Avrupa Komisyonu ile The New York Times (NYT) arasında Pfizer COVID-19 aşı sözleşmelerinin şeffaflığı konusunda yaşanan uzun bir çekişmenin ardından Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD / European Court of Justice – ECJ) bugün Komisyon’un “talep edilen belgelere sahip olmamasını haklı gösterecek makul bir açıklama yapmadığına” hükmetti.
Mahkemeye göre, bu özel durumda Komisyon sadece “belgelerin ellerinde bulunmadığını” söylemekle yetinemez, kamuoyunun ve Mahkeme’nin bunu anlamasını sağlayacak inandırıcı gerekçeler sunmak zorunda.
ABAD, The New York Times’ın, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Pfizer CEO’su Albert Bourla arasında COVID-19 aşılarının tedarikine ilişkin kısa mesajların varlığına işaret eden ilgili ve tutarlı kanıtlar sunduğunu tespit etti.
Bir AB yetkilisi karar öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu sözleşmeler daha önce benzeri görülmemiş bir bağlamda tamamen emsalsizdi,” dedi.
Pfizer-BioNTech aşısı, Aralık 2020’de AB onayı alan ilk aşı oldu. Bu onay, 200 milyon dozluk ön alım anlaşmasının ardından gelmişti.
Sonrasında, Mart ve Mayıs 2021’de yapılan ek sözleşmelerle 2,4 milyar euro değerinde ek doz temin edildi. Ayrıca 900 milyon dozluk opsiyonel bir hak da tanındı.
NYT, bu mesajların varlığını 2021’de Pfizer CEO’su Albert Bourla ile yaptığı röportajlar sırasında ortaya çıkardı ancak bu mesajlara erişim taleplerinde çeşitli engellerle karşılaştı. Avrupa Komisyonu, bu mesajları sağlayamayacağını belirtti.
Mesajları elde etmek için tekrarlanan başarısız girişimlerin ardından NYT konuyu Ocak 2023’te ABAD’a taşıdı.
Avrupa Komisyonu, kararın ardından yaptığı açıklamada, Genel Mahkeme’nin kararını dikkatle inceleyip sonraki adımları belirleyeceklerini bildirdi.
Komisyon ayrıca, gazetenin orijinal talebine yanıt olarak daha ayrıntılı bir açıklama içeren yeni bir karar yayımlayacaklarını belirtti.
“Şeffaflık, Komisyon ve Başkan Ursula von der Leyen için her zaman büyük önem taşımıştır. Yürürlükteki yasal çerçeveye bağlı kalarak yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz,” ifadeleri yer aldı.
Bugünkü kararla birlikte Mahkeme, Komisyon’un talep edilen metin mesajlarının silinip silinmediğini ve silindiyse bunun kasıtlı olarak mı yoksa otomatik olarak mı gerçekleştiğini yeterince açıklığa kavuşturamadığını tespit etti.
Bir AB yetkilisi, karar öncesi yaptığı açıklamada, “Komisyon üyeleri, personel ve dış paydaşlar arasında her gün çok sayıda etkileşim oluyor,” dedi. Bu etkileşimlerin çoğunun e-posta, kısa mesaj ve çeşitli uygulamalar aracılığıyla gerçekleştiğini ve tüm bu yazışmaların kayıt altına alınmasının fiziksel olarak mümkün olmadığını ekledi.
Yetkili ayrıca, Komisyon’un mesajların varlığını inkâr ettiği yönündeki yorumların yanlış olduğunu savundu. Komisyon’un pozisyonu, mesajların önemli bilgi içermediği yönündeydi.
NYT, AB’nin 2001 tarihli kamuya açık belgelere erişim düzenlemesi uyarınca, kısa mesajların da “belge” sayıldığını ve talep edildiğinde saklanması ve erişime açılması gerektiğini ileri sürdü.
Yasaya göre belge, “herhangi bir formatta (kâğıt üzerinde, elektronik ortamda, sesli, görsel veya görsel-işitsel kayıt şeklinde) oluşturulmuş ve kurumun görev alanına giren politikalar, faaliyetler ya da kararlarla ilgili her türlü içerik” olarak tanımlanıyor.
Yargıçlar, Komisyon’un belgeleri bulmak için ne tür bir arama yaptığına ve bu aramaların nerelerde gerçekleştiğine dair ayrıntılı bilgi sunmadığını belirtti. Bu nedenle, belgelerin neden mevcut olmadığını açıklayan makul bir gerekçe ortaya koymadığı sonucuna vardı.
Ayrıca, Komisyon, mesajların silinip silinmediği ve silindiyse bunun kasıtlı mı, otomatik mi yoksa cihaz değişiminden mi kaynaklandığı konusunda da yeterli netlik sunmadı.
Avrupa Komisyonu’nun söz konusu karara itiraz etmek için iki aylık süresi bulunuyor.