim özellikle 2014’te 11 askerin öldürüldüğü, 30 askerin yaralandığı ve 13 askerin kaçırıldığı Arsel’deki çatışmalardan sonra başladı. Militanlar o zaman Arsel merkezini kısa süreliğine ele geçirip sonra dağlık bölgeye çekilmişti. Arsel’deki olaylar, Hizbullah’ın, “Tekfirci terörü Suriye’de önlemezsek kısa sürede Lübnan’ı da teslim alırlar” argümanını haklı çıkarttı.

Yerel aktörler uzun süre Trablus ve Arsel’deki cihatçı yapılanmaya dair uyarıların abartıldığını ve bölgeyle ilgili algı operasyonu yürütüldüğünü savundu. Ancak 2011’de Suriye’de kriz patlak verdiği andan itibaren değişmeyen hakikat şuydu: Kalamun, Hama, Humus ve Şam’ın kuzeyindeki silahlı grupların beslendiği hat Lübnan’ın kuzeydoğu ve doğu sınırlarıydı. Bölgenin dağlık yapısı sınırlardaki kaçak geçişleri önlemeyi de imkânsız hale getiriyordu.

Son zamanlarda Suriye tarafında kaybeden örgütler Lübnan’ın Arsel bölgesine çekildi. Bunu inkâr eden yerel aktörlerin iddiası da 22 Temmuz’dan beri Arsel dağlarındaki çatışmanın boyutuyla birlikte çökmüş oldu.

Hizbullah kaynaklarına göre ilk dört günde Arsel kırsalının yüzde 90’ı temizlenmiş oldu. Kırsalda iki yer kalsa da Arsel’in merkezinde de ciddi bir sorun var.

***

Lübnan ordusunu güçlendirerek ülkenin Hizbullah’ın elindeki silahları almanın yolunu açacağını hesap edenler için son 2-3 yıl içinde ordu ile Hizbullah arasındaki koordinasyonun ulaştığı nokta pek şaşırtıcı oldu. Farklı istihbarat birimlerindeki (mezhebi-siyasi bağlardan kaynaklanan) rekabete rağmen Lübnan güvenlik şemsiyesi özellikle bombalı saldırıları önleme konusunda kayda değer bir başarı sergiledi. Bu bakımdan belki de kimi zamanlar hükümetin neredeyse olmadığı Lübnan’da tek işleyen devlet kurumunun güvenlik birimleri olduğunu söylemek abartılı sayılmaz.

Hizbullah ve ordunun birlikte hareket etmesi Washington için önemli bir karın ağrısı. Çünkü ABD, Lübnan ordusuna yılda 80 milyon dolar yardım yapıyor. Trump yönetimi, “Hizbullah’a karşı Lübnan ordusu” kodlamasıyla yapılan bu yardımı kesip kesmemeyi tartışıyor. Lübnan içinde de İran’ın desteği ile bu kadar güçlenen bir örgütün yarın ülke için ciddi bir soruna dönüşebileceği kaygıları var. Elbette meşru kaygılar. Ancak Hizbullah da bu kaygıları gidermek için kurtarılan bölgeleri Lübnan ordusuna bırakarak daha az görünür olma taktiği izliyor. Lübnan ordusu için ‘ulusal ordu’ vurgusu yapılıyor, Hizbullah’ın bayrağıyla birlikte Lübnan bayrağı dalgalandırılıyor. Hizbullah geçen baharda ülkenin doğu sınırlarındaki Brital, Ham, Marabun ve Tufeyl’i temizledikten sonra kontrolü orduya bırakmıştı. Muhtemelen yeni kurtarılan bölgeler de ordunun denetimine bırakılacak. En azından beklenti o yönde.

Beri yandan ülkenin durumu da ortada; Hizbullah olmadan ordunun bu türden bir gerilla savaşını yürütmesi zor. Mesela Arsel’de ordu uzaktan bombardımanla yetinirken göğüs göğüse savaşı Hizbullah veriyor. Ordunun yapmaya çalıştığı şey daha çok kırsaldan kaçan Nusra ve IŞİD savaşçılarının kent merkezlerine sığınmasını önlemek. Hizbullah’ı sevmeyenler de bu gerçeği teslim ediyor.

GazeteduvaR

ALINTI YAZILAR - 12:12 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    MSB: TSK her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye muktedirdir
    MSB kaynaklarından yapılan açıklamada, “TSK, bekamıza yönelen veya yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye muktedirdir” ifadeleri yer aldı. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, MSB’nin son bir haftaki faaliyetlerine ilişkin bakanlıkta bilgilendirme toplantısı düzenledi. Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), kaynağında, sürekli ve kapsamlı olarak Irak ve Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği […]
  • 02
    İstanbul’da okullarda 5 bin 500 yeni temizlik personeli göreve başladı
    İstanbul’daki okullarda Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında tam zamanlı 5 bin 500 kişilik yeni temizlik personeli çalışmaya başladı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son günlerde sosyal medya mecraları başta olmak üzere yazılı ve görsel basının gündeminde yer tutan ‘okullarda temizlik hizmetleri’ konusunda açıklama yapmış ve yeni temizlik personellerinin göreve başlayacağını duyurmuştu. İstanbul’da da bu kapsamda yeni temizlik personelinin […]
  • 03
    Mark Rutte: ‘Ukrayna NATO’ya her zamankinden daha yakın’
    Perşembe günü Ukrayna’nın başkentine habersiz bir ziyaret gerçekleştiren yeni NATO Genel Sekreteri Rutte, ittifakın Ukrayna’ya askeri ve mali destek sağlamaya devam etme taahhüdünü yineledi. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) yeni Genel Sekreteri Mark Rutte göreve gelmesinin ardından ilk ziyaretini Perşembe günü Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gerçekleştirdi. Burada yaptığı konuşmada Rutte, Rus işgaliyle mücadelede Ukrayna’ya desteğini sürdürme […]
  • 04
    Brüksel ‘egemenlik’ yasası nedeniyle Macaristan’ı mahkemeye veriyor
    Brüksel, Macaristan’ın ‘ulusal egemenlik yasasına’ karşı, çok çeşitli temel hakları ihlal ettiğini ileri sürerek yasal girişimlerini hızlandırdı. Avrupa Komisyonu, Budapeşte’nin “ulusal egemenliği” korumak için gerekli olduğunu söylediği, ancak sivil toplum kuruluşlarının muhalif sesleri hedef almak ve susturmak için tehlikeli bir araç olarak kınadığı oldukça tartışmalı bir yasa nedeniyle Macaristan’ı mahkemeye verdi. Perşembe günü öğleden sonra […]
  • 05
    Eylül ayı enflasyonu açıklandı
    Eylül ayında enflasyon uzun zaman sonra ilk defa yüzde 50’nin altına indi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 49,38 oldu. Böylelikle yıllık enflasyon üç yıl sonra ilk kez politika faizinin altına indi. Merkez Bankası, Eylül ayında politika faizini %50’de sabit tutmuştu. Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise enflasyon Eylül’de aylık yüzde 5,34, […]