Perde Arkası…
Neşe Doster
nesedoster@yahoo.com
Ortaya bir konu atılmaya görsün! Kimi ikna oluyor, kimi inanmıyor, kimi inanmış görünmeyi yeğliyor. Derken o konu bayatlıyor yeni konu gündeme bomba gibi düşüyor! Bu kez yeni konuyu kimi başka boyuta taşıyor, kimi siyaseten yanlış buluyor, kimi yayın yasağı getiriyor, kimi de siyasetin girdabına sokup uzattıkça uzatıyor. Bu uzun girişten sonra soru şu ki? Her yeni konuya yapılan övgü ya da yergiler de KHK kapsamına girecek mi? OHAL babından yani!
Örneğin korka korka yazılan kadın- çocuk haklarını kim koruyacak? Daha kaliteli bir eğitim olsun diye yapılan en çağdaş, en demokratik, en bilimsel en yerli ve en milli müfredata daha neler girecek? Okumaktan ve duymaktan rahatsız olduğumuz konuların üstü daha ne kadar kapatılacak? Toplumsal bazı sorunlar nereye kadar göz ardı edilecek? Aile içi sorunların üstü daha ne kadar örtülecek? Resmi yetkililer ne zamana kadar susacak? Bazı önemli konular daha ne kadar gelenek ve tabu sayılacak?
Özetle demem o ki; ciddi sorunlara ciddiyetle yaklaşmak gereği ve gerçeğiyle toplum ne zaman tanışacak? Bu soruların tümü yanıta muhtaçtır…
Kestirmeden giderek sürdürelim! Daha çok şiddet uygulayanın, daha çok bağıranın, daha yüksek sesle hakaret edenin, daha çok parmak sallayanın kazandığı bu ortam daha ne kadar ve nereye kadar sürecek? Kuyrukta yer veren, otobüste ayağa kalkıp yer gösteren, dar yolda yana çekilip bekleyen, sokakta günaydın deyip gülümseyenlerden etkilenip, duygulanıp, birbirimize anlattığımız bu doğal davranışlar daha ne kadar azalacak?
Bunca ciddi konu varken şimdi kalkıp; bakanlığın açıklamasına göre ülkemizde tasarruf yapma oranı yüzde 14 imiş, halkın yüzde 56’sı gelir yetersizliğiyle kıvranıyormuş, yüzde 26’sı borçlarını bile ödeyemiyormuş! Bayram tatili boyunca 113 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmiş 497 yaralının olduğu yollarda 267 kaza yaşanmış gibi sıradan konulara girmenin anlamı var mı? Ya da enflasyonun arttığından, 171 gazetecinin içerde yattığından veya bugüne kadar yapılan en Atatürksüz en demokratik, en bilimsel müfredattan (!) söz etmenin gereği var mı?
Hele de “hâkim ve savcılarımız bugün hiç olmadığı kadar bağımsız ve tarafsız” açıklamasından sonra adalete güven azalıyormuş gibi abartılı konulara dalmanın anlamı ne ola ki? 1 milyon üniversite diplomalı, 651 bin lise diplomalı genç işsizin iç dünyasına, hayallerine, umutsuzluğuna dikkat çekmenin?
İstanbul’un nüfusu 5 yılda 1 milyon kişi artmış. Böylece İstanbul, 15 milyon nüfusuyla 145 ülkeyi geride bırakarak dünyanın en kalabalık illerinden biri olmuş! Ya da Türk lokumu dünyada çikolata kültürünün tahtını sarsmaya başlamış (bu açıklama hangi bilimsel yargıya dayanıyorsa!) gibi özgüveni pompalayan ve tavan yaptıran konular varken yazıp durmanın?
Bulgaristan’dan saman, Moldovya’dan çoban, Macaristan ve Arjantin’den büyük baş hayvan, Yunanistan’dan keçi, Avustralya’dan et, Hırvatistan’dan kurbanlık koyun, ABD’den genetiği değiştirilmiş mısır ithal eden ülkemizin 5 milyon hektar arazisi bomboşmuş! Geçiniz! Köyler terk edilmiş, kasabalar boşalmışmış boş veriniz! Şehirler işsiz deposu haline gelmişmiş size ne?
