Neşe Doster: Gerilim ve gerginlikten beslenmek neden?
Neşe Doster
nesedoster@yahoo.com
Kamuoyu politik polemiklerle, Bay Trump’ın siyasi şovlarıyla, zemin mi zaman mı önemli, el mi yaman, bey mi yaman sorularıyla meşgul edilirken! Yalancının eskiden yatsıya kadar yanan mumu günümüzde hiç sönmezken! Hayatta ve ayakta kalma mücadelesi verirken güven bunalımıyla yüzleşen, sermayesini alıp, emekçiyi çıkarıp gurbet ellerde arayışa girenlerin sayısı her geçen gün artarken! Sırtımızda yük olan kalıplar, geleneksel eril dil dozunu durmadan artırırken! Akran dayanışması, ekran dayatması, algı yönetimi sade günleri değil geceleri doldurup, geleceği belirlerken! Hele de bazı şeylerin tadı değil, fiyatı boğazı ve cüzdanı yakarken! Ve de kadın cinayetleri dur durak bilmezken…
Aklıma gelen sorular şunlar oldu?
Neden cezaevlerinde yer yok, neden yeni mapus damları yapılıyor? Neden Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında mahkum sayımızla 1.sıradayız? Neden son yıllarda cezaevlerinde kapasitenin 100 bin üzerine çıkıldı? Neden son 22 yılda nüfusumuz yüzde 26 artarken, hükümlü ve tutuklu sayısı yüzde 600 arttı? Neden uyuşturucu kullanımı, satışı 12 yaşa kadar indi? Neden içeride 42 bini bulan çocuk mahkum var?
Neden dosyası kabarık, sicili kötü, geçmişi karanlık insanlar elini kolunu sallayarak gezerken, iş aş derdinde olanların başına gelmeyen kalmıyor? Neden gasp, taciz, yaralama, kadın cinayetleri bu kadar arttı? Neden tekmille, talimatla yazılan haberler bu kadar etkili oluyor?
Neden eşini darp eden ve eşinin şikayeti üzerine şiddet uygulamaktan 6 ay hapis cezası alan AKP kurucu üyesi ve eski milletvekili H. Ürün Konya Selçuklu Kongre Merkezi’nde yapılacak aile güvenliği temalı toplantıda “Nüfus ve Aile Güvenliği” konulu konferans verecek? Acaba kasten yaralama suçu darp raporuyla sabit olan eylemin sahibi eski vekil konuşmasında uygulamalı bir sunum mu yapacak? Bu tür kalabalık etkinliklere dosyası kalabalık, sicili kalın, alanında tecrübesi raporlarla sabit kişileri çağırmak yol ve yöntem açısından daha mı etkili oluyor?
Neden yıllarca emek verip diploma alan, işe girmenin hayallerini kuran, evlilik, çocuk sahibi olmak gibi en doğal düşlerini erteleyen öğretmen adaylarına mülakat sınavlarında; “Kendini hangi dondurma aroması gibi görüyorsun?”, Ya da; “İleride mezar taşına ne yazsın?” gibi akla hayale gelmedik sorular sorularak umutları tüketiliyor? Bunun adı ölçme değerlendirme mi, genel kültür seviyesini belirleme mi? KPSS’de yüksek puanlar alıp, mülakatta elenenler için MEB’in bir yanıtı var mı? Ya da 9 yıldır atama bekleyenlerin ruh hali Bay Tekin’in umurunda mı?
Neden CB; “23 yılda Türkiye çok değişti. Kişi başına düşen ulusal gelir 17 bin doları buldu. Artık dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz!” şeklinde açıklama yapmasına rağmen ülkemiz sefalet liginde 5.sırada yer alarak; Sudan, Arjantin, Suriye ve Yemen’in gerisinde yer alıyor?
Neden boş tencerelerini alarak meydanlara çıkan kadınlar; “Boş tencere kaynamıyor”, “Emek var, ekmek yok!” şeklinde sloganlar atıyor?
Düşündüren örnek: Devlet Tiyatroları Genel Müdürüne Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan gelen bir çocuk; “En beğendiğiniz oyuncu kimdir?” diye sorar. O da; “Tamer Karadağlı!” diye cevap verir. Bunun adı ego mudur? Özgüven patlaması mıdır? Meslekdaşlarına örnek olma(!) çabası mıdır? Anlamak zor doğrusu…
Kıskandıran örnek: Nefes Gazetesi Yazarı Serdal Saraç “Nobel Ödülleri Bize Verilmeli” başlıklı yazısında diyor ki; “Nobel’i biz hak ediyoruz. Nobel Ekonomi Ödülü; Yağmur gibi yağın zamlara rağmen ayakta kalmayı başardığı için, Nobel Edebiyat Ödülü; İktidarın vaat dolu nutuklarını yıllardır bıkmadan dinlediği için, Nobel Kimya Ödülü; Geçim sıkıntısına rağmen vücut kimyası bozulmadığı için, Nobel Fizik Ödülü; Betona gömülen illerde yüksek kiralara göğüs gerdiği için, Nobel Tıp Ödülü; Sağlık sistemindeki sorunlarla boğuşurken sağlığını korumaya çalıştığı için, Nobel Barış Ödülü; Siyasilerin Kutuplaştırıcı diline rağmen sağduyusunu yitirmediği için Türk Halkına verilmelidir.”
Kendime sormadan edemedim! Bu yazının altına imzamı atıyor, Sn. Saraç’ın yaratıcılığını kutluyor; “Keşke bu konu ve bu başlık benim aklıma gelseydi, ben yazmış olsaydım!” diyerek kendimi kınıyorum!
-
Özgür Özel: Hüseyin Gün itirafçı olmuş ‘Ben İngiliz ajanıyım’ demiş
-
Trump’tan, Katar’da ‘Gazze’ mesajı: ‘Gerçek bir barışa ulaştık’
-
Trump’ın himayesinde Tayland ve Kamboçya arasında ‘tarihi’ barış anlaşması
-
İrlanda cumhurbaşkanlığı seçimlerini sol aday Catherine Connolly kazandı
-
İmamoğlu’nun ifadesi öncesi CHP Çağlayan’da miting düzenledi
-
Zeynep Altıok Akatlı: Hayatımız Güzeldir: Aydın olmak, aydın kalmak
