CUMA SOHBETLERİ: DÜNYA ORADAYDI!..

Hasan Kanaatlı
İlâhiyatçı – Yazar
22- 24 KASIM 2017 tarihleri arasında, Iran İslam Cumhuriyeti dini lideri Ayetullah Haminei’ nin dış işleri danışmanı Ali Ekber Velayeti’ nin sorumluluğunu üstlendiği ” İslami Uyanış” kurumu tarafından, ” Evrensel Ehl-i Beyt Muhibleri toplantısı ve Tekfircilerin meselesi ” adı altında uluslar arası bir konferans düzenlendi. Konferansa çoğunluğu Ehl-i Sünnet Müslümanlarından olmak üzere 92 ülkeden 850 alim, aydın , siyasi, kanaat önderi, akademisyen gibi şahsiyetler biraraya geldi. Takriben 250 makale sunuldu. Ortadoğu ve İslam aleminin bugünkü durumu ele alınıp değerlendirildi. Konuşmaların tümünden aşağıda belirteceğim konuların vurgulandığını söylemek mümkündür;
1- İslam alemi için şu günlerde “evcebu’l vacibat/ gerekli görülenlerin en gerekli” meselesi, vahdettir. (Yani günümüz Müslümanları için birlikten daha önemli bir meseleleri yoktur!)
2- Kendi aralarındaki vahdeti gerçekleştirecekleri değerler, bundan 1436 yıl önce Resulullah’ın “veda haccı” dönüşünde “Gadir-i Hum” bölgesinde yüz on bin hacı sahibinin huzurunda söylemiş olduğu ve tüm Müslümanların kaynak kitaplarında ” Sakaleyn Hadisi/ iki ağır emanet hadisi” olarak bilinen “Kuran ve Ehl-i Beyt sevgisi” üzerine bina edilmelidir. Zira Sünni-Şii tüm Müslümanlarca Kuran’ dan sonra Ehl-i beyt’ i sevmek farzdır ve ehlibeyt’e düşman olmak insanı küfre götürür!
3- Ehl-i beyt sevgisi, dünyadaki tüm mezhep ve meşreplere sahip Müslümanları içerisine alabilecek büyük bir zarfiyete/genişliğe sahiptir. Hatta tüm inanç ve insanları da içerisinde barındırabikecek bir hoşgörüsü mevcuttur. Dolayısıyla Ehl-i Beyt ve Kuran etrafında vahdet oluşturmak en makul ve meşru yoldur!
4- Bundan 20 yıl öncesine kadar Müslümanlar düşmanlarının silahlı güçleri karşısında, iyi-kötü küçük çapta da olsa silahlı güç oluşturmuş ve onlara karşı kendilerini savunabiliyorlardı. Bundan rahatsızlık duyan ve çekinmeye başlayan düşman, Müslümanların, kendi içlerinden kendileriyle savaşacak güçler oluşturup, ellerine, her zamanki silahların en güçlüsü olan tefrika silahını verip onları bugünkü hallerine getirdiler!
5- Müslümanları öyle bir hale getirdiler ki, onlardan biri “müfti” sıfatına girip ve savaşmaları gereken en baş düşmanları olan ve topraklarını işkal eden Israil ile savaşmanın haram olduğunu, ve savaşması haram olan kendi Müslüman kardeşlerinden bir kesimiyleyse savaşmanın farz olduğuna fetva verebilmekteler! Oysaki tüm Müslümanların başlarının bağlı olduğu Kuran, Müslümanları tarif ederken, onların ;” Kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise biribirlerine karşı merhametli” olduklarından bahsetmektedir. Müslüman görünümlü Müftüler ( Vahhabi din adamları) ise bu ayetin tam tersine hükmetmekte ve İsrail’e karşı merhametli, diğer kendileri gibi düşünmeyen Müslüman gruplara karşı ise şiddetli ve düşmanca davranmaya emretmekteler!
6- Sünni ile Şii Müslümanların fıkhi görüşlerinde biribirine göre hataları olabilir, fakat hiç birinde vahdet etmede ya da zulüm ve zalim ile mücadele etme hususunda herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir!
