AP Raportörü Kati Piri : Erdoğan’ın yakında bir seçim yapması gerekecek

Avrupa Parlamentosu Türkiye – AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulundu. Karar tasarısı yarın AP’de oylanacak. Raporu kaleme alan Türkiye raportörü Kati Piri açıklamalarda bulundu.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yıllık olağan Türkiye raporu, bugün parlamentonun Strasbourg’daki genel kurul toplantılarında tartışıldı. Türkiye – AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulunan karar tasarısı niteliğindeki rapor, yarın (6 Temmuz) Avrupa Parlamentosu’nda oylanacak.
Raporun bu yılki özelliği, Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana ilk defa bir AB kurumunun bu müzakerelerin resmen askıya alınması çağrısında bulunması. Raporu kaleme alan AP’nin Türkiye Raportörü Kati Piri, DW Türkçe’den Kayhan Karaca’nın sorularını yanıtladı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana ilk defa bu müzakerelerin askıya alınması çağrısında bulunacak. Neden?
Piri: Türk hükümeti, Venedik Komisyonu raporlarını ve Anayasa değişikliğine karşı oy kullanan 23 milyon vatandaşı dikkate almadan bu değişiklikleri yürürlüğe koymak istediği için müzakerelerin askıya alınmasını istiyoruz. Anayasa değişikliğinin olduğu gibi yürürlüğe girmesi halinde müzakerelerin resmen askıya alınması çağrısında bulunuyoruz. Nedenine gelince, çünkü biz bu süreci ciddiye alıyoruz. Üyelik müzakerelerinin 2004 yılında başlamasını kutlayan AP değil miydi? Hukuk devletiyle ilgili 23 ve 24’üncü müzakere başlıklarının açılmasını son 10 yıldır daima isteyen AP değil miydi? Süreci ciddiye alıyorsanız ve daimi ve sistematik biçimde temel özgürlüklerin ihlal edildiğini görüyorsanız, mevcut Türk hükümetiyle Türkiye’nin AB’ye entegrasyon sürecini konuşmayı durdurmaktan başka seçenek kalmıyor.
Anayasa değişikliği referandum yoluyla halk tarafından onaylandı. AP’nin alacağı karar üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Türk hükümetinin değişiklikleri yürürlüğe koymaktan vazgeçeceğini düşünüyor musunuz? Ya da bu değişiklikler nasıl yürürlüğe konmalı sizce?
Piri: Türk halkının oyuna sunulan Anayasa değişiklik paketi 18 maddeden oluşuyordu. Parlamenter sayısının değiştirilmesi, seçilme yaşının 21’den 18’e indirilmesi gibi maddelerde sorun yok, bunlar sorun oluşturmuyor. Paketteki sorun Türkiye’de kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırması, cumhurbaşkanının yüksek mahkemelerin yargıçlarının çoğunu atayacak olması veya cumhurbaşkanının OHAL ile devam edip Kanun Hükmünde Kararnameler ile ülkeyi yönetebiliyor olması, demokratik biçimde seçilmiş parlamentoyu feshedebilmesi. Eğer yeni anayasa Kopenhag kriterleriyle uyumlu değilse bunun Türk hükümeti için Türkiye-AB katılım süreci açısından sonuçları olacaktır. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı pragmatik kişiliğiyle tanıyorum. Ülkesinde çok sayıda insanın bu anayasa değişikliğiyle hemfikir olmadığını gördü. Türkiye uzun süredir Avrupa Konseyi üyesi. Avrupa Konseyi de bu anayasa değişikliği konusunda çok net tavır aldı. Dolayısıyla Erdoğan’ın gelecek 2 yıl içinde seçim yapması gerekecek: ya bu değişiklikleri yürürlüğe koyacak ve Türkiye-AB ilişkileri açısından sonuçlarına katlanacak ya da değişiklikleri adapte ederek Türkiye’nin demokratik reform yoluna devam edecek. Seçim kendisinin.
