Peşin hükümlere aldanmak…

Genel - 21 Ocak 2025 23:03 A A

Han Ayvaz Adıgüzel

hanayvazadiguzel@gmail.com

Osmanlı’da düşünceye ihtiyaç yoktu, Kur’an yetiyordu. Kabul bu idi. Tamam da ama Kur’an’ı elinde tutanlar yetersizdi.

Aydının içinde yaşadığı cemiyetin peşin hükümlerini yenmesi zordur. Cesur olmak lazım. Mert ve cesur aydınlar, bu topraklar için bir lütuftur. İhanetin çeşidi çoktur. Aslında peşin hükümler de bir ihanettir. Bundan yakamızı kurtarmamız lazım.

Yıllar sonra olsa bile yapılan itiraflar bir adamlıktır. Bazen bunu aydınlarımız yapıyorlar. Yine de hangi nispette olursa olsun, ihanet en acı olandır.

Peki gaflet bir ihanet midir? Nasıl ki ihanetin çeşidi var, gafletin de öyle! Mesela; sevgilinin güzelliğinden gafil olabilirsin. Mensup olduğun dinden gafil olabilirsin. Bir örnek vermek istiyorum. Kur’an şöyle diyor: “Vay o namaz kılanların haline, onlar kıldığı namazdan gafildirler!” Görüyor musunuz, kişi kıldığı namazdan gafil olabiliyor. Devam edelim: Mensup olduğun ideoloji adına yıllarca kandırılmışsın, yani gaflet! Vb.

 Sorumu tekrar soruyorum: Gaflet bir ihanet midir? 

Kalabalıklar kendi peygamberlerinin bile farkına varamazlar. Bu da bir gaflettir. Şöyle diyeli: Eğer gaflet uzun sürerse bu bir ihanettir.

Konumuz düşünce üzerine idi. Bu konu yelpazeli bir konudur. Bu yelpaze içinde konumuzu sürdürelim.

Aynı şeyleri düşünen iki adamın kavgası lüzumsuzdur. Konunun anlaşılmasını istiyorum. İki tane su bardağı var. İkisinde de su yarım hem de arıtılmış su. Şimdi bu bardaklardan hangisini tercih edersin sorusu bir oyundur. Oyun değilse saçmalıktır.

Peki, sunulan aynı iki bardaktan birini alıp; “ben bunu tercih ediyorum diyen birine ne denir? Birini al ama tercih ediyorum deme. Eğer dersen o zaman sana “Etrak-ı bi idrak” demezler mi? Yani seni, tarihi tekerrür ettirmek için mi laboratuvarda tutmuşlar. Dondurulmuş embriyo!..

İnsanı murakabe değiştirir, yani iç bakış. İnsana hürriyet, insanın düşüncesine hürriyettir. Önce düşünmek gerek, sonra o düşüncenin tesirinden kurtulmak gerek. Tesirinden kurtulmak, o düşünceyi sağlam kaynaklara bağlamak demektir.

Kin, en uyuşuk insanları bile harekete geçirir. İrdelenmemiş bir konudur bu. Bu yüzde ülkemizde sular hep yarım bardaktır. Yarım olmalı ve o yarımı tercih etmelisin ki, seni tamlayacak olan diğer yarıma kin duyasın.

Bu topraklarda Sünnilik yarım İslam’dır, Alevilik yarım İslam’dır. Hülasa, Çerkezlik, Kürtlük, Lazlık, Azerilik, Özbeklik, Terekemelik, Tatarlık, Kırgızlıklık vb. Bunlar yarım Türklüktür. Bu parçalarda diğerine karşı iğnenin ucu kadar kinlik varsa, o, bu şekilde yarım kalacaktır. O’nun cenneti olmaz. Iraktır oraya o.

Akıl, doğru kara vermek ister, öfke, benim verdiğim kara doğrudur der.

İnsan tabiat ötesi esrarı hep merak etmiştir. Bu merakı din ve felsefe giderme yarışındadır. Doğrusu da budur. Pozitif ilim görünür dünyayla meşguldür, fenomen ilim!

Fizik ötesi konularda görüş darlığı küfürdür. Yunus’unda ızdırabı bu idi zaten. Bir mısrasında; “Cahilleri meclisimden her dem kovasım gelir” demiştir. Sonra da “Erenlerin katında toprak olasım gelir der. Aydınlık arzusu insanı sarınca, toprak olmak ne güzel bir rütbedir.

