İsrail, ABD ve Arabistan’ın Direnişe Karşı Sosyal Medya Propagandası

Suudi Amerika bu yeni soğuk savaş döneminde, sosyal medya üzerinden binlerce uydurma hesap açarak direniş karşıtı düşünceleri insanların genel algısına yerleştiriyorlar.
Lübnan El Manar Haber Ajansı, sosyal medyada direniş karşıtı propagandalar ile mücadele ederek, bu propagandaların perde arkasında kimlerin olduğuna dair yaptığı haberde şunları yazdı; Direniş cephesinin birçok cephede elde ettiği büyük zaferlerin ardından, ki en yakın zamanda gerçekleşeni Lübnan-Suriye sınırından terör örgütü IŞİD’in temizlenmesi oldu, bu zaferlerin çehresini bozmak amacıyla sosyal medyada geniş çaplı bir propaganda kampanyası başlatıldı. Bu yöndeki reklamlar, en çok da sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yapılıyor.
Lübnan içerisindeki direniş karşıtı tarafların ve liderlerin yaptığı saldırıların yanı sıra, El Bukemal bölgesindeki Işid teröristlerinin başka bölgelere nakledilmesinde yaşanan sorunlardan dolayı bu kampanyayı, milletimizi İslami direniş çemberi ve onun lideri Seyit Hasan Nasrallah’a karşı tahrik etmek amacıyla bir köprü olarak kullanıyorlar.
Bu reklam kampanyasının perde arkası ve bunun gizli unsurları hakkında teknik araştırmalar yapılıyor ve oldukça dikkat çekici bulgular elde ediliyor. Yakın zaman önce Salman Bin Abdülaziz, Amerikan başkanı Donald Trump ve bazı İslam ülkeleri liderlerinin katıldığı, Cidde şehrinde düzenlenen, Amerikan kaynaklı askeri Arap toplantısında “Uluslararası Aşırılık ile Mücadele Merkezi” adında bir kurum kurdular. Suudi kaynakların açıklamalarına göre bu merkez üç temel kaynağa dayanıyor; gelişmiş derecede düşünce, reklam ve dijital kaynaklara.
Bahsi geçen merkez, aşırılık yönündeki çalışmaları gözlem, takip ve araştırma yapabilecek ve her türlü açıklama ve bildirinin tüm incelemesini, siber alandaki büyük boyutlarına rağmen 6 saniye gibi kısa sürede yapabilecek araç gereçlere sahipler. Suudi kaynakların bildirdiğine göre bu çalışma, aşırıcılık faaliyetleriyle mücadele sürecinde sosyal medyada benzeri görülmemiş bir olay kabul ediliyor.
Suudi kaynaklar bu merkezin uluslararası uzmanlardan ve aşırılık yanlısı propaganda söylemleri ile mücadele alanında sosyal medyada tecrübe sahibi önde gelen şahıslardan oluştuğunu açıkladılar. Bu merkez farklı dillerde ve farklı lehçelerde, aşırılık yanlısı gruplara karşı mücadele ediyor ve yaptıkları incelemeleri sosyal alandaki aşırılık yanlısı siteleri belirlemek amacıyla ve aşırıcı odak noktalarını ve kendi gruplarına üye toplamak adına yürüttükleri gizli faaliyetlerini ortaya çıkarmak amacıyla kullanıyorlar.
Bu merkezin sosyal alandaki görevlerini incelersek, Amerika ve İsrail’deki Hizbullah ve Seyit Hasan Nasrallah karşıtı kampanya yürüten benzer merkezler ile irtibatta olduğu anlaşılabilir.
Herkes Suudi Arabistan’ın, Lübnan Hizbullahı’nı, liderlerini, çeşitli gruplarını ve bunlara bağlı çeşitli kurumları kendi terörist listesine aldığını biliyor. Bu, Hizbullah’ın ve liderinin Arabistan kriterlerine göre terörist olduğu anlamına geliyor. Aşırıcılık ve Terörizm ile Mücadele Merkezi’nin görevleri, gelişmiş yöntemleri kullanarak düşünce, reklam ve dijital araçlar ile çalışmak olduğunu göz önünde bulundurursak, Hizbullah ve Seyit Hasan Nasrallah’ın, bu merkezin temel hedeflerinden olduğunu söyleyebiliriz.
