Cahit Kılıç: Maksim Gorki’ye Mektuplar…

-Genel - 3 Eylül 2025 17:32 A A

CahKılıç

Cahitkilic54@gmail.com

YAZI ARŞİVİ


Yoruldum Alyosha…

(Maksim Gorki’ye mektuplar silsilesinden… Hiç bilmiyorum ki bu kaçıncısı…)

Privet, Alyosha!
Davno ne perepisivalis!
İçimi, yine sana dökeceğim.
Potomu chto, nodoeli…
Uzhe davno…
İ krome tebya net nikogu!
Esli zamuchil tebya, prosti!
***
Bak neler oldu, Alyosha!
Raskazhu tebe…
***
İnsanlığın, insaniyetin, hümanizmin, iyiliğin, hakkın-hukukun, adaletin, eşitliğin, eşitçe paylaşımın, insana yaraşır şekilde insanca yaşamanın önüne Çin Seddi’ne benzer büyüklükte setler çektik…
***
Zahirde: Birlik, beraberlik nutukları attık… Böylece zevahiri kurtardık!
Batında: Devletin ve milletin malı olan her kurum ve kuruluşu kendi yandaşlarımızın emrine tahsis ettik…
Başarıya giden yolu iyi keşfettik ve her türlü bölünmeyi körükledik…

  • Dinî bölünmüşlükler
  • Mezhebî bölünmüşlükler
  • Tarikî bölünmüşlükler
  • Irkî bölünmüşlükler
  • Sosyolojik bölünmüşlükler
  • Siyasî bölünmüşlükler

Ve birçok benzeri bölünmüşlükleri ya körükleyerek artırdık, ya da yeniden var ederek vücut bulmalarını sağladık…

Çıtını çıkaranı içeri tıkıyoruz. Eskiden aynı yolun yolcusu olanların çoğu, bu bölünmeler sayesinde içeri tıkılanlar için sevinçten göbek atıyorlar şimdi…

İhanetin sınırı yok ki, Tovorish! Ne edelim!
***
Kimilerini parayla satın alarak emir kulumuz yaptık…

Kimilerinin üstünde korku imparatorluğu kurarak kendimize râm ettik…

  • İçimizdeki makam ve mevki meraklılarının yerlerini muhkemleştirdik ve verdiğimiz hücum emriyle daha da saldırgan olmalarını sağladık…
  • Karşı taraftan kimi keskin sirkelerin “Arpamı bol edersen, senin safına geçerim ve bu taraftakilere dünyayı dar ederim” sinyalleri verenleri derhâl safımıza aldık ve müstahkem mevkilere oturttuk… Şaşıracaksın ama bunlar, saldırganlıkta birincileri fersah fersah geçtiler…
  • Arada bir “Ne oluyoruz?” gibi parazit yapanların derhâl ipini çektik. Bunların bir kısmının mabadına tekmeyi yapıştırırken, diğer bir kısmını da FETÖ’nün adamı diye içeri attık…

***
-Eshe dalshe?..

-Nu, slushay!
***
Devlet denilen oluşumu ele geçirmek ve halka kayıtsız şartsız hükmetmek için yargıyı emrimize almanın şart olduğunun bilinciyle:

  • Hem adil davranıp hem de yargıya hükmetmeyi başarmak mümkün değildi…
  • Bu nedenle evvel emirde “demokratik hukuk devleti” kavramını kafamızdan çıkarıp çöpe attık… Zahirde başka şeyler söylesek de, batında “Her şart altında bu yargı bizim egemenliğimiz altına girecek! Bundan sonra bize köstek olamayacağı gibi, bilakis, arzu ettiğimiz neticeye ulaşmak için gideceğimiz yoldaki dikenleri temizleyecek” düsturuyla yargıyı ele geçirme harekâtını başlattık…
  • Eski ortağımız Fetullah Gülen ile birlikte bu amacımıza ulaşmamız çok uzun sürmedi…
  • Bu ortaklıkta, yargı, bizden çok Fethullahçıların eline geçti… Ülkenin adalet sistemini yerle bir ederken, adalet duygusunu da kökünden sünnet ettiler…
  • Şöyle tasavvur edebilirsin: KGB ile OMON kuvvetleri birleştiler ve bütün güç ve argümanlarını tek hedefe kilitleyerek, naroda hücuma geçtiler… Ölen öldü, kalan sağlar bizimdir…
  • Eh! Bir müddet sonra öküz ölünce ortaklık da bozuldu. Yargıyı ve polisi elinde tutan Fetullahçılar, namluyu bize çevirdiler…
  • Zor oldu ama defterlerini dürdük çok şükür…
  • Menfur bir darbe girişiminde bulundular. Darbeyi savdık, OHAL mohal diyerekten seksen milyona insana tek ağızdan ve iki dudak arasından hükmediyoruz… Elhamdülillah…