Şimdi dersimize dönelim: Esrardan bir kapı açılmıştı.

Her şeyin ismi o şeyin görünen yanıdır, hakikati değildir. Mesela; ismimiz bizim görünen yanımızdır, hakikatimiz değildir. Kişinin görünen yanı, onun mahiyetidir, cevheri değildir. Acaba Allah’da böyle midir? Evet o’da böyledir.

Tanrı adına ne derseniz değin, bu onun sadece ismi olur hakikati değil. Bu meseleyi konuşmak istiyoruz ama unuttuğumuz bir şey var. Hakikatten önce bir de hak var. Hak, hakikati tespit olayıdır. Peki, hak nedir ki hakikati tespit etsin?

Bazen suallerin güzelliği beyanından daha yüce olur. Biz buna heves ederiz. Bu yüzden Resul’ün duası da şöyleydi: “İlahi merakımı artır!” Yoluna canlar feda!

İlahi, hakikat uğruna merakımızı artır.

 

Genel - 23:03 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    İzahı ve imayı bir yana bırakıp bazı hatırlatmalar yapma zamanı…
    Neşe Doster nesedoster@yahoo.com Bu yazının konusu  yine ülke gerçekleri, sorunlar ve sorular olacak. Neden derseniz cevapsız sorular, çözümsüz sorunlar  arasında çırpındıkça şimdilik yazacak başka konu yok ve bu gidişle de bir süre olmayacak. Madde madde özetlersek; Parçalı bulutlu, çatışmalı- tartışmalı, gölgeli puslu bu havada gerçekleri görmezsek, sorumlu davranmazsak çözüm üretebilir miyiz? Medeni kanundan Dil Devrimine, […]
  • 02
    Münih Güvenlik Konferansı’ndan dikkat çeken 7 alıntı
    Almanya’nın Münih kentindeki üç günlük toplantıya katılan liderler, zaman zaman birbirleriyle yarışan dünya vizyonları ortaya koydu. Küresel liderler, bakanlar ve diğer kilit politika yapıcılar, Ukrayna ve Rusya ile olası barış müzakerelerinin başlatılması başta olmak üzere dünyanın karşı karşıya olduğu başlıca zorlukları tartışmak üzere hafta sonu Münih’te bir araya geldi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Avrupa Komisyonu […]
  • 03
    ABD’li ve Rus yetkililer Ukrayna için Suudi Arabistan’da toplanacak
    Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy Ukrayna’nın görüşmelere davet edilmediğini ve Kiev’in stratejik ortaklarla istişare etmeden Rusya ile görüşmeyeceğini belirtti. ABD’li ve Rus yetkililerin, Moskova’nın Ukrayna’daki yaklaşık üç yıllık savaşını sona erdirmeyi amaçlayan görüşmelere başlamak üzere gelecek hafta Suudi Arabistan’da bir araya gelmesi planlanıyor. The Guardian’ın haber ajanslarından aktardığı bilgiye göre, ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, […]
  • 04
    Münih Güvenlik Konferansı: Türkiye ve Suriye ile ilgili neler konuşuldu?
    Transatlantik ilişkilerde tırmanan gerilim nedeniyle karamsar havada geçen Münih Güvenlik Konferansı’nda umut vaat edici bulunan konulardan biri Suriye oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da konuşmacı olduğu Suriye oturumunda, “Suriye’yi Türkiye’ye kaptırmak istemiyoruz” diyen Suudi uzmana Fidan, artık Orta Doğu’da nüfuz mücadelesini geride bırakmak, işbirliği dönemini başlatmak istedikleri yanıtını verdi. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Avrupa […]
  • 05
    “Hortlak Yeniçeriler”in sırrı
    Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com Tarih, 6 Ekim 1833… Yer, Payitaht İstanbul… Takvim-i Vekâyi gazetesinde yayınlanan bir haber, halk arasında büyük korku ve heyecana yol açmıştı. Habere göre, Balkanlar’daki Tırnova kasabasının mezarlığında yatan iki yeniçeri hortlayarak, bölge halkına musallat olmuştu. Tırnova, Tuna Nehri’nin kollarından biri olan Yantra Deresi’nin yamacına kurulmuş, nüfusunun yarıdan fazlası Müslüman olan sakin ve […]