Bu şekilde, birçok uzman, analist ve Amerika ve batıya bağlı siber çalışanın bulunduğu sosyal medya sitelerinde yapılan reklam kampanyasının boyutu anlaşılabilir. Tüm bunlar, bahsi geçen merkezin ve Amerikalı casusluk ve istihbarat servislerinin, Irak lehçesi ile kurduğu binlerce özel sayfanın dışındadır. Suudiler bu alanda kendilerine özel sayfalar ve siteler kullanıyorlar. Bu sosyal hesapları Irak veya Lübnan lehçesi ile açıyorlar. Onlar bu şekilde sanki Iraklı veya Lübnanlı sayfalarmışçasına gösterdikleri bu sosyal hesaplar ile, askeri-güvenlik alanında kesin bir delil bulunmaksızın, direniş çemberindeki gruplar arasına ayrımcılık sokmaya çalışıyorlar.
Böylelikle Suudiler, Amerikalılar ve İsrailliler, sosyal medyada yürüttükleri bu soğuk savaş ile ve mali yardımda bulundukları bu tarz merkezler ve kurumlar aracılığıyla, IŞİD terörist grubu ve benzerlerine verdikleri destek ile elde edemedikleri hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Ehli sünnet ve Şialar arasında çıkarmaya çalıştıkları komploda başarısız olunca hedeflerine ulaşmak için, Arabistan ve ortaklarının liderliğindeki bahsi geçen merkezi kurdular. Böylece direniş çemberindeki milletler arasına ayrımcılık sokarak birbirlerinden ayırmak istiyorlar.
Suudiler ve Amerikalılar böyle bir Merkez için gereken en gelişmiş teknik araçları, büyük dijital sunucuları, ileri düzeydeki programları ve çok yüksek hızlı interneti kullanıyorlar. Bu şekilde Facebook ve Twitter gibi sitelerde çok büyük boyutlu sahte sosyal hesaplar kurabilecek binlerce programdan faydalanabiliyorlar. Ayrıca daha öncesinde bu yöndeki mesajları toplamakla görevli uzman ve psikologların bir araya getirdiği mesajları ve yazıları kullanarak, halkın milli, dini ve siyasi duygularını kullanmaktalar.
Bu tarz sahte hesaplar ile sosyal medyada reklam kampanyası çıkararak, bu sayfalar ile ilgili bilgiler toplayarak ve çeşitli Facebook guruplarında konuyla ilgili paylaşımlarda bulunarak, her biri genel toplum düşüncesinin bir parçası olan sosyal medya kullanıcılarının bu görüşleri yaymasını sağlıyor ve böylece siyasi makamları bu düşünceler karşısında teslim olmak zorunda bırakıyorlar. Bu süreç, şu anda yaşanan gelişmelerde de gerçekleşiyor.
Direniş çemberi aleyhinde propagandalarda bulunan ve bu yönde paylaşımlarda bulunan sayfaları üç gruba ayırabiliriz;
– Birinci grup; sahte isim ve resimler paylaşan uydurma hesaplar. Bazen yazılı olarak, bu konu ile ilgili görevlendirilmiş şahıslar tarafından yönetiliyorlar ve bazen de bilgisayar programları ile kendi kendilerine faaliyette bulunuyorlar. Sosyal medyada bu şekilde yönetilen onlarca sayfa örnek verilebilir. Bu sayfalar elektronik olarak tefrika çıkarmaya çalışıyor ve Suriye’deki terörist karşıtı çatışmalarla ilgili, belirli düşünceleri yaymaya çalışıyorlar. Şu anda bu tarz mesajlar Facebook ve Twitter’da oldukça arttı. Böylelikle direniş çemberi bölgelerinin insanları arasında fitne çıkarmak için gerekli kaos ortamına yaratmayı amaçlıyorlar.
– İkinci grup; bazı Hizbullah ve Seyit Hasan Nasrallah karşıtı gerçek şahısların kişisel sayfaları. Bu şahıslar oluşan fırsatı kullanarak, sahip oldukları tüm imkanları, potansiyelleri, araç ve gereçleri ile bu reklam kampanyasına katıldılar. Bu unsurlar, terör örgütü IŞİD ve benzeri grupların yanı sıra Baasçı hareketin kalanlarını ve İsrail, Amerika ve batılı istihbarat servislerine bağlı grupların destekçilerini kapsıyor. Batılı ve İsrailli casus gruplar bu alanda oldukça fazla faaliyet gösteriyor ve Direniş Cephesinin, özellikle de Haşdi Şabi’nin çehresini bozmak ve tüm yönleriyle darbe vurup zayıflatmak için çalışmalarda bulunuyorlar.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise bahsi geçen bu hesaplar, bilerek ve özellikle en kötü ve en çok hakaret içeren kelimeleri kullanıyorlar. Böylelikle toplumun genel düşüncesini tehdit ediyor ve konuyu inceleyecek her türlü mantığın önünü kapatarak, Hizbullah’a karşı yapılan bu hareketler ile ilgili delilerin incelenmesinin önünü alıyorlar.
