Çanlar Esad için çalıyor…
Hakan Akpınar
hakanakpinar227@gmail.com
ABD’nin 2011 yılında Esad rejimini devirmek için başlattığı iç savaş, Astana Süreci ile birlikte geçici ve durağan bir statükoya dönüştürülmüştü. Suriye’nin kuzeyini elinde tutan rejim karşıtı güçler, son birkaç yıldır-göreceli de olsa- sessizliğe bürünmüşlerdi. Bölgede etkili olan ve Suriye rejiminin hâmiliğini yapan Rusya ile İran faktörünün bunda önemli bir etkisi vardı kuşkusuz…
Ne var ki şimdi dengeler aniden değişti. Ukrayna Savaşı ile boğuşan Rusya’nın, İsrail ile cebelleşen İran’ın bölgedeki gücünde ortaya çıkan zaafiyet, HTŞ üzerinden Esad güçlerine karşı yeni bir saldırı başlatması için ABD ile İsrail’e tarihî bir fırsat yarattı. Esasında bu saldırı ile Suriye’deki iç savaşı durdurmak için başlatılan Astana Süreci adlı uzlaşma platformuna da bir darbe vurulmuş oldu.
Son yaşananlar gösteriyor ki, Suriye’deki bu sessizlik, “fırtına öncesi sessizlik”miş. Nihayet fırtına, 27 Kasım’dan itibaren koptu. El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’nın kabuk değiştirmiş yeni uzantısı olan İdlib merkezli HTŞ ile Suriye Millî Ordusu’nun (SMO) Esad rejim güçlerine dönük beklenmedik saldırısı, Suriye’deki ateşi közlenmiş iç savaşı yeniden alevlendirdi. Hem de ne alevlenme…
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), umulmadık ve baskın gibi bir harekâtla Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep’i ele geçirdi. Halep’in ardından Hama’yı da rejim karşıtlarına kaptıran Esad güçleri, deyim yerindeyse gâfil avlandı.
Sadece Şam yönetimi mi? Temelini PKK/PYD terör örgütünün oluşturduğu ama bir kısım Suriyeli muhalif grupların da içinde yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) için de öyle… İlginçtir; SMO, HTŞ’nin saldırıları ile eş zamanlı olarak Halep’in kuzeyindeki PKK/PYD’li teröristlerle çatışmaya başladı. SMO, o arada Tel Rıfat’ı da PYD’li teröristlerden geri almayı başardı.
Tel Rıfat’ın geri alınması Türkiye açısından bir hayli önemli… Şimdi sıranın Menbiç’te olduğu konuşuluyor. Hatta PYD’nin Menbiç’ten tamamen çekilmek zorunda kalabileceğine dönük beklentiler var… Olur mu olmaz mı bilinmez; lakin bu husus, Türkiye’nin Suriye’de takip ettiği dış politika bakımından hayatî bir öneme sahip… Türkiye, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD’nin Fırat’ın batısına (Tel Rıfat-Menbiç) geçmesine karşı çıkarak, bu meseleyi Türk devletinin kırmızı çizgisi olarak gördüğünü ilan etmişti. Eğer PYD, Menbiç’i tahliye etmek zorunda kalırsa, Türkiye sınır güvenliği açısından hayatî önemde gördüğü kırmızı çizgisini sınıra yeniden çekmiş olacak.
Yalnız soru şu: SDG’nin çekirdeği olan PYD, ABD’nin bölgedeki en önemli bölgesel müttefiki… Türkiye’nin terörist olarak tanımladığı PKK’nın Suriye uzantısı olan bu örgütü, ABD terörist olarak kabul etmiyor. ABD, IŞİD ile mücadelede kullandığı ve ağır silah desteği ile eğitimli bir ordu kurdurduğu PYD’nin Tel Rıfat’tan sonra Menbiç’ten çekilmesine müsaade eder mi? Yoksa bir yandan HTŞ’yi arka planda destekleyip Şam rejimini yıkmaya çalışırken bir yandan da Türkiye’nin endişelerini gidermek için Suriye Kürtleri’ni konjonktürel şartlara bağlı olarak yeniden veya geçici olarak Fırat’ın batısına çeker mi? ABD, PYD’yi gözden çıkarır mı yoksa bu aslında danışıklı bir dövüş mü? Suriye Millî Ordusu’nun (SMO) doğrudan PKK/PYD terör örgütünü hedef alması Türkiye’nin isteği mi? Neticede SMO’yu Türkiye’nin desteklediği sır değil. Çok bilinmeyenli bir denklem… İzleyip, cevabını öğreneceğiz. Şu da somut bir gerçek: Türkiye açısından bölgede ABD’ye rağmen bağımsız adımlar atmak pek kolay olmasa gerek…
Pragmatizm, emperyalizmin temel felsefesidir. ABD, bölgede sadece kendi plan ve isteklerinin hayata geçirilmesini gözetir. İttifaklar ömrünü tamamlayınca onu bir kenara atar. Ancak ABD’nin şu anda bütün muhalif gruplara ihtiyacı var. Şu aşamada PYD’den vazgeçmesi ise zor görünüyor.
