Katar’ın yaşadıkları Araplar için ders olur mu

Barış Doster
Katar, 4 Arap ülkesinin 13 maddelik talep listesini reddetti. Listede, İran’la ilişkilerin kesilmesi, Türkiye’nin Katar’daki üssünü kapatması da var. Aynı saatlerde Ankara’da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn büyükelçileri, Katar meselesini görüşmek üzere Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkiliyle görüştü. İsrail jetleri, Suriye ordusuna ait mevzileri ve jetleri vurdu. Kızıl Deniz’de Mısır’a ait iki ada (Tiran ve Sanafir) Suudi Arabistan’a devredildi. ABD’li enerji devi Exxon Mobil Katar ile enerji işbirliğini görüştü. Malum, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da zaten Exxon Mobil’in eski tepe yöneticisi. Obama’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına karşı çıkmış, Putin’le yakın dostluk kurmuş, yönettiği şirket Rus enerji devi Rosneft ile Kuzey Kutbu’nda birlikte sondaj yapmıştı. Bu gelişmeleri aynı kapsamda ele almak gerekiyor. Çünkü emperyalizmin paket programı devrede…
Belleklerimizi tazeleyelim; Katar, 12 bin kilometrekare yüzölçümü, 2.6 milyon nüfusuyla (yüzde 90’ı Katarlı değil) doğalgaz zengini bir ülke. Karadan tek komşusu Suudi Arabistan. O da sınırı kapatınca, yarımada ülkesi olan Katar’ın kara bağlantısı kesildi. Kişi başına düşen gelir, 75 bin doları buluyor. Krizin ilk safhasında, Katar’la ilişkilerini kesen 7 ülke (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn, Libya, Maldivler ve Yemen) Katar’ı terör örgütlerini desteklemek ve İran’la yatkınlaşmakla suçlamıştı. Suudi Arabistan tüm gücüyle abandığı halde Yemen’de İran destekli Husileri yenemediği, Suriye’de İran’a yenildiği için, Katar meselesine tüm gücüyle abanıyor. Aynı zamanda, Obama dönemine oranla daha sıkı ilişkiler kurduğu Trump’ın da gözüne girmek istiyor.
Ortadoğu’daki en büyük ABD üssüne ev sahipliği yapan Katar ise Suriye’de Türkiye ve Suudi Arabistan’la birlikte, ABD’nin safında. Suriye’nin bu hale gelmesinde payı büyük. Dahası, Libya’ya batı emperyalizmi saldırdığında, saldırıyı en çok destekleyenlerden biriydi. Kısacası emperyalizmin mazlum milletlere, Arap dünyasına yönelik her saldırısında Katar, “Yetmez ama evet” diyor, devamı gelsin istiyordu. Kendisini çok önemsedi. ABD’nin her dediğini yaptı. Sam Amca’nın onu asla yalnız bırakmayacağını, her durumda kollayacağını sandı. Ekonomik gücünden siyasi güç yaratmaya, bölgesel nüfuz üretmeye heves etti. Şimdilerde ise Katar’ın kendisi Suudi Arabistan ve müttefiklerinin hedefi. ABD’den daha fazla azar işitmemek için, geçen hafta gidip 12 milyar dolar verip, 36 adet savaş uçağı sipariş etti. Yani emperyalizme haraç ödedi. Yetmedi, Ortadoğu’daki en büyük üssü Katar’da olan ABD’nin iki savaş gemisi Katar’a gitti, ortak tatbikat yapmak için…
Şu işe bakın ki ABD, teröre destek vermekle, Müslüman Kardeşler’i kollamakla, İran’a yakın durmakla suçladığı Katar’a, savaş uçağı satıyor. Ortak tatbikat yapıyor. Katar da ABD’de kendisine avukatlık hizmeti vermesi için, ABD eski adalet bakanının avukatlık şirketini tutuyor. Kendisini, “ABD istediği için Taliban’a Doha’da ofis açma izni verdik. Müslüman Kardeşleri destekledik. Hamas’ın ofisini Şam’dan Doha’ya taşımasını kabul ettik” diye savunuyor. 7 Müslüman ülkenin yurttaşlarının ABD’ye girmesini yasaklamaya kalkan Trump ise Suudi Arabistan’da kılıç dansı yapıyor, Mısır lideri Sisi’yle can ciğer kuzu sarması.