Her daim susan, her zaman sessizliğini koruyan, durmadan kayıplara karışan, sık sık sağır ve dilsiz rolü yapan yönetim erbabına sormasam da aynı üniversiteden mezun olduğumuz yeni tarım bakanına; “biz bu duruma daha önce hiç düşmüş müydük?” diye soruyor, okul kontenjanından yanıt bekliyorum!
Önemli ve iç açıcı not: Bunca iç karartan haber ve analizden sonra gurur duyacağımız bir haber var! 1300 odalı kışlık sarayımızdan sonra, 300 odalı yazlık sarayımız da oldu! Üstelik iskelesine 170 metre uzunluğundaki yatların yanaşabileceği ölçek ve büyüklükte! Bu haberi duyunca dünya liderlerinin yüzünü, hele de Merkel’in yüz ifadesinin alacağı şekli yaman merak ediyorum! Keşke tam da seçimlere çeyrek kala çatlamasa Şansölye Merkel!
Ne diyor CB; “Ben alışılmış bir cumhurbaşkanı olmadım, olmayacağım. Sözün arkasında durmak buna denir!”
Beklenti Notu: Bugün ümidin ve beklentinin ötesinde gözümüz, kulağımız, aklımız ve yüreğimiz Silivri’de. Salı günü geçmiş olsun demek dileğiyle…
HABER LİSTESİ
-
01
Peşin hükümlere aldanmak…Han Ayvaz Adıgüzel hanayvazadiguzel@gmail.com Osmanlı’da düşünceye ihtiyaç yoktu, Kur’an yetiyordu. Kabul bu idi. Tamam da ama Kur’an’ı elinde tutanlar yetersizdi. Aydının içinde yaşadığı cemiyetin peşin hükümlerini yenmesi zordur. Cesur olmak lazım. Mert ve cesur aydınlar, bu topraklar için bir lütuftur. İhanetin çeşidi çoktur. Aslında peşin hükümler de bir ihanettir. Bundan yakamızı kurtarmamız lazım. Yıllar sonra […]
-
02
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ tutuklandıZafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan tutuklandı. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla gözaltına alınan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, savcılıktaki ifadesinin ardından ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan tutuklandı. Özdağ’ın tutuklanmasına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medyadan tepki gösterdi. İmamoğlu, “Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın tutuklanmasını kabul etmiyoruz. […]
-
03
Bolu faciası için 1 günlük milli yas ilan edildiCumhurbaşkanı Erdoğan, Bolu Kartalkaya’da yaşanan ve 66 vatandaşın hayatını kaybettiği facianın ardından bir günlük milli yas ilan edildiğini açıkladı. Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan, içinde tatilcinin bulunduğu Grand Kartal Otel’de yangın çıktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hayatını kaybedenlerin sayısının 66’ya, yaralı sayısının ise 51’e yükseldiğini söyledi. MİLLİ YAS İLAN EDİLDİ Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından açıklama […]
-
04
Kartalkaya’da otel yangını: 66 ölü, 32 yaralıBolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’nin tanınan otellerinden Grand Kartal Otel’de gece saatlerinde çıkan yangında en az 10 kişi hayatını kaybetti. Sömestr tatili nedeniyle doluluk oranının yüksek olduğu tahmin edilen 12 katlı ahşap otelde 234 kişinin konakladığı belirtildi. BBC Türkçe‘ye TSİ 11.15 sıralarında konuşan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, binada hâlâ girilemeyen iki kat olduğunu, AFAD ekiplerinin […]
-
05
Merhum Dr. Beşir Doster şiiriMİZAHTAN MERSİYEYE Dr. Beşir DOSTER Hayat sonsuz bir yol değil, biter aheste aheste Felek bir gün sualini, sorar aheste aheste Elin çenene dayalı, dalar gidersin geçmişe Bir hasret karanlığı, çöker aheste aheste Ne derdin anlayan kimse, ne ahval soran olur Tenhalaşır dünyan senin, solar […]