Tarihten bugüne idam yöntemleri
Şırınga ile idam yoluyla geçmişteki birçok dehşetli yönteme son verilmiş oldu. Ancak iğnenin yol açtığı bazı sorunlu vakalar bu yöntemin de sorgulanmasına neden oluyor. Peki idam için başka alternatifler bulunabilir mi?
Uyarı: Bu makalede çeşitli idam yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiye yer verilmesi bazı okurları rahatsız edebilir.
Son sözleri “Seni seviyorum” oldu; sonra Kuran’dan dua okudu. Cinayet suçundan ölüm cezasına çarptırılan Charles Brooks, ölüm bedenine girerken bakışlarını sevgilisinden uzaklaştırdı.
Burası Texas cezaevi, yıl 1982’ydi ve ABD’de bir suçlunun idamı için ilk kez şırınga kullanılıyordu. Bundan önce idamlar elektrikli sandalyede yapılıyordu. Bugün bu yöntem işkence olarak görülüyor. Gerçekten de sandalyede oturanlara elektrik verildiğinde bazen gözleri yuvalarından fırlıyor, saçları tutuşabiliyordu. Yanlarında sürekli yangın söndürme tüpüyle gardiyanların olması bundandı.
Şırıngayla ölüm daha ileri teknolojili, kansız ve acısız bir ölüm olarak olumlu karşılandı. Brook’un idamında bir görgü tanığı, onun önce esnediğini, sonra iç geçirdiğini ve birkaç dakika sonra doktor muayenesiyle ölümünün ilan edildiğini anlatıyordu.
Bugün Amerika’da ölüm cezasının uygulandığı tüm eyaletlerde şırıngayla ölüm ilk tercih durumunda. Ancak bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığı için belki de bu yöntem de göründüğü kadar sorunsuz değildir.
2005’e gelindiğinde şırıngayla idam binden fazla hükümlüye uygulanmıştı. Bilim insanları bu konuda bir araştırma yapmaya karar verdi. Texas ve Virgina’daki kayıtlar incelendiğinde, şırınga uygulanan mahkumların yüzde 44’ünün ölümleri sırasında olayın farkında olma ve acı çekme ihtimallerinin yüksek olduğu sonucuna varıldı. Şırıngadaki zehirler kasları felce uğrattığı için bağırma veya çırpınma şansları olmuyordu.
Daha sonra yapılan bir araştırmada ise kalbi durdurması için şırıngadaki ölümcül kokteyle eklenen zehrin işe yaramadığı görüldü. Bu araştırmayı da yürüten cerrah Leonidas Koniaris, “Veriler incelendiğinde ölümün nefes alamamaktan kaynaklı boğulma nedeniyle gerçekleştiği gibi ürkütücü bir sonuca işaret ediyor,” diyor. “Bu bir kabus. Sonuçta insanları öldürürken sadece görünürde zalim olmayan bir yöntem uyguluyormuşuz.” Amerikalıların çoğu ölüm cezasına onay verse de bunun acısız olması gerektiğini düşünüyor.
İdam için zehirli şırıngada kullanılan bazı ilaçların tedarikinde yaşanan sıkıntı nedeniyle yeni alternatifler deneniyor. Bu nedenle birçok idamda sorunlar yaşandı. Öyle ki bunlardan birinde mahkumun ölümü iki saati bulmuş ve bu sırada 640 kez nefes alma mücadelesi vermişti. Kısacası şırıngayla idamın kriz halinde olduğu söylenebilir.
Peki daha insani başka yöntemler var mı?
İdamlar binlerce yıl boyunca kamuya açık seyirlik olaylar oldu. İnsanları hayvanlarla birlikte çuvala koyup boğmaktan, akciğerlerini sökmeye kadar birçok yöntem uygulandı.
İran’da insanlar başları ve uzuvları dışarıda kalacak şekilde iki kayık arasına konur, sonra üzerine bal ve süt dökülerek fareler yesin diye bırakılırmış. Delhi’de ise 14. yüzyılda idam mahkumları, dişlerine kesici alet bağlanan fillerin önüne atılırmış.
Giyotin
İdam cezasının daha insani bir yöntemle uygulanması arayışı yüzyıllardır var. 1789’da bu amaçla giyotin kullanılmaya başlandı. Fransız Devrimi yeni başlıyor, çok sayıda soylunun kafası uçuruluyordu. Bu işin baltayla yapılması çok etkili olmuyordu.