7- Tüm İslam ümmetinin kurtuluşunun çıkış noktası Filistin’ dir. Zira Filistin işkal edilmiş bir şehir değildir, işkal edilmiş bir memlekettir. Nasıl oluyor da bu kadar İslam ülkeleri arasında İslam ülkesini işkal eden bir tek Yahudi ülkesi emniyet ve güven içerisinde yaşıyor da, fakat etrafındaki onca İslam ülkelerinin hiç birisinde güven ve emniyet bulunmuyor. Demek oluyor ki, o bir tek Yahudi Ülkesinin güven içerisinde yaşaması, onun İslam Ülkelerinin içerisini karıştırmasından ötürüdür!
8- Günümüzdeki Müslüman ülkelerin en büyük sorunlarından bir diğeri de düşmanlarını tanıyamamaktır! Tanıdıklarına da nasıl davranacaklarını bilememeleridir! Bilenler de, bildiklerini uygulayamamaktalar! Nedeni ise, kendi aralarındaki çekişmelerden dolayı, öz güvenlerini kaybetmiş olmalarıdır.
9- Müslümanların durumları iyi incelendiğinde, düşmanları tarafından onların vücutlarına bir çok öldürücü hastalıkların enjekte edildiği görülmektedir, en öldürücü virüs ise, tefrika virüsüdür! Bu virüsten kurtuluşun yegane garantisi ise vahdettir!
10- Müslümanları bu derin gaflet uykusundan uyandıracak yegane faktör, İmam Hüseyn (as) ın 1378 yıl önceki davet ettiği uyanış proğramına yeniden dönüştür! Çünkü İmam Hüseyin (as) o dönemden itibaren uyanış hareketini başlatmış,ama sesini her tarafa duyuramamıştır! Şayet Müslümanlar bu davete icabet edip kendi aralarında vahdet olayını gerçekleştirmeyi başarabilirlerse, Müslümanların kararı olmaksızın ne birleşmiş milletler ve ne de dünya onlarsız hiç bir karar alamazlar! Dolayısıyla İslam ülkelerini yönetenler, vahdetin önemini kavrayamamış olacaklar ki, kendi aralarında vahdet edeceklerine, gidip İslam düşmanlarıyla vahdet yapmaktalar!
11- Yüce Allah Kuran- i Kerim’ de; ” Kafirlerin müminler üzerinde hakimiyet kurması için onlara yol vermiyeceğinden” bahsetmektedir. Allah’a ve Resulüne dost olanların ise ” Hizbullah/Allah taraftarı” olduğundan bahsetmektedir. Şimdi Müslümanlar kendilerinden şunu sormalılar; ” Biz kimi kılavuz seçmeliyiz? Hizbullahı mı Suudu mu? Şayet Suudu kendimize kılavuz seçer isek, o bizi Amerika ve İsrail’e götürecek ve Allah’ın o düşmanlarıyla dost edip müslümanlarla da düşman edecektir, acaba bizi onlara götürene biz Müslüman diyebilir miyiz? Müslüman olan biri, bizi Amerika ya da İsrail’ e götürür mü? Ve şayet “Hizbullah’ı/ Allah’a ve Resulüne” davet edenleri kendimize kılavuz seçer isek, o da bizi Allah’a, Rasulüne ve Kuran’ a götürecektir! Bizi buna davet edense, bu günkü Velayet makamındaki şahsiyettir.
12- Suriye ve Irak’ ta Tekfirciler yenilgiye uğradılar, askerler görevlerini yaptılar. Silahlı savaş sona erdi, şimdi de sıra, düşünsel ve fikri savaşa geldi. Bu da ulemanin görevidir. Bakalım ulema bu sınavdan geçebilecekler mi?
13- Tekfirciler İslam alemini 4 türlü sıkıntıya sokmuşlardır; güvenlik, sosyal, ideolojik ve inançsal sıkıntılar.Bunların en zor olanı ideolojik sıkıntıdır. Ta hariciler döneminden günümüze miras kalmıştır. 14 asırda çözülemeyen bu sorunun çözülmesi pek te mümkün gözükmüyor.
14- Tekfircilikten çıkış yolu, İslam’ı iyi tanımaktır. İslam ise, muhabbet olduğu gibi cihattır da.
Tekfircilikten çıkış yollarından bir diğeri de karşılaştıkları sorunlarını tanımaktır. Bu sorunlarının en önemlilerinden biri de düşmanı tanımaktır. Düşmanlarının en başında gelenleri ise, Amerikan ve İsraildir. Bu iki düşman, bir kanser hücresi misali müslümanların tüm itikadi alanlarına kadar girmeyi başarmışlardır!