İSLAM DÜNYASI BİRBİRİYLE SAVAŞIYOR, BATI KAZANIYOR
Katar’ın İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre ve ABD’de büyük yatırımları var. Bu ülkelerin dev şirketlerinde hisseleri var. Türkiye’de de yatırımları 20 milyar doları buluyor. ABD’nin yaptığı hesaplardan biri şuydu: Katar doğalgazı, eğer boru hattıyla Suudi Arabistan – Ürdün – Suriye üzerinden Türkiye’ye ulaşır, Türkiye’de LNG’ye dönüştürülür, dünyaya satılırsa, bu durum Rusya ve İran’ın doğalgaz satışını olumsuz etkiler. Esad projeye direndi. Sonrası malum… Katar da şunun farkında: İran’la aynı havzadan doğalgaz çıkarıyor. Rusya, İran ve Katar’ın doğalgaz rezervleri toplamı, dünya toplamının yüzde 55’ini geçiyor. İran’ın bölgesel nüfuzu artarken, gelecekte ŞİÖ’ye üye olmaya hazırlanırken, ABD ve Suudi Arabistan adına İran’la daha fazla dalaşmak, Katar açısından akıllıca değil.
Anımsayalım; 1980 – 1988 arasında İran ve Irak arasındaki savaşta, iki taraftan toplam 1 milyona yakın insan ölmüştü. Batı ülkelerinin kasası, aynı anda her iki tarafa birden sattıkları silahlardan gelen paralarla dolmuştu. Soğuk Savaş bitip, Varşova Paktı dağılıp, SSCB çöküp, Berlin Duvarı yıkılınca, ABD mutlak zaferini ilan etti. 1990 – 1991’de Birinci Körfez Savaşı’nda ABD, İran – Irak savaşında desteklediği Irak’a saldırdı. Oysa Saddam Hüseyin, Kuveyt’i işgal etmeden önce ABD’ye sormuş, “Ne yaparsan yap, karışmayız” yanıtını almıştı. ABD, Saddam Hüseyin’i bahane ederek bölgeye yerleşti. Irak’ın kuzeyinde fiilen Kürt devletini kurmaya, PKK terör örgütüne her türlü desteği vermeye başladı. Bölge ülkelerini birbirine düşürmek, kendi içlerinde bölmek için yeni hamleler yaptı.
TERÖRÜN ARKASINDAKİ EN BÜYÜK GÜÇ EMPERYALİZMDİR
10 yıl sonra, 2001’de, ABD; 11 Eylül 2001 saldırılarını bahane ederek Afganistan’ı işgal etti, işgal 2014’e kadar sürdü. 2003’te, kimyasal silah bahanesiyle Irak’ı işgal etti, işgal 2011’de bitti. 2010 Aralık ayında başlayan Arap Baharı sonrasında Libya’ya çullandı emperyalizm. Ülke üçe bölündü. 2011 Mart ayında Suriye iç savaşı başladı. Suriye dirense bile, eskisi gibi olması zor. ABD, saldırı ve işgallerine, “demokratik müdahale”, “özgürleştirici işgal”, “insani müdahale” gibi cilalı laflar buluyor. Emperyalist haydutluğunu perdelemek için mazeret üretiyor. Barbarlığını akademik söylemlerle temellendirmek, gerekçelendirmek, meşrulaştırmak, kuramsallaştırmak istiyor. Bunu yaparken, kendi güdümündeki etnik ayrılıkçılardan İslamcılara, NATO milliyetçilerinden liberal sola dek geniş bir ittifak cephesi kuruyor. Onları Irak’a, Suriye’ye demokrasi ve özgürlük götürdüğüne inandırıyor. ABD’nin Irak işgalini destekleyen Irak Komünist Partisi’ni, Türkiye’de “Ne Sam, ne Saddam” diyen sözde sosyalistleri biliyoruz. Bu vatansız – sivil toplumcu solculuk, yeni muhafazakârlık, neo liberalizm, vahşi kapitalizm, post modernizm hep ABD’ye hizmet ediyor.
