Kemal Kılıçdaroğlu’nun acziyeti…

Siz buna, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yetersizliği de diyebilirsiniz…

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın 34. Maddesi aynen şöyle diyor:

(Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı)

(Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.)

“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.”

***

1 Kasım 2015 seçimlerinde Türk seçmeninden 12 milyon 110 bin oy alan, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda hayır cephesinin liderliğini göğüsleyen ve yüzde 49 gibi büyük bir oranla referandumun yıldızı olan Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi ne yapıyor?

Temelinden sarsılmış ve mülkü tarumar olmuş adaleti ve Türk adaletinin belini kırıp kötürüm durumuna düşürenleri protesto için, Ankara’dan İstanbul’a yürümeye kalkıyor…

***

Ancak elinde hiç imkânı, arkasında hiç halk kitlesi olmayan, sıradan bir aktivistin yapabileceği bir eyleme başlıyor…

Acziyettir bu…

Anayasa’nın verdiği hakkı kullanarak ve bunca adaletsizliğe, bu kadar hak gasbına, bu kadar zulme rıza göstermeyen milyonları arkasına alıp neden Beştepe’deki saraya yürümüyor?

Bunu yapmak, bir Anayasal haktır.

Kanunların nizam ve intizamı içinde kalmak suretiyle, hukukun verdiği bir toplumsal hakkın kullanılmasıdır…

Maşeri vicdanın bir gereğidir…

***

Ankara’dan İstanbul Maltepe’ye 28 gün süren bir yolculuk yapınca…

Kanunları paspas yapıp çiğneyen muktedir, insafa gelerek:

“Yahu şu Kılıçdaroğlu’nun yürümekten tabanları şişmiştir be! Yazık, günah… Gelin biz bu adaletsizlikten vazgeçelim” mi diyecek?

Güldürmeyin adamı…

Tanyeri Haber