18° Açık

Ömür Dediğin…

-Edebiyat - 14 Mayıs 2025 23:27 A A

Cahit Kılıç

Cahitkilic54@gmail.com

YAZI ARŞİVİ

 


Mihail Lermontov

“Utanç verici bir umursamazlığımız var iyiye
ve kötüye. Solup gidiyoruz kavgaya girmeden
daha. Yüz kızartıcı korkaklarız tehlikeyi görünce.
Ve iğrenç tutsaklarız iktidar karşısında”

***

Evet, bununla başladım ama kendimi tenzih ederim. Hayatım boyunca hiçbir muktedirin tutsağı olmadım…
Hiçbir tirana, hiçbir zalime, hiçbir despota, sempati beslemedim, zulüm karşısında baş eğmedim…

Gelelim bugüne…

Yaz sıcağı ortalığı kavururken, kısa süreli yağmurlar Hızır gibi yetişiyor imdadıma.
Bir serinlik, bir ferahlık hissediyorum.
Kızgın güneşin altında kavrulan bitkilere benzetiyorum kendimi. Bir damla su, hem yorgun bedenime hem de velvele düşmüş şehri andıran ruhuma bir dinginlik, bir sükûnet hâli veriyor.

Çektiğim acılar, tarifsiz ağrılar; kırışmaya başlamış yaşlı çehremde kendini gösteriyor. Acıların verdiği kırışıklıklar, yılların çehreme yansıttığı kırışıklıklardan çok daha fazla, çok daha incitici.

“Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?”
Cahit Sıtkı
***
Küskün olduğum aynalardan biraz daha uzaklaşmama, biraz daha hüzünlü bir ruh hâli ile de biraz daha iç dünyama yakınlaşmama ve ruhumla hasbıhâl etmeme neden oluyor.

Can Yücel’in miydi bu?
“Nerden geliyor acep
Bu benim garip garipliğim?”
***
Geçmişime dalıyorum.
Hatalarımla, günahlarımla, yanlışlarımla, doğrularımla, üzüntülerimle, kederlerimle, sevinçlerimle belki de çok az nasibim olan mutluluklarımla baş başa kalıyorum.
Yaptığım büyük bir hatanın yıllarca ödediğim bedeliyle…
İçimdeki beni sorguluyorum…
Karışık hisler, çapraşık hüzünler, karanlık geceler!
Ne yalan söyleyeyim;
İdam sehpasındaki mahkûm gibiyim!
Gelinen merhale son nokta!
Hayat işte, başka ne olacaktı ki?!

“Kaktüsler büyüdü kalbin yolunda
Harcadım ömrümü insan çölünde!”
Nurullah Genç
***
(…)
Bir hayli kırgınım.
Beni ben kırdım oysa!
Can Yücel
***
Sergey Yesenin’den dostu Mayakovski’ye:
(İntihar etmeden az önce yazıyor.)
(…)
Elveda dostum, el sıkışmadan
Sessizce…
Ne keder ne tasa gerek:
Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada
Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek…

Vladimir Mayakovski’den dostu Yesenin’e:
(…)
Bizim geçmişe sunacağımız
yalnızca
bukleleri
Rüzgârda
geriye savrulan saçlarımızın.
Eğlenceye ayrılacak yeri yok
gezegenimizin.
Yarınlardan
koparıp
almalıdır mutluluğu
insan.
Şu yaşamda
en kolay iştir ölmek
Asıl güç olan
yepyeni bir yaşama
başlamak…

Ve Adaşım Cahit Sıtkı:
“Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında…”
***
Ne zaman bilmiyorum ama bir köşeye not etmişim:
“Bu ülkede: Tecrübenin bir mum mesabesindeki cılız ışığına sığınacaksınız…
Zira, uyduruk teorilerin geçici projektörlerinin saçtığı aydınlıktan daha muteberdir.
Çünkü göz kamaştırmaz, çıplak gözle hakikati görmenizi sağlar…”.

Hakikat!
Yani gerçeklik…
Dünya işte…
Kimine mal, servet, para, pul, mevki, makam, güç, şatafat, şaşaa lâzım…
Kimine de vicdanın mum ışığındaki hakikat!
Ölümdür işte tek hakikat!
***
(…)
“Yaşamın kaynağı Sırr-ı Hüda’dır
Bir yudum su, bir nefesçik havadır
Kim bilir bu gidiş belki vedadır
Gidenler dönmüyor her seferinden…”
Cahit Kılıç
***
Yahya Kemal merhumu da yâd edelim…
“Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden!”

Güne Düşen Söz!

“Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir. Düşünce ile çığlık bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir, yabani bağırır medeni insan konuşur!”
Cemil Meriç



YORUMLAR


Dashqın Aghalarlı

Ellerine, zihnine sağlık, Cahit hoca! Boyu küçük, manası, içeriği büyük yazıdır. İktibas getirdiğin yazarları iyi okumuşumdur.


Timuçin Akdoğan

Cahit bey fazla tevazuya gerek yok, çok güzel bir yazı olmuş. Elinize ,emeğinize ve zihninize sağlık.


 

-Edebiyat - 23:27 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)
    İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan savaş, ABD’nin İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarıyla tırmanışa geçti. Peki, bu tesisler ne anlama geliyor ve neden hedef alındı? İşte detaylar: Natanz: İran’ın Uranyum Zenginleştirme Merkezi Tahran’ın 250 kilometre güneyinde bulunan Natanz nükleer kompleksi, İran’ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor. CNN International’ın haberine […]
  • 02
    Filenin Sultanları 7’de 7 yaptı
    Voleybol Kadınlar 2025 Milletler Ligi’nin ikinci haftasında Güney Kore ile Türkiye, Sinan Erdem Spor Salonu’nda karşılaştı.  Filenin Sultanları rakibini 3-0 mağlup etmeyi başardı ve 7’de 7 yaptı. SON MAÇ BREZİLYA İLE Millilerimiz bu etabın son maçında Brezilya ile karşılaşacak. 22 Haziran Pazar günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanacak mücadele saat 19.30’da başlayacak.    
  • 03
    Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı
    Gazeteci Fatih Altaylı’nın bir YouTube yayınında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “hedef alan tehdit içerikli” sözler kullandığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldığı ve gözaltına alındığı bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalındaki 20 Haziran 2025 tarihli yayınında “Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle” hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Soruşturmanın Türk Ceza Kanunu’n 310. Maddesi’ndeki […]
  • 04
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti
      Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde ‘İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ kapsamında İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti. * İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı için Türkiye’de bulunan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmede, İsrail ile İran arasındaki çatışmalar ve bölgesel ile küresel gelişmeler ele alındı. […]
  • 05
    Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…
    Hakan Akpınar  hakanakpinar227@gmail.com YAZI ARŞİVİ Bu bölümde, devr-i Osmanlı’da yürütülen meşrutiyet ve hürriyet mücadelesinin en keskin gazetesi olarak öne çıkan Muhbir gazetesini ele alacağız. Muhbir, Diyarbekirli gayrımüslim Filip Efendi tarafından 1866 yılının son demlerinde kurulmuştu. Filip Efendi, muhalif çizgide yayın yapmasını istediği gazetesine popülaritesi yüksek ve aynı zamanda kalemi kuvvetli bir gazeteci arıyordu. O vakitler, […]