Ben hırsız mıyım?!
Osman Bedel
osmanbedel954@gmail.com
İnsanlar neden kendilerine ait olmayan şeyleri alır kendilerinin yaparlar.
Hırsızlığı analiz yapacak değilim, herkes kendi sebeplerinden dolayı, bazıları maddi durumları müsait olmadığından, bazıları da alışkanlık yaptıklarından hırsızlık ederler.
Geçen gün ben de farkında olmadan hırsızlık yaptım.
İstanbul’u tanımam, aslında Türkiye’yi bilmem yıllarca vatanımdan ayrı kalmanın verdikleri olsa, dikkat etmeden 3-5 köşe döndüm mü geriye dönme mücadeleleri yaşarım.
Kayıp olmalarım beni gitmek, görmek istediklerimden vazgeçtiremez.
İstanbul Taksim’deyim. Daracık ve çok basamakları olan merdivenli bir sokaktayım. Adını ileride okumuştum ama unuttum, eski bir sokak burası.
Nasıl geldim buraya bilmiyorum.
İstiklal caddesinde yürüyorum, aşırı kalabalık… İstanbul’a geldiğimden beridir kalabalık korkutur beni, içime kaçarım, saklanırım. Buna sebep insan sesleri mi yoksa hijyen mahrumlarının etrafa saçtıkları alışmışlığımın dışında ki kokularım mıdır?
Bir ara sanki ayak parmaklarımın üstünde yürüyordum gibi geldi bana.
Sokağın başında durdum, çok yakın bir camiden yükselen ezan sesi bir hüzün dalgası gibi yerleşiyordu kulaklarıma. Sesli düşündüm bir an “Allah” dedim. Çok güzel yüzlü bir bayan başıyla döndü sesime, masmavi gözlerinde tuhaf bir hal vardı.
Baktım, baktım “Allah’ım sen neler yaratıyorsun” dedim.
Eğildi yerden bir taş aldı, “taşlar zikreder” dedi, kulağına dayadı “duyuyor musun?” Cevabımı beklemeden yürüdü gitti.
Merdivenlerin sonunda ufak bir sahaf vardı. Gülümseyerek girdim içeriye. “Taşlar zikreder duydunuz mu” dedim. Eliyle işaret etti, çok genç sanki orada olmaması gereken zayıf ve yaşına hiç yakışmayan bir ton makyajlı kız, eski kitapların birer yığın halinde üst üste konduğu bir dolap eskisi tezgâhı. “Taşlarla ilgili çok kitap var orada, içlerinde yabancı dil olanlar bile var.”
İngilizce de var mı?
“En alta bak, mavi kaplı kitaba” dedi. O kadar güzel ve düzgün Türkçesi vardı ki, sanki bir kitaptan okuyarak konuşuyordu.
Yavaşça işaret ettiği yere doğru yürüdüm.
Eskimiş kitap kokusu ağır bir yük gibidir. Toz ve o ağır koku, yakarak genzimi iliklerime kadar işliyordu.
Eski ve zaman.
Zaman durmuştu işte bu kitaplarda. Durmuşsa zaman, neden eski oluyordu? Eski kılan onları neydi? Yıpranmış ciltleri mi? Sararmış sayfaları mı? Yoksa sahiplerinin, artık birer anı olarak bile hatırlanmayışları mı?
Anımsanmayan gölgelerin sahiplik ettiği bu kitaplar. Raflarda Yüz yıllık bir kokuyla çevrili kimi sarı sayfalar. Yorgun, yaşlı ve ölümü bekleyen insanlar gibi sabırla emerler zamanı.
İlkokul dönemlerinde kitaplarımı kapladığım türden bir kaba benzeyen mavi kabıyla, en alttan zorla çıkardım. Kış günleri çıplak ayaklarımla bastığım nenemin ayaz taşlığı gibiydi ellerimde. Ayazıyla yaktı, öylesine güçsüzleşti ki ellerim tutamadım. Önce tezgâha, oradan birkaç kitapla beraber yere düştü. Sahafta ruhlar belli belirsiz yer değiştirdiler, kimi saçlarıma, kimi gözlerime, kimi kulaklarıma doluştu. Haykırıyorlardı hep bir ağızdan “kaldır yerden al onu.” Dizlerimin üstündeydim, Gülümsedim. “Amacım onları incitmek değil, üstüme gelmeyin.” Diye söylendim.
Gül kokuyordu sahaf, içeri girdiğimde bu kokuyu hissedemediğimi anımsadım.
Aceleyle aldım zamanın şahitlerini yerden, mavi kaplı kitap sayfaların arasından elime bir fotoğraf tutuşturdu ve sustu.
Bu bir kadın fotoğrafı, siyah beyazdı. Dalgalı saçları sarı olmalıydı. Omuzlarına dökülen gül yaprakları gibiydi ve güneş gözlükleri ustaca şekillendirilerek başına bir gül gibi yerleştirilmişti. Dudaklarına çapkınca bir gülümseme konuk olmuştu. Gözleri gözlerime değdi.
