MÜLAYİM-92

Han Ayvaz Adıgüzel

hanayvazadiguzel@gmail.com

Acaba devletimiz büyük siyaset kabiliyetini kayıp mı etmiş?

“Diplomatik devlet!” Bu tabir Filozof Hegel’indir. Kabiliyetsiz devletlerde bu yoktur!

Devletlerin ve milletlerin şimdiki durumuna bakıp geçmişle ilgili bazı neticeler çıkarabiliriz! Kendi ülkemiz adına konuşalım: Acaba bizler geçmiş zamanlarda nasılmışız?

Mesela cemaatleri göz önüne alın, mesela, meclisimizi, yargımızı vb.!

Halk ve kalabalıklar aynı şeyler değildirler. Halk, dahili şuuru kaybederse kalabalık adını alır. İdealsiz halk kalabalıktır, her birisi kendisi için yaşar, bunların idealleri yoktur ama arzuları vardır.

Tarih böyle kalabalıkların mevcut olduğunu söylüyor. Roma’nın yıkılışında bu kalabalıklar büyük rol oynamış. Birde lümpen memur ve işçiler!

Bunun yanında; hastalıklı toplumlar da bir devletin yıkılışında rol oynamışlardır. Bunlar sadece ibadet ederler ve gündelik düşünürler.

Benim öğretmenim Murat Topçu şöyle diyordu: ” Hocam hep vatan deyip duruyorsun fakat vatan gereksiz bir konudur, dünyanın neresinde olursan ol seccadeni serip namaz kılacak bir yer bulursun.”

Murat Topçu namuslu ve dürüst insandı, bu cümleyi ona hangi düşünce söyletmiş olabilir? Garibim nurcuların cenderesine düşmüştü, Allah kahretsin!

Bakınız bu gün bütün nurcular-Fetocular hala kendilerini masum ve mazlum sanıyorlar. Biz ne yaptık ki, namaz kılmaktan başka kime ne zararımız var diyorlar.

Bunlar uyarılmalı, meselenin ciddiyeti anlatılmalı. Namazla morfinlenmişler. “Din afyondur” sözünü nasıl da anlamamışım. Büyük adamsın Marx!