Siyasetin Gündemi!

Neşe Doster
nesedoster@yahoo.com

Bazı sözler vardır, çok söylendiği için klişe gibi gelir, çok yazıldığı için bıktırabilir. Başka konu yok mu sorusunu sordurabilir. Ama aslında öyle değildir. Mutlaka cevabını bulmak istediğimiz sorular vardır. Sık sık değinip ancak bi türlü yanıt alamadığımız için yazar dururuz…

Bu havalı girişten sonra önce sorular!

Neden komşularımızla limoniyiz mesela? Niye Avrupa’yla ilişkilerimiz normalleşemiyor örneğin? Komşularla sıfır sorun politikası izleyenler niye sıfır komşu bırakmak için ellerinden geleni yaptılar farzı muhal? Konunun ayrıntılarını işin uzmanlarına bırakarak sırayla gidersek! Suriye sorunu ortada ve biz 3.5 milyona ev sahipliği yapıyoruz. Bağdat’la yıldızımız barışmıyor bi türlü. Mısır’la köprüleri attık. İran’la çekişiyoruz. Rusya ile turizmi dibe vurdurduk. Başbakanlar değiştikçe rota değiştirmeyi çok seviyoruz!

Almanya hedef tahtamızdan bi türlü inmiyor. Merkel, her daim okun ucunda! Hollanda, Avusturya, Fransa ile kritik süreçlerden geçiyoruz. Yunanistan adalarımıza konuşlanıyor ses çıkarmıyoruz. AB komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker; “Türkiye, Avrupa’dan dev adımlarla uzaklaşıyor” diye açıklama yaparken haksız mı diye birbirimize soruyoruz!

Belçika Sosyalisti Parti yöneticilerinden Vanpoucke; “Türk kadınlarına Belçikalı kadınların kazandığından 10 yıl önce oy kullanabilme hakkı tanıyan Türkiye’deki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz” diyor yere bakıyoruz!

Komşularla ilişki düzeyimiz siyasi erkin ne kadar gündeminde bilmiyorum! Ama Pakistan’dan F-16 eğitim pilotu istediğimizi biliyoruz. TSK’nın F-16’lardaki açığı kapatmak için “eğitimci pilot” arayışına girdiğini okuyoruz.

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Merve Şebnem Oruç’un; “Ofisine bir Erdoğan, bir Abdülhamit Han tablosu asanın ihaleyi alıp yürüdüğünü” yazdığını biliyor, ancak bunun metal yorgunluğundan sayılıp sayılmayacağını bilmiyoruz.

Atatürk’ün heykellerine ve annesi Zübeyde Hanım’ın büstlerine yapılan sistematik saldırılarda yüksek duyarlılık gösteren devlet katında yetkili kurum ve kuruluşlarımız var mı bilmiyoruz?

Bu listenin şüphesiz gerisi var, ama bugünlük yeter deyip başka bir konuya dalalım ne alaka demeyin? Çok alaka derim! Efendim konu şu! Türkiye’de 386 AVM varmış. Yönetim kurulu başkanı demiş ki; “İtalya’da bu kadar AVM yapın hepsi batar. Çünkü insanların gidecekleri şehir meydanları ve parkları var. Türkiye’de ise şehir meydanı yok.” Başkanın bu saptamasına yeşile düşman, AVM’ye hayran, çimentoya âşık gelişmişlik ölçümüz ne der acep?

Acaba bugün bir şey deyip yarın aksini söyleyenler, bugün bir şey yapıp yarın aldatıldık diye günah çıkaranlar, durmadan kendilerine komplo yapıldığını savunanlar, sefa sürmeye devam ederken cefa çekenler ne düşünüyorlar haberimiz yok! Ancak adının açılımında adalet yazan bir partinin sayesinde adalet kavramının ülkeyi terk ettiğinden, sade suya tirit kıvamında tartışma programlarından,  o programlarda sadece vitrin figürlerinin, ekran yıldızlarının boy gösterdiğinden ve bazı yerlere “ben buradayım ve seni cansiperane savunuyorum” mesajı vererek milletvekilliğini garanti ettiğinden haberimiz var…

Siyasetin gündemi bu kadar mı diye sual edecek olursanız? Bugünlük evet der noktalarız!