Pazar Hikâyeleri…
09.07.2023 18:17
598 Kişi Okumuş
0 Yorum

Nostaljik yazılar…
Bizim apartmanın bitişiğinde, tek katlı müstakil bir ev var.
Yemyeşil bahçeli şirin bir ev, yaklaşık otuz yıldır komşuyuz…
Sahibi emekli bir başçavuş…
Çelimsiz bir ihtiyar.
Ev, yaz kış boş, sürekli oturan biri yok.
Kış günlerinde uğrayan bile yok. Ya da biz görmüyoruz.
Yaz günlerinde çelimsiz ihtiyar her gün geliyor. Akşama kadar bahçede horoz gibi eşeleniyor.
Sokağa sarkan ağaçları buduyor. Çiçekleri tanzim ediyor ve suluyor.
Bahçede meyve ağaçlarının yanı sıra sarıçam ve iğneli çam da var.
İlginçtir, köşede kavak ağacı bile var. Hatta söğüt bile…
Şafak Heceleri isimli şiirimde o söğütten esinlenerek şu mısraları yazmıştım:
Söğüt hışırtısı, düşen bir yaprak!
Hüzne inat dimdik duruyor dallar!
Önünde sonunda tek ihtimal var;
Bir gün alnımızı öpecek toprak!
Keşke en başından edeydik idrak!..
***
Beton yığınları arasında oksijen deposu küçük bir bahçe…
Kim bilir kaç müteahhit kat karşılığı istedi de, vermedi…
Gösteriş, şaşaa, parıltılı bir yaşam onu ilgilendirmiyordu.
O küçücük bahçe, onun gerçek dünyası idi.
Sabahtan akşama kadar o bahçede oyalanıyordu.
***
Son yıllarda iyice yaşlanmıştı, çelimsiz bedeni onu zor taşıyordu ama yine de yaz boyunca bahçeden eksik olmuyordu…
Bir de köpeği vardı bahçede…
Soğuk ve fırtınalı kış günlerinde feryat figan bağırdığına şahit oldum kaç kere…
***
Bahardan beri gözlerim onları aradı.
Artık ikisi de yoklar…
Mal mülk, para pul, şan şöhret, hepsi yalan…
Tek gerçek ölüm…
Ne demişti Şehriyar merhum:
“Bir insan göçerse dünyadan eğer
Sen öyle bilme ki tek bir can gider
Her sönen bakışta sayısız dilekler
Her küçük tabutta bir cihan gider…”
Cahit Kılıç
İstanbul, 09.07.2021

İlgili Terimler :
YORUMLAR