Benim o konferansta önemli gördüğüm konular bunlardı. Bunları sizlerle paylaşmayı İslami ve insani bir görev bilerek paylaştım. Sizler de paylaşır iseniz, görevinizi yapmış olursunuz. Rabbim biz ümmete basiret ihsan eylesin ve bu güzel hizmetlere vesile olan devlet, kurum ve kuruluşlara zeval vermesin.
-
Fransa, İngiltere ve Kanada’nın Gazze uyarısı: İsrail’in kredisi tükeniyor mu?
-
Hindistan’da Türkiye’ye boykot çağrıları
-
BM: Üç ay süren İsrail ablukasının ardından yardım tırları Gazze’ye girdi
-
Çin’in yeni ‘drone ana gemisi’ ilk test uçuşu için gün sayıyor
-
Fırtınalar ve kasırgalar ABD’nin orta kesimlerini vurmaya devam ediyor: En az 20 ölü
-
Eurostat 2024 verilerini açıkladı: Türkiye net kazançlarda Avrupa’nın alt sıralarında
HABER LİSTESİ
-
01
Fransa, İngiltere ve Kanada’nın Gazze uyarısı: İsrail’in kredisi tükeniyor mu?İsrail, 7 Ekim 2023’teki Hamas saldırılarının ardından çoğunluğu ABD tarafından finanse edilen, tedariği sağlanan silahlarla savaşa girdi. Diğer müttefikleri de İsrail’e kendi yöntemleriyle aynı derecede etkili bir destek verdiler: Çoğunluğu İsrailli sivillerden oluşan 1.200 kişinin öldürülmesi ve 251 kişinin rehin olarak Gazze’ye sürüklenmesi karşısında duyulan dehşete dayanan derin bir iyi niyet ve dayanışma kredisi. Artık […] -
02
Hindistan’da Türkiye’ye boykot çağrılarıHindistan ve Pakistan arasında yaşanan çatışmanın ardından, Hindistan’da Türkiye’ye yönelik boykot çağrılarının kapsamı genişliyor. Hindistan Ticaretçileri Konfederasyonu (CAIT) 16 Mayıs Cuma günü Yeni Delhi’de Türkiye ve Azerbaycan ile tüm ithalat ve ihracatı durdurma kararını görüşmek üzere ulusal bir konferans düzenliyor. Hindistan, ulusal güvenlik endişelerini gerekçe göstererek Türk havacılık firması Çelebi’nin havaalanlarında faaliyet göstermesini yasakladı. Çelebi […] -
03
BM: Üç ay süren İsrail ablukasının ardından yardım tırları Gazze’ye girdiİsrail, Gazze’nin ikinci en büyük kenti Han Yunus’u boşaltma emri verirken, kara ve hava saldırılarını da genişletti. Daha önce savaşta büyük yıkıma uğrayan kente yönelik yeni bir operasyon başlatıldı. Birleşmiş Milletler (BM), İsrail’in yaklaşık üç ay süren ablukasının ardından ilk yardım TIR’larının Gazze’ye girdiğini doğruladı. İsrail’in Gazze’ye insani yardım koordinasyonundan sorumlu savunma birimi Cogat’a göre, […] -
04
Çin’in yeni ‘drone ana gemisi’ ilk test uçuşu için gün sayıyorTam kapasiteyle çalıştığında, Jiu Tian adlı bu insansız hava aracı, düşman hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek için birlikte hareket edecek 100’e kadar küçük drone’dan oluşan devasa bir sürüyü serbest bırakabilecek. Çin’in 100’e kadar küçük drone’u aynı anda havaya salabilen yeni bir drone taşıyıcısı (ana gemisi), devlet televizyonu CCTV’nin haberine göre önümüzdeki günlerde ilk test […] -
05
Fırtınalar ve kasırgalar ABD’nin orta kesimlerini vurmaya devam ediyor: En az 20 ölüABD’nin orta kesimlerinde etkili olan şiddetli fırtına ve kasırgaların ardından, Teksas’tan Kentucky’ye kadar uzanan bölgelerde temizlik ve kurtarma çalışmaları sürüyor. Son dört günde yaşanan hava olaylarında 20’den fazla kişi hayatını kaybetti. St. Louis’te Cuma günü yaşanan kasırganın yaklaşık 5.000 binaya zarar verdiği ve 1 milyar doları aşan maddi hasara yol açtığı belirtiliyor. Belediye Başkanı, federal […]