Sultan’ın doğum ve cülûs gününü yok sayan gazeteci

Hakan Akpınar
hakanakpinar227@gmail.com
Osmanlı-Türk basın tarihinin erken dönemini bölümler halinde yayınladığımız yazılarımız, eski gazetecilerin deyişiyle artık bir tefrikaya dönüştü.
Osmanlı basınında yaygın olarak kullanılan bu gazetecilik terimi, bölümler hâlinde yayınlanan ve birbirini tamamlayan parçalardan oluşan yazı dizisi anlamına geliyor. Tanımından da anlaşılacağı üzere, tefrikada önemli olan, yayınlanan her bölümün bağımsız ama birbirini tamamlayan kronolojik bir kurguya sahip olmasıdır. 19. yüzyıl Osmanlı-Türk basınında, Şinâsi ile başlayan bu geleneğe bağlı kalarak, geçen bölümden küçük bir hatırlatma ile tefrikamıza devam edelim.
Basına “çeki-düzen” vermek için 1865 yılında yürürlüğe sokulan yeni “Matbuat Nizannâmesi” ile gazetelere yeni yasak ve düzenlemeler getirilmişti. Şinâsi ise nizannâmenin yürürlüğe girmesinden birkaç gün önce Tasvir-i Efkâr’ı Nâmık Kemâl’e bırakarak Paris’e kaçmıştı. Basına getirilen yasak ve kısıtlamaları içeren Matbuat Nizannâmesi, biraz da Şinâsi’nin temellerini attığı bağımsız gazetecilik anlayışını baskı altına almak için çıkarılmıştı. Zaten Matbuat Nizannâmesi’nin yürürlüğe girdiği dönemde sadece iki özel gazete vardı; Tercüman-ı Ahvâl ve Tasvir-i Efkâr…
Şinâsi’nin başyazarlık yaptığı bu iki gazete fikir, tartışma, eleştiri ve yayınladığı özgün haberlerle halkın ilgisini çekmiş, geniş bir okur kitlesine ulaşmıştı. O dönemde, Devlet-i Aliyye’nin resmî gazetesi Takvim-i Vekâyi ile yarı-resmî gazete olarak değerlendirilen Ceride-i Havadis, özel ve bağımsız gazetecilik kulvarının dışındaydı.
Meselenin nirengi noktası budur. Takvim-i Vekâyi ile Ceride-i Havadis, padişahın doğum günü ile cülûs günü yıldönümlerini (tahta çıkış töreni) her yıl birinci sayfalarından, “Âlây-ı Vâlâ” ile (Gösterişli) kutlardı. Bundan başka, söz konusu gazetelerde, padişahı öven okuyucu mektupları da yayınlanırdı.
Şinâsi, yayınladığı gazetelerde, özellikle Tasvir-i Efkâr’da, padişahın doğum-cülûs günlerini hiç kutlamamış; bu tür haberlere ve okuyucu mektuplarına yer vermemiştir. Düşününüz ki; bir gazete, sayfalarında devletin, ülkenin “sahibi” olarak kabul edilen padişahın doğum gününe, tahta çıkış yıldönümlerine ilişkin haberlere asla yer vermiyor; hatta görmezden gelip, yok sayıyor.
Bu cüretkâr tavır, sadece padişahın kontrolündeki devlet gazeteciliği anlayışını tanımamak değildir. Bu tavır, padişahı-saltanatı dikkate almamak; dolaylı olarak monarşiyi onaylamadığını, benimsemediğini ifade etmektir. Zaten Şinâsi yazılarında, Avrupa’daki parlamenter sistemlerden örnekler verdiği yazılarıyla bu düşüncelerini açığa vurmaktan çekinmemiştir. Parlamenter sistemle ilgili konularda Avrupalı yazarlardan çeviriler yapmış, bunları Tasvir-i Efkâr’da yayınlamaktan geri durmamıştır.
Tasvir-i Efkâr’ı çıkarmak için Bâb-ı Âli’ye müracaat eden Şinâsi’ye, “Devlet-i Aliyye aleyhine yazılar yazmayacağı kaydıyla” müsaade etmişti. Durum böyleyken Şinâsi, devlet idaresindeki yozlaşma/rüşvet ve eğitim sistemi ile iktisadî hayatta yaşanan kötü gidişâtı eleştiren yazılar kaleme alarak, bu kayda bağlı kalmayacağını göstermişti.