– Üçüncü grup; bu alana çekilen sıradan halk. Çünkü bu işi yapan şahıslar büyük bir güç kazanarak halkın duyguları ile oynadılar. Bu durumda birçok alanda halkı uyarmak ve konuyu onlara anlatmak gerekmektedir.
Üçüncü alandaki şahıslar, genellikle konu hakkındaki, önceki 2 grubun düzenlediği eleştirilerini, medya unsurlarında yayınlıyorlar. Bu grup, planlanmış bu propagandanın etkisi altında kalan şahıslardır.
El Manar makalenin sonunda şöyle ekledi; Özet olarak son günlerde oluşturulan bu soğuk savaş, askeri savaştan çok daha önemlidir ve bu savaşı karşı cephe oluşturmuştur. Bu nedenden dolayı direniş cephesinde bulunan herkes bu alanda bir askere dönüşmelidir, ancak karşı cephenin faaliyetlerini bilmek ve her kelimeyi hesaplayarak ve büyük bir dikkat ile kullanma şartıyla. Biz daha fazla hassasiyet ve sorun çıkarmak peşinde değiliz, aksine tek istediğimiz şey düşmanın bu planını yenilgiye uğratmaktır.
Rasthaber
-
İstanbul Barosu’nun yönetimi görevden alındı
-
CHP olağanüstü kurultay kararı aldı: ‘Kayyum girişimlerinin önünü kesiyoruz’
-
Yunanistan, Türk vatandaşlarına yönelik kapıda vize programını uzatıyor
-
Londra’da yangın: Heathrow havaalanı bir gün boyunca kapalı kalacak
-
Ankara ve İzmir’de valiliklerden eylem yasağı kararı
-
Avrupa’nın önde gelen belediye başkanlarından İmamoğlu’na destek
HABER LİSTESİ
-
01
İstanbul Barosu’nun yönetimi görevden alındıİstanbul Barosu, kararı istinafa taşıma kararı aldı. İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki görevden el çektirme davasında Cuma günü karar çıktı. Karar uyarınca baro yönetiminin görevine son verildi. Dava, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile 10 kişilik yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talebiyle açılmıştı. İstanbul 2. […] -
02
CHP olağanüstü kurultay kararı aldı: ‘Kayyum girişimlerinin önünü kesiyoruz’CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partiye “kayyum atanması” ihtimalini ortadan kaldırmak için 6 Nisan’da Olağanüstü Kurultay kararı aldığını açıkladı. “Atatürk’ün partisine kayyum atamak istiyorlar” diyen Özel, “Partiyi olağanüstü kurultaya götürmek suretiyle kayyum girişimlerinin önünü kestiğimizi tüm Türkiye’ye ilan ederiz” dedi. Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tek aday olduğu cumhurbaşkanlığı ön seçiminin de […] -
03
Yunanistan, Türk vatandaşlarına yönelik kapıda vize programını uzatıyorVize programının kapsamı, 10 adadan 12 adaya çıkarıldı. Yunanistan İstanbul Başkonsolosu, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın girişimlerinin ardından Avrupa Komisyonu’nun, Ege adalarında Türk vatandaşlarına yönelik yedi günlük kapıda vize programının başarılı bir şekilde uygulandığını kabul ettiğini ve bu programın 1 Nisan’dan itibaren bir yıl daha uzatılacağını duyurdu. Ayrıca, vize programının kapsamı 10 adadan 12 adaya çıkarıldı. Buna […] -
04
Londra’da yangın: Heathrow havaalanı bir gün boyunca kapalı kalacakHavalimanı işletmecileri, bir elektrik trafosunda çıkan yangının elektriği kesmesinin ardından seyahat merkezinin Cuma günü gece yarısına kadar kapalı kalacağını açıkladı. İngiltere’nin başkenti Londra’daki bir elektrik trafo merkezinde çıkan yangın, Heathrow havaalanının tüm gün boyunca kapanmasına neden olan bir elektrik kesintisine neden oldu. Uçuş takip sitesi FlightRadar 24’e göre, en az 1350 uçuş etkilenecek. Üstelik uçakların […] -
05
Ankara ve İzmir’de valiliklerden eylem yasağı kararıCumhuriyet Halk Partisi (CHP) bugün tüm şehirlerde eylem çağrısı yapmıştı. İstanbul Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Ankara ve İzmir’de eylem yasağı kararı alındı. İki ilin valiliklerinden yapılan açıklamada eylem yasağının beş gün süreyle alındığı bildirildi. İmamoğlu’nun Çarşamba günü gözaltına alınmasının ardından İstanbul Valiliği kentte dört günlük yasak ilan etmişti. Ancak yasak kararına karşın […]