***
-Eshe dalshe?

-Da, slushay!
***
Yetmiş yıllık demokrasi tecrübesi olan bir halkın, demokrasiyle bağlarını koparmanın yolu, bağımsız matbuatı, bugünkü tabirle “medyanın” da zapt-u rapt altına alınması gerekirdi…

Uzatıp yormayayım seni. Medyadaki aykırı seslerin bir kısmını kapatarak, bir kısmını millet parasıyla ve “havuz” sistemiyle satın alarak, direnmeye çalışanların vergi yüküyle belini kırarak susturmak çok zor olmadı…

Aslında çoktan râm olmuş sözde “ana akım” medyanın son kalelerini de birkaç gün önce zapt ettik…

Bastırdık devlet bankasından yaklaşık bir milyar dolar krediyi, kendi yandaşımıza aldırıverdik…

Yürek ister, biri çıksın da desin ki “Kimin parasını kime verip ne aldırıyorsun?”

Senin anlayacağın, Dorogoya Tovorish; şimdi adları farklı olsa da hemen hepsi birer Pravda, birer Komsomolskaya Pravda

Predstav tak: “Govorit Moskva, teper slushut Turetskiy narod!”
***
Yazar-çizer tayfasından aykırı olanların önemli bir kısmını işten attırdık. Şimdi bir kısmı aç kalmamak için pazarda limon satıyor…
Bir kısmı da duvar dibinde oturup bitini kırıyor!

Diğer bir kısmı da “Vicdan denilen şey de nedir? Mücerret bir kavram! Ben işime bakarım” diyerek beytülmaldan eşek yüküyle para götürüyor!
***
V Kstati: Sizin İvan ile bizim İmam, son zamanlarda çok iyi anlaşıyorlar. Emperyalist Batı, yine yanlış oyunlar neticesinde bu ikiliyi birbirine muhtaç hale getirdi… Bu ortaklık ne kadar sürer, bilemiyorum… Fakat bir gerçek var ki, sizinki bizimkine kıyasla çok daha bilgili ve demokrat…
***
Şimdi…
Diyeceksin ki: Bu kadar şeyi bana niye anlattın?

  • Seni İtalya’ya gitmeye mecbur eden sebeplerin hemen hepsi bugün bizde yaşanıyor…
  • Benim gidecek bir İtalya’m veya herhangi bir ülkem yok… Şartlar ne olursa olsun, kendi ülkemde ölmek isterim.
  • Düsturum, Namık Kemal merhumun bu dizeleriyle aynıydı:
    “Felek, her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin;
    Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten!”

***
Ama yoruldum… Gücüm yok artık.

  • Bugünkü hâlet-i ruhiyemi en iyi Fuzûlî merhumun şu beyti tasvir ediyor:
    “Dost bîvefâ, felek bîrahm, devran bîsükûn,
    Dert çok, hemdert yok, düşman kâvî, talih zebun”

***
Prosti Alyoşa, yordum seni…
Kak nash Tsiganok tam? Privet pereday…
Obnimayu…
Hayâlî çocukluk arkadaşın Cahit…

İstanbul, 10 Aprel 2018…

 

Not: Maksim Gorki’nin gerçek adı Aleksey’dir. Alyoşa ise çocukluğunda sevimli hitap şeklidir.

-Genel - 17:32 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.