Bay-Bayan ve Baykuş

Genel - 24 Ocak 2025 16:48 A A

Hakan Akpınar

hakanakpinar227@gmail.com

Tarihte yalnızca büyük medeniyetler kurmuş halkların mitolojileri vardır. Çin Seddi’nden Avrupa içlerine kadar uzanan geniş coğrafyayı kendilerine yurt yapan Türkler de sadece bir halk değil, aynı zamanda tarihin en eski ve büyük medeniyetlerinden biridir. Türk Mitolojisi, kökleri tarihin başlangıcına uzanan kadim Türk medeniyetinin eseridir.

Cumhuriyetimizin kurucusu olan büyük Atatürk, ülkemizi “muasır medeniyetler” düzeyine eriştirmek için gerçekleştirdiği Türk Aydınlanma Devrimleri’nin esin kaynağını hep Türk tarihindeki kültür öğelerinde ve mitolojimizde aramıştır. Türkler’in millî simgesi olan bozkurt arketipi de Türk Mitolojisi’nin önemli kültür öğelerinden biri olarak Atatürk’ün devlet ve kamu hayatına mal ettiği önemli simgelerdendir. 1920’li yıllarda basılan Türk parasının üzerinde bulunan bozkurt motifi bu örneklerden yalnızca bir tanesidir.

Şimdi gelelim konu başlığımızdaki “Bay-Bayan ve Baykuş” meselesine…. Türk Mitolojisi’nde, tıpkı bozkurt (Gökbörü) gibi kimi hayvanların çok önemli bir yeri vardır. Dilerseniz, konumuzla ilgisi sebebiyle biraz da baykuştan söz edelim; belki şaşıracaksınız…

Bay-Kuş; yani zengin, soylu kuş… “Bay” nitelendirmesi olarak bu sözcük kadim Türkçemizde soylu ve değerler bakımından zengin anlamına gelir. Peki bu kuş, tarihimizde neden “Bay” olarak nitelendirilip, “Bay-Kuş” olarak anılmış. Çünkü O, avını sadece kendisine saklamaz; kardeşleriyle paylaşır. Dişi baykuşlar ise analık duygularının güçlü olmasıyla bilinir. Bu yüzden eski Türk kültüründe onlardan “Baykuş Ana” diye söz edilmiştir. Yavruları, annelerinin kafasının üstüne çıkarak yuvalarına atlarlar. Bu esnada yavruların tırnakları anne baykuşların gözlerine batar, bazen de onun kör olmasına neden olurlar.

Ne var ki anne baykuş, bir gözünü yitirmesine veya iki gözünün birden kör olmasına rağmen yavrularına canla başla bakarmış. Bu yüksek annelik duygusundan olsa gerek Orta Asya Türkleri onu, “Baykuş Ana” diye anmaya başlamış. Bu gece kuşları, bir vefa ve merhamet timsâli olarak da Türk Dili’nde soylu ve zengin anlamında “Bay-Kuş” adıyla telaffuz edilmiştir. Türk Mitolojisi’nde Bay-kuş’un bir özelliği de bilgeliğin temsilcisi olmasıdır.

Bay sözcüğünün Türk Dili’ndeki kullanımı ise çok eskilere dayanır. Bu sözcüğe, Türkler’in bengütaşlara yazılmış tarihi olan Orhun Yazıtları’nda da rastlanmıştır. Bilge Kağan Yazıtı’ndaki kullanımı şöyledir:
“Çıgań bodunug bay kıldım. Az budunug öküş kıldım.” (Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım.)
Soyadı Kanunu’nun ilanı sırasında “Lakap ve Ünvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun”, 29 Kasım 1934’te Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun birinci maddesine göre, “Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve ünvanlar kaldırılmıştır”.
Kanun, bu yönüyle bütün yurttaşları devlet ve toplum hayatında eşit statüye taşımayı amaçlıyordu. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından erkekler “Bay”, kadınlar “Bayan” diye anılmaya başlandı.