ABD ve İsrail’in öncelikli hedefi Şam yönetiminin devrilmesi… Muhaliflerin 10 gün içinde Hama kent merkezine kadar ilerlemesi Esad’ın gücünün tükenmeye başladığına işaret ediyor. Çanlar, Beşar Esad için çalıyor. Rusya ile İran, Suriye’nin beklediği askerî desteği veremezse Esad için bu saldırılar sonun başlangıcı olabilir. Zira, artık muhalif güçler ile Şam arasındaki tek kent Humus… Rejim karşıtlarının Hama’dan sonraki hedefi olan ülkenin üçüncü büyük kenti Humus da muhaliflerin eline geçerse Şam yönetimi uzun süre dayanamaz; çünkü Humus ile Şam arasındaki bölgede rejim karşıtı güçlere yakın duran bir takım yerleşim yerleri ve gruplardan söz ediliyor. Humus ile Şam arasındaki mesafe 200 kilometreden biraz fazla… Dolayısıyla şartlar böyle devam ederse Esad rejimi için çember daha çok daralacak.
Meseleye Türkiye açısından bakıldığında… Türkiye, Suriye’deki ABD kapanına dikkat etmek ve oyuna gelmemek için bölgede ihtiyatlı bir dış politika takip etmek durumundadır. Bu saatten sonra Astana Süreci eskisi gibi devam edebilir mi? O da tartışmalı… En önemlisi, “Küçük Afganistan” olarak adlandırılan İdlib bölgesinin kalıcı olarak terörist çöplüğüne dönüşmesine izin verilmemelidir. HTŞ ve onun çatısı altındaki terör örgütleri de en az PYD kadar Türkiye’nin bekâ sorunudur…
HABER LİSTESİ
-
01
Bay-Bayan ve BaykuşHakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com Tarihte yalnızca büyük medeniyetler kurmuş halkların mitolojileri vardır. Çin Seddi’nden Avrupa içlerine kadar uzanan geniş coğrafyayı kendilerine yurt yapan Türkler de sadece bir halk değil, aynı zamanda tarihin en eski ve büyük medeniyetlerinden biridir. Türk Mitolojisi, kökleri tarihin başlangıcına uzanan kadim Türk medeniyetinin eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu olan büyük Atatürk, ülkemizi “muasır medeniyetler” […]
-
02
Gazeteci ve televizyoncu Deniz Arman hayatını kaybetti0 Ünlü gazeteci ve televizyoncu Deniz Arman hayatını kaybetti. Televizyoncu ve gazeteci Deniz Arman yaşamını yitirdi. Arman’ın vefat haberini gazeteci Özay Erad paylaştı. Deniz Arman’ın cenazesi 25 Ocak Cumartesi günü Beşiktaş Vişnezade Camisinde öğle namazının ardından toprağa verilecek. Akciğer kanseri tedavisi görüyordu Usta gazeteci 63 yaşındaki Arman’ın yaklaşık iki aydır Çam ve Sakura Hastanesi’nde akciğer kanseri nedeniyle tedavi gördüğü […]
-
03
Kremlin: Putin, Trump’la görüşmeye hazır* Başkan Trump’ın Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için Putin’le görüşmek istediğine dair açıklamaları peş peşe gelirken Kremlin’den yapılan açıklamada Washington’dan somut sinyal gelmediğine dikkat çekildi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD Başkanı Donald Trump’la görüşmeye hazır olduğunu ve Washington’dan somut sinyal beklediğini söyledi. Gazetecilerin olası Putin-Trump görüşmesiyle ilgili sorularını yanıtlayan Peskov, “Putin, Devlet Başkanı Trump’la konuşmaya hazır. Biz […]
-
04
Trump Davos’ta: NATO’ya savunma hedefi, AB’ye gümrük vergisi uyarısıTrump Davos’ta, NATO müttefiklerinden yüzde 5’lik savunma bütçesi hedefine uymalarını talep ederken, ABD’de üretim yapmayan şirketleri gümrük vergileriyle tehdit etti. ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’a döndükten sonra yaptığı ilk önemli uluslararası konuşmada, ikinci döneminde ticaret, savunma ya da küresel diplomasi konularındaki tutumunda herhangi bir yumuşama olmayacağını açıkça ortaya koydu. Perşembe günü Davos’taki Dünya Ekonomik […]
-
05
Meral Akşener’in cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı yalanlandıEuronews Türkçe’ye konuşan Meral Akşener’in danışmanı, eski İYİ Parti liderinin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı iddiaları için ‘Yanlış bile değil, tamamen yalan’ ifadelerini kullandı. Euronews Türkçe’nin Perşembe günü ulaştığı Meral Akşener’in danışmanı, eski İYİ Parti liderinin “siyaseti bıraktığını” belirtti ve cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı iddialarının yalan olduğunu açıkladı. Akşener’in danışmanı verdiği demeçte, “Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı iddiaları yanlış bile […]