AP’nin kararı doğrudan bağlayıcı değil. AB liderlerinin alacağınız kararı izleyeceğini düşünüyor musunuz? Ya da alacağınız kararı nasıl değerlendireceklerini düşünüyorsunuz?
Piri: Belki bu kadar uzağa gitmeyeceklerdir ama ciddiye alıyorlar, bu kesin. Geçen yıl AP’nin neredeyse oy birliğiyle aldığı müzakerelerin dondurulması kararı birçok ülkede yankı buldu, birçok ulusal parlamento benzer kararlar aldı. Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin parlamentoları AP kararını aynen benimsediler, hükümetlerini benzer kararlar almaya teşvik ettiler. AB Konseyi’nin yarın çıkıp AP kararını kabul etmesini beklemiyorum. Ancak burada büyük bir çoğunluk var. AB Konseyi’nde karar alınması için 28 ülkenin hemfikir olması gerekiyor.
Karar hakkında iyimser görünüyorsunuz ancak bu kararın AP ile TBMM ve Türk hükümeti arasında zaten sorunlu olan ilişkileri daha da zorlaştırma riski sizce bulunmuyor mu?
Piri: Benim Türkiye’deki tek muhatabım sadece Türk hükümeti değil. Ülkede yaşayan 80 milyon kişiyle de ilgileniyorum. Aynı zamanda AB’deki 500 milyon vatandaşla. Ve bu vatandaşlara da kurdukları AB değerleriyle uyumlu olmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile katılım müzakerelerine devam ettiğimizi artık anlatamam. AP için Türk halkı AB üyeliğine adaydır ve öyle kalacaktır. Türk halkının AB’ye ait olduğunu düşünmediğinizi söylemek bir ceza değildir. Hepimiz Avrupalıyız. Milyonlarca insan aynı Avrupa değerleri için mücadele veriyor. Neden Türkiye’de milyonlarca insanın AB’yi yıllar boyu olumlu birşey olarak gördüğünü sanıyorsunuz? Bir değerler topluluğu olduğumuz için. Cumhurbaşkanı Macron’un dediği gibi “biz bir süpermarket değiliz”. Biz hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi önemli unsurlara sahip bir değerler topluluğuyuz. Macaristan ve Polonya gibi ülkelerde yaşananlar nedeniyle AB içinde de önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Fakat bunu Türkiye gibi üyeliğe aday bir ülke söz konusu olunca mazeret olarak kullanmamalıyız. AB Türk hükümetinin politikalarına karşı sert olmalı ama Türkiye’nin duygularıyla oynamamalı. Türk halkı zaten hükümetinin politikalarının acısını çekiyor. Avrupa Parlamentosu’ndan da artı bir darbeye ihtiyaçları yok. Amaç da bu değil. Ben her zaman Türk hükümetiyle diyaloğa açığım. Gerçek diyaloğun dürüstlük üzerine kurulu olduğuna inanıyorum. AB katılım sürecinde bu dürüstlüğü her zaman göstermedi. Türk hükümeti veya parlamentosundan kim olursa olsun bu parlamentoya her zaman bekleriz ve dürüstçe Türkiye-AB ilişkilerini ileriye götürmeyi tartışmaya hazırız.
Türkiye’nin bir gün AB’ye tam üye olabileceğine hâlâ inanıyor musunuz?
Piri: Evet, ben o kadar kötümser değilim. Durum değişebilir. Ben Macaristan’da doğup büyüdüm. O tarihte, ki çok yaşlı sayılmam, Macaristan hâlâ komünist rejimle yönetilmekteydi. Şimdi AB üyesi. Türkiye’de insanlara bakın, güç ve dirence sahipler. Biz burada konuşurken binlerce insan adalet için yürüyor. Türk halkı özgürlüklerinin kesilmesini kabullenmiyor. Türk halkını bilen, aynı zamanda kendi refahları için açık ve demokratik bir toplumun önemini kavramış büyük orta sınıfı bilen biri olarak bu artık işin sonudur diyecek kadar kötümser değilim.