İdamların daha insani yöntemlerle yapılması konusunda kafa yoran doktor Joseph Ignace Guillotin, mucidi kendisi olmasa da kendi adını alan giyotini geliştirdi. Yukarıdan düşmesi ve bıçağının keskin olması nedeniyle iple asmaktan çok daha etkili bir yöntemdi bu.
Laboratuvarda kullanılan fareler deneylerin ardından minik giyotinlerle öldürüldüğü için onlar üzerinde yapılan araştırmalar insan hakkında da bir fikir verebilir. 1975’te yapılan bir araştırmada giyotinden sonra farelerde bilinç halinin 9-18 saniye devam ettiği görüldü. Diğer hayvanlarda da aynı şey söz konusuydu.
Asmak
Kafa kesmek bugün hala kullanılsa da (Suudi Arabistan’da 2017’de 146 kişiye uygulandı) iple asmak günümüzün en yaygın yöntemi. Bunun için ‘kısa düşme’ ve ‘uzun düşme’ diye iki ayrı yöntem kullanılıyor.
Kısa düşmede ölüm boğulma yoluyla olduğu için oldukça acı verdiği biliniyor. Uzun düşmede ise kurbanın boyun kemiği kırılıp omuriliği parçalanıyor ve bir saniye içinde tansiyon sıfıra düşüyor. Kurban derhal bilincini kaybettiği için bu yöntem daha insani bulunuyor. Ancak kalp atışları idamdan sonra 20 dakikaya kadar devam edebiliyor.
Düşme mesafesinin çok iyi ayarlanması gerekiyor. Mesafe uzun olduğunda kafanın kopma tehlikesi olabilirken, kısa olması halinde de boğulma süreci uzun sürebiliyor. Bu tür uygulama sorunları yüzünden ABD’de 1996’dan beri kimse asılarak idam edilmedi.
Kurşuna dizmek
Genellikle savaşta ve askeri suçlarda başvurulan bir yöntem olduğu sanılsa da kurşuna dizmek bir süre önce Utah eyaletinde yedek idam yöntemi olarak kabul edildi. Kuzey Kore’de de bu yöntem kullanılıyor.
İdam mahkumu gözleri bağlı halde bir sandalyeye bağlanıyor. Karşısında silahlı beş görevli göğsüne ateş ediyor. Silahlardan biri boş mermi içeriyor.
1938’de kurşuna dizildiği sırada kalbine EKG bağlanan bir mahkumun kalbinin kurşunlar isabet ettikten 15 saniye sonra durduğu tespit edilmişti. Kalp durduktan sonra ise beyinde 30 saniye kadar süren bir yüksek aktivite yaşandığı ve sonra her şeyin durduğu tahmin ediliyor.
Elektrikli sandalye
Elektrikli sandalye asma yoluyla idama daha insani bir alternatif olarak geliştirilmişti. Giyotin ve şırınga gibi onun da medeni ve bilimsel olduğu düşünülüyordu.
Ancak sonra bu yöntemin de sorunlar çıkardığı ve acıya neden olduğu görüldü. Tartışmalı duruma rağmen ABD’nin dokuz eyaletinde elektrikli sandalye hala yedek yöntem olarak kullanılabiliyor.
Nitrojen hipoksi
Alternatif olarak sunulan son yöntem bu. Hava yerine nitrojen veya helyum gibi bir gaz solutuluyor. Havada da zaten yüzde 78 oranında nitrojen bulunuyor. 1960’larda gönüllü deneklerle yapılan bir deneyde saf nitrojen solumaya başladıktan 17-20 saniye sonra bilinç yitimi olduğu, bundan üç saniye sonra da nefes almanın tümüyle durduğu görüldü.
Ayrıca vücut oksijen eksikliği yaşadığını tespit edemediği için herhangi bir acı da yaşanmıyor. Sadece, karbondioksit artması nedeniyle eğersiz sonrası bacaklarda oluşan ağrı gibi bir ağrı hissediliyor. Ama diğer yöntemlerdeki boğulma hissi yaşanmıyor.
Peki ne hissediliyor? Uçakla belli bir yüksekliğe çıktığında atmosfer inceldiği için pilotların oksijen takviyesi alması gerekiyor. Aksi halde 30 saniye kadar sonra acı çekilmese de tuhaf bir hissin vücuda yayıldığı belirtiliyor. Bunun farkına varıp tedbir almayan bir pilot Meksika Körfezi üzerinde kaybolup hayatını kaybetmişti.