Hepsi de emperyalizm destekli olan Taliban, El Kaide, IŞİD, El Nusra, PKK – PYD, FETÖ gibi terör örgütlerinin gerçekte kime hizmet ettiğini bilmeden, etnik – dinsel – mezhepsel bölünmelerin arkasındaki gücü görmeden, Ortadoğu’ya barış ve istikrar gelmez. ABD ekonomisinde çok önemli, özgül ağırlığı olan askeri – endüstriyel yapının ağırlığını dikkate almak gerekir. Yıllık savunma bütçesi 700 milyar doları bulan ABD, silah üretmeden ve satmadan ayakta kalamaz. Bu yapı askeri, siyasi, iktisadi alanda da, bilimsel, teknolojik, akademik alanda da, medyada da etkilidir. ABD’nin küresel hegemonyasının, emperyalist saldırganlığının devamı için stratejiktir.
Sözün özü: Arap aleminin, İslam dünyasının Atatürk’ün antiemperyalist mücadelesi, aydınlanma hamlesi ve laik cumhuriyetinden çıkaracağı çok ders var.
Odatv.com
-
İran ve ABD, nükleer müzakerelere Roma’dan sonra Umman’da devam edecek
-
Naci Görür: 23 Nisan depremleri İstanbul depremini daha öne çekti
-
İmamoğlu cezaevi hücresini çizdi: 19 Mayıs için Türk Bayrağı çağrısı yaptı
-
Merkez Bankası’nın yaptığı döviz satışı bir ayda 52 milyar doları aştı
-
Papa Francis’in cenaze töreni: Liderler Roma’da bir araya geliyor
-
Trump’ın gümrük vergileri aslında kimi hedef alıyor?
HABER LİSTESİ
-
01
İran ve ABD, nükleer müzakerelere Roma’dan sonra Umman’da devam edecekABD Başkanı Donald Trump anlaşma sağlanamaması halinde hava saldırıları düzenleyeceği tehdidinde bulunurken, İran da artan uranyum stokuyla nükleer silahlarını artırabileceğinin ipuçlarını veriyor. İran ve ABD arasında Tahran’ın hızla ilerleyen nükleer programına ilişkin müzakereler Cumartesi günü Umman’ın başkenti Maskat’ta yeniden başlayacak ve her iki taraftan teknik uzmanlar olası bir anlaşmanın ayrıntılarını belirlemeye çalışacak. Görüşmeler, ABD’nin yaklaşık […] -
02
Naci Görür: 23 Nisan depremleri İstanbul depremini daha öne çektiNaci Görür, fay konuşmak yerine önemli olan konunun depreme dirençli kentler yaratmak olduğunu tekrarladı. Yer bilimci Prof. Naci Görür, Cuma günü yaptığı açıklamada 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2’lik depremle ilgili, ”Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti,” dedi. İstanbul’da Silivri açıklarında Çarşamba günü öğle saatlerinde meydana gelen ve 12:49’da çevre […] -
03
İmamoğlu cezaevi hücresini çizdi: 19 Mayıs için Türk Bayrağı çağrısı yaptıEkrem İmamoğlu, ‘Tüm Türkiye’ye çağrımı yineliyorum. 19 Mayıs’a kadar evlerde, iş yerlerinde, köylerde, şehirlerde, arabalarda, telefonlarda Türk Bayrağımız olsun,’ dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’ndeki hücresini çizdi. Renklendirilen çizim, İmamoğlu’nun sosyal medya hesabından paylaşıldı. İmamoğlu çizimle beraber şu notu paylaştı: “Ben odamı çizdim, arkadaşlarım da resmettiler. Hücremin […] -
04
Merkez Bankası’nın yaptığı döviz satışı bir ayda 52 milyar doları aştıMerkez Bankası (TCMB), son iki yıldır rezerv biriktirmeyi öncelikli hedeflerinden biri haline getirmişti. Ekonomistler, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart’tan bu yana Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) dövizi baskılayabilmek için yaklaşık 50 milyar dolardan fazla satış yaptığını hesapladı. İmamoğlu, 18 Mart’ta İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomanın iptal edilmesinden bir gün sonra […] -
05
Papa Francis’in cenaze töreni: Liderler Roma’da bir araya geliyor88 yaşında hayatını kaybeden Papa Francis’in cenaze töreni Cumartesi günü gerçekleşecek. Törene büyük bir kalabalığın katılması bekleniyor. Papa Francis’in Cumartesi günü yapılacak cenaze töreni öncesinde devlet başkanları ve ileri gelenler Cuma günü Roma’da bir araya geliyor. Vatikan, aralarında 50 devlet başkanının bulunduğu 130 delegasyonun katılımını teyit ettiğini açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump ve Ukraynalı mevkidaşı […]