İçim sızladı… Aşinası olduğum ne varsa bu gözlerde saklıydı.
Yıllar evveli facebookta tanıştığım yüreğine hayran, kendimi kayıp ettiğim gözler miydi bunlar?.. Olabilir miydi?..
“Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı, felekler yandı ahımdan muradım şem’i yanmaz mı” diyerek ağlamıştım bu gözlere…
Umudu, aşkı, ölümü içime çeke çeke yaşadım.
Bu gözler, gözler, bu gözler…
Aynı tezgâha koydum kitabı. Bir uğurlama beklemeden çıktım, merdivene bakan kapıdan.
Arkama bakmadan yürüdüm yürüdüm sessiz sedasız. Çok sonra fark ettim, elimdeydi fotoğraf ve ben ağlıyordum.
Pantolonumun arka cebinden cüzdanımı çıkardım. Özenle yerleştirdim sevdiklerimin fotoğraflarının yanına çapkın gülüşü ve aşina gözleri.
Cüzdanım gül kokuyordu…
-
Fransa’da hükümet düştü
-
Fikri derinlik, fikri takip ve basın emekçileri… (1)
-
Jake Paul ile Mike Tyson’a rövanş maçı için 700 milyon dolar teklif edildi
-
Basılı yurt dışı harç pulu dönemi bitiyor: 1 Ocak’ta yeni dönem başlıyor
-
Scholz, Alman barış gücü birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesine karşı çıktı
-
Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda ‘fikir birliğine’ varılamadı
HABER LİSTESİ
-
01
Fransa’da hükümet düştüHükümet, bütçe için Marine Le Pen’in aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin desteğini alamayınca çöktü. Çarşamba günü Michel Barnier, solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakı ve aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin güçlerini birleştirerek kendisini güvensizlik oylamasıyla düşürmelerinin ardından Beşinci Cumhuriyet’in en kısa süre görev yapan başbakanı oldu. Barnier hükümeti, gensoru önergesini destekleyen 331 oyla […]
-
02
Fikri derinlik, fikri takip ve basın emekçileri… (1)Neşe Doster nesedoster@yahoo.com Bu yazımı 2 bölümlük bir yazı dizisi olarak kurguladım. Yıllardır aralıksız yazdığım, “Tanyeri” sitesinin yayın yönetmeni Sn. Cahit Kılıç ne der bilmiyorum. Ama ben içimden gelenleri, kalemime dökülenleri yazmaya çalıştım. Sabrınıza teşekkür ederek iyi okumalar… Yazıma başlarken! Mesleğine emek veren, gönül veren, gözdağına göz yummayan, kalemini satmayan, döneme göre pozisyon almayan, basın […]
-
03
Jake Paul ile Mike Tyson’a rövanş maçı için 700 milyon dolar teklif edildi* 58 yaşındaki Mike Tyson’ın AT&T Stadyumu’nda Jake Paul’a karşı ringe çıkıp tartışmalı bir şekilde oybirliğiyle alınan karar sonucunda yenilmesinden bir ay sonra Suudi Arabistan Genel Eğlence Kurumu yöneticisi Turki Alalshikh, Mike Tyson’a karşı rövanş maçını kazanması durumunda Jake Paul’a 700 milyon dolar vereceğini duyurdu. Suudi Arabistan, Jake Paul’a rövanş maçına çıkması ve 3 dakika […]
-
04
Basılı yurt dışı harç pulu dönemi bitiyor: 1 Ocak’ta yeni dönem başlıyorGelirler İdaresi Başkanlığı, basılı yurt dışı harç pulu uygulamasının 1 Ocak 2025’te sona ereceğini duyurdu. Türkiye’den yurt dışına çıkışlarda alınan basılı harç pulu uygulaması 1 Ocak 2025’te sona eriyor. Yeni uygulamada, yurt dışına çıkış harcı ödemeleri dijital vergi dairesi, havalimanındaki vezneler veya anlaşmaları bankalar üzerinden yapılacak. Peki yurt dışı çıkış harcı ne kadar? Yurt dışı çıkış harcı ne kadar […]
-
05
Scholz, Alman barış gücü birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesine karşı çıktıAlmanya Şansölyesi Olaf Scholz, Kiev ile Moskova arasında bir ateşkes sağlanması halinde Ukrayna’daki askerden arındırılmış bölgeye barış gücü askerlerinin gönderilmeyeceğini açıkladı. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 16 Aralık’ta yapılacak güven oylaması öncesinde Çarşamba günü Federal Meclis’te milletvekillerinin sorularıyla karşı karşıya kaldı. Alman lider, Dışişleri Bakanı’nın ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması halinde askerden arındırılmış bir bölgede barış gücü konuşlandırılabileceğini söylemesine […]