Şinâsi, gazetecilik hayatında bilim, eğitim, kültür, edebiyat meselelerine özel olarak odaklanıyor; bu konudaki ilan ve duyuruları Tasvir-i Efkâr’da ücretsiz olarak yayınlıyordu. En çok da siyasî, iktisadî ve sosyal sorunları eleştirerek, meseleleri halkın gündemine taşımaya çalışıyordu. Aydınlar, her zaman toplumun bir adım önünde gider. Öncü bir aydın ve gazeteci olarak Şinâsi, bu mücadelesinin bedelini de yurt dışına kaçmak zorunda kalarak ödeyecekti.
Şinâsi’nin bağımsız gazetecilik anlayışını sadece basın özgürlüğü mücadelesi olarak tarif etmek yeterli olmayacaktır. O, Genç Osmanlılar Cemiyeti’nin manevî ve kurucu önderi olmak vasfıyla, meşrutiyet-hürriyet mücadelesi veren öncü bir aydın, öncü bir gazetecidir.
Dönemin şartları gözönüne alındığında, bu anlayış,
Osmanlı-Türk basınında, iktidarlardan bağımsız sivil gazetecilik oluşturma çabasının ilk örneğidir. Şinâsi, bu yönüyle basın tarihimizdeki sivil gazeteciliğin ilk temsilcisi olarak görülmelidir.
Herhâlde, bu uzun değerlendirmenin ardından, bu büyük aydının yurt dışına kaçmak zorunda kalmasının sebepleri daha iyi anlaşılacaktır. Şinâsi’nin firarındaki siyasî ve tarihî arka planı anlamadan, bu devri anlamak pek mümkün olmayacaktır.
Bu çerçevede, Osmanlı-Türk basınının doğuşunu hazırlayan tarihî arka planı gözden kaçırmamak için imparatorluk topraklarındaki ilk matbaacılık faaliyetlerine değinmek şarttır. Modern gazetecilik ile matbaa arasındaki “olmazsa olmaz” ilişkiyi anlamak bakımından, matbaacılığın tarihini anlatmamak Osmanlı-Türk basınının sancılı hikâyesini eksik ve temelsiz bırakacaktır. Haftaya bu konuyu ele alacağız.
-
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)
-
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptı
-
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti
-
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…
-
Putin: İran’ın nükleer silah elde etmek istediğine dair tek bir delil yok
HABER LİSTESİ
-
01
ABD İran’da üç nükleer tesisi vurdu, İran misilleme olarak İsrail’i Hayber füzeleriyle vurdu (Fotoğraflar)İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan savaş, ABD’nin İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarıyla tırmanışa geçti. Peki, bu tesisler ne anlama geliyor ve neden hedef alındı? İşte detaylar: Natanz: İran’ın Uranyum Zenginleştirme Merkezi Tahran’ın 250 kilometre güneyinde bulunan Natanz nükleer kompleksi, İran’ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor. CNN International’ın haberine […] -
02
Filenin Sultanları 7’de 7 yaptıVoleybol Kadınlar 2025 Milletler Ligi’nin ikinci haftasında Güney Kore ile Türkiye, Sinan Erdem Spor Salonu’nda karşılaştı. Filenin Sultanları rakibini 3-0 mağlup etmeyi başardı ve 7’de 7 yaptı. SON MAÇ BREZİLYA İLE Millilerimiz bu etabın son maçında Brezilya ile karşılaşacak. 22 Haziran Pazar günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanacak mücadele saat 19.30’da başlayacak. -
03
Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındıGazeteci Fatih Altaylı’nın bir YouTube yayınında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “hedef alan tehdit içerikli” sözler kullandığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldığı ve gözaltına alındığı bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalındaki 20 Haziran 2025 tarihli yayınında “Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle” hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Soruşturmanın Türk Ceza Kanunu’n 310. Maddesi’ndeki […] -
04
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul ettiCumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde ‘İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ kapsamında İran Dışişleri Bakanı Arakçi’yi kabul etti. * İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı için Türkiye’de bulunan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmede, İsrail ile İran arasındaki çatışmalar ve bölgesel ile küresel gelişmeler ele alındı. […] -
05
Hakan Akpınar: Ali Suavi’nin Muhbir’i…Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com YAZI ARŞİVİ Bu bölümde, devr-i Osmanlı’da yürütülen meşrutiyet ve hürriyet mücadelesinin en keskin gazetesi olarak öne çıkan Muhbir gazetesini ele alacağız. Muhbir, Diyarbekirli gayrımüslim Filip Efendi tarafından 1866 yılının son demlerinde kurulmuştu. Filip Efendi, muhalif çizgide yayın yapmasını istediği gazetesine popülaritesi yüksek ve aynı zamanda kalemi kuvvetli bir gazeteci arıyordu. O vakitler, […]