Atatürk, bu düzenlemeyle bütün yurttaşları “soylu” olarak değerlendirmiş; milletin fertlerinin eşit statüde olduğunu anlatmak istemişti. Yani O’na göre, soylu olan hanedan değil, asıl ve asil olarak milletti…
O günden bugüne, bu “devrimci ayrıntı”yı kim ne kadar anladı, tabi o da ayrı bir mesele…
Türk Aydınlanma Devrimleri, insanlık tarihi içinde eşsiz ve özel bir yere sahiptir. Ne yazık ki, cumhuriyetin son nesli, Türk Devrimleri’nin özgün ruhuna yeterince âşina değildir. Oysa Türk gençliğinin geleceği, kendi tarihinde saklıdır. Unutmayalım ki; tarihini doğru öğrenemeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar.

 

Genel - 16:48 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    İzahı ve imayı bir yana bırakıp bazı hatırlatmalar yapma zamanı…
    Neşe Doster nesedoster@yahoo.com Bu yazının konusu  yine ülke gerçekleri, sorunlar ve sorular olacak. Neden derseniz cevapsız sorular, çözümsüz sorunlar  arasında çırpındıkça şimdilik yazacak başka konu yok ve bu gidişle de bir süre olmayacak. Madde madde özetlersek; Parçalı bulutlu, çatışmalı- tartışmalı, gölgeli puslu bu havada gerçekleri görmezsek, sorumlu davranmazsak çözüm üretebilir miyiz? Medeni kanundan Dil Devrimine, […]
  • 02
    Münih Güvenlik Konferansı’ndan dikkat çeken 7 alıntı
    Almanya’nın Münih kentindeki üç günlük toplantıya katılan liderler, zaman zaman birbirleriyle yarışan dünya vizyonları ortaya koydu. Küresel liderler, bakanlar ve diğer kilit politika yapıcılar, Ukrayna ve Rusya ile olası barış müzakerelerinin başlatılması başta olmak üzere dünyanın karşı karşıya olduğu başlıca zorlukları tartışmak üzere hafta sonu Münih’te bir araya geldi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Avrupa Komisyonu […]
  • 03
    ABD’li ve Rus yetkililer Ukrayna için Suudi Arabistan’da toplanacak
    Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy Ukrayna’nın görüşmelere davet edilmediğini ve Kiev’in stratejik ortaklarla istişare etmeden Rusya ile görüşmeyeceğini belirtti. ABD’li ve Rus yetkililerin, Moskova’nın Ukrayna’daki yaklaşık üç yıllık savaşını sona erdirmeyi amaçlayan görüşmelere başlamak üzere gelecek hafta Suudi Arabistan’da bir araya gelmesi planlanıyor. The Guardian’ın haber ajanslarından aktardığı bilgiye göre, ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, […]
  • 04
    Münih Güvenlik Konferansı: Türkiye ve Suriye ile ilgili neler konuşuldu?
    Transatlantik ilişkilerde tırmanan gerilim nedeniyle karamsar havada geçen Münih Güvenlik Konferansı’nda umut vaat edici bulunan konulardan biri Suriye oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da konuşmacı olduğu Suriye oturumunda, “Suriye’yi Türkiye’ye kaptırmak istemiyoruz” diyen Suudi uzmana Fidan, artık Orta Doğu’da nüfuz mücadelesini geride bırakmak, işbirliği dönemini başlatmak istedikleri yanıtını verdi. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Avrupa […]
  • 05
    “Hortlak Yeniçeriler”in sırrı
    Hakan Akpınar hakanakpinar227@gmail.com Tarih, 6 Ekim 1833… Yer, Payitaht İstanbul… Takvim-i Vekâyi gazetesinde yayınlanan bir haber, halk arasında büyük korku ve heyecana yol açmıştı. Habere göre, Balkanlar’daki Tırnova kasabasının mezarlığında yatan iki yeniçeri hortlayarak, bölge halkına musallat olmuştu. Tırnova, Tuna Nehri’nin kollarından biri olan Yantra Deresi’nin yamacına kurulmuş, nüfusunun yarıdan fazlası Müslüman olan sakin ve […]