Bugün üç ABD eyaletinde hipoksi yöntemi yedek yöntem olarak kabul edilmiş durumda. Ancak Ölüm Cezası Bilgi Merkezi yöneticisi Robert Dunham bu konuda şunları söylüyor: “Amerikan Veterinerler Derneği ile Dünya Hayvan Koruma Derneği, nitrojen hipoksinin hayvanlara ötenazi için uygun olmadığını söylüyor. İddia edildiği gibi bu hızlı bir yöntem değil. Kedi ve köpekler bilincini yitirmeden önce öldüklerinin farkına varıyor ve bir domuzun ölmesi en az yedi dakikayı buluyor.”
Hipoksi uygulanan mahkumun nasıl davrandığı önem taşıyor. Örneğin nefesini tutuyor veya derin nefes almıyorsa ölüm çok daha uzun sürebiliyor.
Yani teorinin idam odasına uygulanmasında sorunlar çıkabiliyor. Dunham’a göre her halükarda kurbana önce anestezi uygulanması gerekir. Bu ise şırınga ile ölümde karşılaşılan sorunları ortaya çıkarıyor yine: Hiçbir ilaç şirketi ilaçlarının insanları öldürmek için kullanılmasını istemiyor.
“ABD’de temel sorun şu ki ölüm cezasının kötü yanlarını istemiyor. Sadece mahkumun idamını istiyor; ama bunun zalim bir yolla insan öldürmek anlamına geldiğini ve bu yükü vicdanında istemiyor. Bu da bir iç çelişki.”
“İdam konusunda insanların şunu anlaması lazım: Ölüm cezası insani bir eylem değildir.”
HABER LİSTESİ
-
01
Hak Din Nasıl Tanınır?Hasan Kanaatlı h.kanaatli@hotmail.com Aslında daha önceleri böyle bir soru yoktu. Bu soru, içerisinde bulunduğumuz çağın sorularından biridir. Peki bu soru niçin gündeme geldi derseniz şayet, şunu söylerim! -“Son dönemlerde, keşiflerin çoğaldığı ve insan topluluklarının birbirleriyle iletişim kurdukları böyle bir dönemde insanlar, üzerinde yaşadığı bu arz küresinde başka inanış, ekol ve düşüncelerin de var olduğunu keşfetti. […]
-
02
2025 Oscar adayları belli oldu* 2025 yılında 97’ncisi düzenlenecek olan Oscar Ödülleri’nin adayları açıklandı. Yangın felaketinin yaşandığı Los Angeles’ta düzenlenecek törenin sunuculuğunu ünlü talk şov sunucusu Conan O’Brien üstlenecek. Ödüller, 2 Mart 2025’te Dolby Theatre’da gerçekleşecek görkemli bir törenle sahiplerini bulacak. 2025 Oscar Ödülleri adayları açıklandı. Conan O’Brien’ın sunuculuğunda düzenlenecek tören, 2 Mart 2025’te Los Angeles’ta gerçekleşecek. Oscar Ödülleri birçok başarılı […]
-
03
Kartalkaya otel yangınında ölenlerin 36’sı çocukBBC Türkçe’nin açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Kartalkaya’da en az 36 çocuk hayatını kaybetti. Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli’nde çıkan yangında hayatını kaybedenlerin kimlik tespiti tamamlandı. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, yangında yaşamını yitiren 78 kişinin isimlerini açıkladı. Haberler, sosyal medya paylaşımları, kurumların ve okulların yayımladığı taziye mesajları gibi açık kaynaklardan derlediğimiz verilere göre, […]
-
04
İkinci İmralı ziyareti açıklamasıDEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan’dan oluşan heyet, 22 Ocak’ta PKK lideri Abdullah Öcalan’la ikinci görüşme için İmralı’ya gitti. Görüşme yaklaşık dört saat sürdü. Heyet, 23 Ocak’ta ziyaretle ilgili kısa bir yazılı açıklama yayımladı. Öcalan’ın sürece ilişkin çalışmalarının devam ettiğini belirten heyet, “Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce […]
-
05
Zaharova: NATO’nun Ukrayna’ya müdahalesi kontrolsüz bir tırmanmaya yol açarBatılı ülkelerin Ukrayna’ya asker gönderme planlarına ve Baltık Denizi’ndeki olası girişimlerine Moskova’dan uyarı geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, NATO kuvvetlerinin Ukrayna’ya müdahale etmesinin kontrolsüz bir tırmanmaya yol açacağını ve Moskova için kabul edilemez olduğunu vurguladı. Zaharova, düzenlediği haftalık basın toplantısında Batılı ülkelerin Ukrayna’ya ‘olası bir barış anlaşmasını destekleme’ kisvesi altında asker gönderme planlarına tepki gösterdi. Batı’nın […]