Han Ayvaz Adıgüzel: Bir çift selamına güveniyorum!

Han Ayvaz Adıgüzel
hanayvazadiguzel@gmail.com
“Ey buğday benizli zülfü dolaşık!” Ne güzel söz bu. Aynen “Bir çift selamına güveniyorum” sözü gibi. Güzel söz sekiz milyar insanlığın kıymetidir. El hak ki öyledir. Kalıcı değer dedikleri şeydir bu.
İnsanlar aynı kökten geliyormuş, ne önemi var bunun eğer ortak bir değerleri yoksa!
Kirlilik her tarafı sarmış, ses olsun, ışık olsun veya renkler veya düşünceler! Temiz insanlar çaresiz kalmış. Onlar bu kirlilikten kurtulmak istiyorlar. Bunun için her şeye yeni bir tanım getirmek istiyorlar.
Yeniden tanımlama, öğretilen yeni şeyleri hesaba katma olayıdır.
Hayat, sadece kendini gösteren hadiselerle tanınmaz. İster sonuç ister sebep olsun bu hep böyledir. Dünyayı yeniden tanımlıyoruz, anlıyoruz ve görüyoruz.
Şahsiyetler, sultacı güçler için en büyük tehlikedir; çünkü anacak şahsiyetler direnişi başlatır ve onlar cephe gerisine hâkim olurlar.
Stalin’in en çok korktuğu şey şahsiyetlermiş. Bolşevik ihtilalinde Azerbaycan’da tipi gösterişli olanları bile öldürtmüş. Olur ki bir gün şahsiyet olur diye.
Şahsiyetlerin hem cesaret hem dürüstlüğü ve hem de ortaya koydukları savaşlar bir okul oluşturur. Onların yaptığı resimler, yazdığı şiirler, söylediği türküler bir toplumun alın yazgısı olur çıkar.
Mecracı yazılar ama yapıcı öğütler! Böyle yazıları hesaba katmak gerek. Bu yazıların dili kayıt ve şart tanımıyor.
Tanrı’dan sonra dil ikinci yaratıcıdır. Bu bizim yaratıcımızdır. Herkesin bir ilahı var dedikleri şey budur. Alemlerin Rabbi bile kendi ilahınızı koruyun, yani dilinizi koruyun diyor. O, hikmettir diyor. Karşı güçler, bu emperyalist güçler bunu bile elimizden almak istiyorlar.
Bizleri standart adam yaptılar. Standart ailelerden lider çıkmaz. Peki, bu işi nasıl başardılar? Önce devrimci ruhumuzu öldürdüler, geniş saha anlayışımızı yok ettiler. Fikrimiz de yok oldu besleyici heyecanımız da. Emperyalistlerin korkup kaçacağı veya hesaba katacağı üniversite gençliğimizde.
Avrupa’da şöyle bir söz var: “Atar damarımız yarışlarda çatladı!” Mükemmel bir söz, gıpta ediyorum. Her yerde bir yarış. İlim de sporda, sanatta, vb. Sanki bizim damarımız yok mu? Var. Hem de çatlamış. Hangi damarımız bu?….
Üniversitelerimiz yarıştan çekilmişler. Eğer bir şey sahada varsa onun neticesi de vardır. Ne gezer, bizde öyle bir şey yok.
Bazı yerlerde üniversiteler bir vakit kaybından başka bir şey değildir.
Bu bir tahrik yazısı değil. İstiyorum ki üniversite gençlerimize bilinç ve ruh gelsin. Eğer bu yoksa seni hapishaneye alırlar, orada emperyalistler adına yetiştirirler. Din-cemaat şeyhleriyle bu işi kotarırlar. Sonra oradan çıkarsın ve orayı da kutsarsın, “taş medrese” dersin veya “yusufiye!” Artık sen tipik bir emperyalist uşağısın. Dini söylemlerin de milli söylemlerinde onların başkentleri kokuyor.
Kendini bilmeyenlerle yiyip içiyorsun, tok olayım öyle mi? Aç kal aslan ol, işte biz bunu demek istiyoruz. Aç kal da hiç değil sağlığını koru. Tok karın kalbi karatır. Kalp kararınca bilinç yok olur. Erken kalk, sıradan insanlar seherin kıymetini ne bilsin. Seher vakti ümidi kesmeyenlerin zamanıdır. Demişler ki, bütün müşküller gecenin sessizliğinde çözülür ama rahmet seherde iner. Notlarımdan birkaç söz:
“İyilerin efendisi, kendi elleriyle anne ve babasına hizmet edendir!” “Kadınların en hayırlısı, yüzü güleç ve düğün masrafı az olandır.!” “Evine kim en çok neşe dağıtıyorsa, Allah’ın en çok sevdiği kimse odur!” “Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah şöyle seslenir: Sen bana aitsin!” Bu sözler Resul’ün sözleridir!
-
Han Ayvaz Adıgüzel: Bir çift selamına güveniyorum!
-
Saldırıya uğrayan gazeteci Hakan Tosun hayatını kaybetti
-
Mısır’daki zirvede ABD, Mısır, Katar ve Türkiye arasında imzalar atıldı
-
DSÖ: Her altı bakteriyel enfeksiyondan biri antibiyotiklere dirençli
-
Woody Allen’dan Diane Keaton’a veda: ‘Gülüşü her yeri aydınlatırdı’
-
Gazze’deki sağ rehineler ve çok sayıda tutuklu Filistinli serbest