Cumhuriyet
-
İran ve ABD, nükleer müzakerelere Roma’dan sonra Umman’da devam edecek
-
Naci Görür: 23 Nisan depremleri İstanbul depremini daha öne çekti
-
İmamoğlu cezaevi hücresini çizdi: 19 Mayıs için Türk Bayrağı çağrısı yaptı
-
Merkez Bankası’nın yaptığı döviz satışı bir ayda 52 milyar doları aştı
-
Papa Francis’in cenaze töreni: Liderler Roma’da bir araya geliyor
-
Trump’ın gümrük vergileri aslında kimi hedef alıyor?
HABER LİSTESİ
-
01
İran ve ABD, nükleer müzakerelere Roma’dan sonra Umman’da devam edecekABD Başkanı Donald Trump anlaşma sağlanamaması halinde hava saldırıları düzenleyeceği tehdidinde bulunurken, İran da artan uranyum stokuyla nükleer silahlarını artırabileceğinin ipuçlarını veriyor. İran ve ABD arasında Tahran’ın hızla ilerleyen nükleer programına ilişkin müzakereler Cumartesi günü Umman’ın başkenti Maskat’ta yeniden başlayacak ve her iki taraftan teknik uzmanlar olası bir anlaşmanın ayrıntılarını belirlemeye çalışacak. Görüşmeler, ABD’nin yaklaşık […] -
02
Naci Görür: 23 Nisan depremleri İstanbul depremini daha öne çektiNaci Görür, fay konuşmak yerine önemli olan konunun depreme dirençli kentler yaratmak olduğunu tekrarladı. Yer bilimci Prof. Naci Görür, Cuma günü yaptığı açıklamada 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2’lik depremle ilgili, ”Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti,” dedi. İstanbul’da Silivri açıklarında Çarşamba günü öğle saatlerinde meydana gelen ve 12:49’da çevre […] -
03
İmamoğlu cezaevi hücresini çizdi: 19 Mayıs için Türk Bayrağı çağrısı yaptıEkrem İmamoğlu, ‘Tüm Türkiye’ye çağrımı yineliyorum. 19 Mayıs’a kadar evlerde, iş yerlerinde, köylerde, şehirlerde, arabalarda, telefonlarda Türk Bayrağımız olsun,’ dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’ndeki hücresini çizdi. Renklendirilen çizim, İmamoğlu’nun sosyal medya hesabından paylaşıldı. İmamoğlu çizimle beraber şu notu paylaştı: “Ben odamı çizdim, arkadaşlarım da resmettiler. Hücremin […] -
04
Merkez Bankası’nın yaptığı döviz satışı bir ayda 52 milyar doları aştıMerkez Bankası (TCMB), son iki yıldır rezerv biriktirmeyi öncelikli hedeflerinden biri haline getirmişti. Ekonomistler, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart’tan bu yana Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) dövizi baskılayabilmek için yaklaşık 50 milyar dolardan fazla satış yaptığını hesapladı. İmamoğlu, 18 Mart’ta İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomanın iptal edilmesinden bir gün sonra […] -
05
Papa Francis’in cenaze töreni: Liderler Roma’da bir araya geliyor88 yaşında hayatını kaybeden Papa Francis’in cenaze töreni Cumartesi günü gerçekleşecek. Törene büyük bir kalabalığın katılması bekleniyor. Papa Francis’in Cumartesi günü yapılacak cenaze töreni öncesinde devlet başkanları ve ileri gelenler Cuma günü Roma’da bir araya geliyor. Vatikan, aralarında 50 devlet başkanının bulunduğu 130 delegasyonun katılımını teyit ettiğini açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump ve Ukraynalı mevkidaşı […]